Bölüm 26

11.9K 489 54
                                    

Hayatımda yazdığım en uzun ve en zor bölüm olabilirdi tadını çıkarın SONDA (+18) UYARISI VAR BÖLÜM ONDAN UZUN

----------------------------------------------------------


Babamın öldüğü günün sabahına kadar bütün işleri ben hallettim çünkü abimin o işlemleri halledecek kadar parası bile yoktu

Şu an bulunduğum mezarlığa ise ilk ve son gelişimdi benim babam ölmüştü ve ben üzülmüyordum ne zaman bu kadar acımasız oldum bilmiyorum ama halimden mutluyum

zaten bulunduğum ortam da bir saçmaydı mahalleden insanlar vardı ama bana çok kınayıcı bakıyorlardı ben ne yapmıştım peki ailem ne anlatmıştı mahalledekilere belki de ağlamadığım için kınıyorlardır ya da dim dik durduğum için

Kafamdaki siyah örtüyü düzelttim yanımda beni izleyen Aral'a baktım Semih beyin cenazesinde ben onu arkadan izlemiştim ama şimdi o benim yanımdaydı ve kendimi güvende hissettiriyordu ciddi tavrını koruyordu ben ise sadece ona sarılmak istiyordum

Abim mi birkaç arkadaşıyla babamı gömmekle meşğuldu hem ağlıyor hem de toprağı tabutun üstüne atıyordu babam gözümüzün önünde son nefesini verdiğinde benim aksime kriz geçirmişti onunla tek ilgilenen ise hastanedeki çalışanlardı o da yeminleri gereği.

Meuse ve Toprak sabah benim evime yerleşmişlerdi onlar da gelir gelmez rezil olmuşlardı şimdi ise diğer yanımda benimle birlikte cenazeyi izliyorlardı onlar da ne yapacaklarını şaşırmışlardı Meuse hikayeyi biliyordu ama Toprak, o sadece sessiz kalmayı tercih etmişti

biri adımı sesleniyordu ama gözüm dalmıştı cevap veremiyordum Aral sırtıma dokunduğunda bir an irkilerek kendime geldim "İyi misin Aşkım?" kafamı salladım bana seslenen kadına baktım

"Başın sağ olsun kızım ne kadar da büyümüşsün cenazen olmasa yüzünü bile göremeyecektik" kafamı salladım "Sağ ol Elif teyze" bu kadını çok sevmezdim bana hep itici gelirdi

beni ve Aral'ı süzdükten sonra "Senin için de kocaya kaçtı dediler ama" kafasıyla Aral'ı gösterdi "Enişte bey herhalde" cenazede gülünmezdi değil mi Aral ne kadar şaşkınsa ben de o kadar gülmek istiyordum tutamadım da kendimi bir anda kahka atmaya başladım karşımdaki kadın bu deli mi diye bana bakıyordu

güldürmemi biraz durduğumda Elif teyzeye baktım "Görüyorsun değil mi Elif teyze sen senelerce oku meslek sahibi ol sonra kocaya kaç af edersin de" gülümsememi sildim ciddi bir şekilde ona baktım "o kadar salak bir kıza benziyor muyum aslını bilmediğin şeyler hakkında saçma sapan konuşup beni delirtmeyin"

"Terbiyesiz nereye kaçtıysan artık seni bozmuşlar ahlaksız bir insana dönüşmüşsün baban ölmüş bir damla göz yaşı bile dökmedin bunca sene seni baban büyüttü annenin cenazesine gelmedin bile" ha böyle asıl sormak istediklerini sor bakayım

başımdaki örtüyü çektim elime aldım Elif teyzeye yaklaştım " sa na ne ha ister terbiyeli olurum ister terbiyesiz ben senin gibi alakamın olmadığı konulara burnumu sokuyor muyum ana benim baba benim ister ağlarım ister gülerim senin gibi sahte davranacağıma en azından ne düşünüyorsam öyle davranırım şimdi elimden bir kaza çıkmadan çık git şuradan yoksa sen de bizim pederin yanını boylarsın" karşımdaki kadın bir adım geri çekildi

"Tövbe estağfurullah kız delirmiş" dedi cenazeden koşarak ayrıldı böylelerine böyle muamele gerekiyordu Aral elini belime attı kulağıma yaklaştı "Sakin ol Aşkım" dedi yanağıma öpücük kondurdu geri çekildi

bir an herkesin odağı bana dönmüş olsa da kimse sesini çıkarmadı en sonunda imam cenaze namazını kıldırdığında herkes ayrılmaya başladı kimse kalmadığında ise abim ben ve Aral'lar bir de bizim dört tarafımızı çevirmiş korumalar vardı

Karanlığı Seçmek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin