Farklı yaralar, aynı an, aynı zaman, aynı yer...🌸
Hastanenin soğuk koridorunda bir sedye en az 10 tane sağlık görevlisinin arasında sürükleniyordu. Sedyenin hemen arkasından panik içinde koşan iki kişi vardı. Onlar sedyede yatan genç adamın, en yakın arkadaşı ile kız kardeşiydi. Efe'nin ellerindeki ve yüzündeki kurumuş kan lekeleri koridor ışığıyla beraber gözle görülür bir hal aldı. Han, otomatik kapıdan geçirilip ameliyathaneye alınırken Bahar ve Efe o kapıyı aşamadı. Onlar yetişene kadar kapının kilit sistemi devreye çoktan girmişti.
"Ne olur. Beni de alın." diye yalvardı, Bahar. Önündeki kapıya birkaç tane tokat atıp yanağını soğuk kapının plastik camına yasladı. Efe gözlerinden akan yaşları sertçe silerek derin bir nefes aldı. Bahar'a doğru yaklaşıp genç kızın saçlarını tedirgin bir tavırla okşadı.
"O iyi olacak." diye fısıldadı.
"Yalan söyleme." diye bağırdı, Bahar. Soğuk kapıdan uzaklaşıp Efe'yi göğsünden defalarca yumrukladı. Efe kıpırdamadan genç kızın hırsını almasını bekledi. "Kendine bir şey yapmaz da demiştin. Ama bak yaptı." diyerek Efe'nin yakasını sıkıca kavradı.
Efe, yakasını kavrayan onun küçük ellerini kendi avucunun arasına sakladı. "İyi olacak. Sana söz veriyorum. Onu birlikte iyileştireceğiz." dedi.
Bahar gözyaşları arasında yüzünü Efe'nin göğsüne gömdü. "Birlikte iyileştireceğiz." diye onayladı, onu boğuk bir sesle.
Efe, göğsüne sığınan genç kızı kollarıyla sararak çenesini kızın saçlarının üzerine dayadı.
"Çekilin. Yolu açın." Koridorda güçlü bir ses patlak verirken bir sedye daha ameliyathane yolundaydı. Efe, Bahar'ı tek kanadının altına alarak kenara doğru çekildi. Ameliyathane kapısı bir kez daha açıldığında Öykü Lyra için açılmıştı.
"Hasta hamile. İntihar girişimi. Bileklerinde derin kesikler var." Kırmızı önlüklü bir kadın durumu özet geçerken Efe'nin gözleri bir anlığına sedyedeki kadına kaydı.
"Sikeyim." diye söylendi, kendi kendine. "Öykü mü lan bu?" Bahar'ı bırakıp ilerleyen sedyeye biraz daha yaklaştı. Kesinlikle fotoğrafta gördüğü kızdı. "Ne oluyor lan?" diyerek bir elini ensesine götürdü. Ensesini düşünceli bir şekilde kaşıdı.
"Bana onun düşündüğüm Öykü olduğunu söyleme, lütfen." Kapının kapanma sesine eşlik eden ses Bahar'a aitti. Efe, arkasını dönüp Bahar'a doğru yaklaştı. Genç kızın bir elini avuçlarının arasına aldı.
"Maalesef o." dedi, üzgün bir ifade takınarak.
Genç kız, "Anlamıyorum, Efe. Anlamıyorum." derken elini Efe'nin ellerinden hızla çekip kendi saçlarına daldırdı. "Neden yaptılar, bunu? Delireceğim." Ellerini saçlarından indirip yüzünü ovuşturarak toparlanmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Han'ın Öyküsü
RomanceVegası sevecek sevilecekti. Dünyanın en güzel annesi olacaktı. Han düşündüklerine buruk bir tebessüm ekledi. "Hoşça kal, Vega." diye fısıldadı, Öykü'nün ardından. "Karanlık dünyamın gökkuşağı..." Yutkundu. "Hoşça kal." Avucunu dudaklarına değdirdi...