"Soobin! Soobin beni de bekle." Yeonjun kendisine kıyasla daha uzun olan arkadaşının peşinden koşturuyordu. Soobin "sona kalan çürük yumurta!" diye bağırarak koşmaya başladığında Yeonjun da hemen arkasında bulmuştu kendini. Arkadaşı ona kıyasla çok hızlıydı, Yeonjun ise zayıf, çelimsiz bir çocuktu. Yine de elinden geldiğinde hızlı koşuyor, arkadaşına yetişmeye çalışıyordu. Soobin'in çoktan karşı yola geçmiş olduğunu gördüğünde minik ayaklarının adımlarını hızlandırmış, olduğu yerde durup onu bekleyen Soobin'in yanına gidebilmek için yolun ortasına atmıştı kendini.
"Yeonjun dikkat et!" Aniden Soobin'in endişeli sesini duymasıyla adımları kesilmiş, olduğu yerde çakılı kalarak şaşkınca etrafına bakarken kendisine doğru yaklaşan koca kamyonu görmüştü. Panik anlarında düşünebilen bir çocuk değildi, beyni düşünme işlevini kaybetmişti. Yolun ortasında durup kendine doğru hızla yaklaşan kamyona bakakalmıştı.
Aniden bedeninin sertçe itildiğini hissettiğinde ne olduğunu anlayamadan kendini kaldırımda, yere düşmüş halde bulmuştu. Tekrardan mantıklı düşünmeye başladığı anda aklına Soobin gelmiş, onu görememesiyle hızlıca doğrulup bağırmıştı. "Soobin! Neredesin?" Gözleri yaşlarla dolmaya başladığı sırada sağ tarafında yerde duran Soobin'i görmüştü. Yalnızca bir adımlık farkla kamyonun ona çarpmasından kurtulmuştu fakat sol dizi kanıyordu. Yeonjun yerden destek alarak hızlıca ayağa kalkmış ve koşarak yanına gitmişti Soobin'in. "Soobin! İyi misin? Neden atladın kamyonun önünde?" Çoktan gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı kısa olanın gözlerinden.
Soobin tepkisizdi, ne az önce az kalsın kamyona çarpacak olmasından ne de dizinin kanıyor olması onu endişelendirmiş gözükmüyordu. Karşısında ağlayan arkadaşını daha çok endişelendirmek istemiyordu. "Sakin ol Yeonjun, bak ikimiz de iyiyiz sonuçta." Yeonjun minik elleriyle göz yaşlarını silmiş, arkadaşının söylediklerine başını sallamıştı. Kolunu omzuna atıp Soobin'i ayağa kaldırmış ve evine kadar yürümesine yardımcı olmuştu. Bayan Choi iki çocuğu kir pas ve yara içinde gördüğünde başta sinirlenip azarlasa da endişesi ağır basmış, Soobin'in yarasını temizleyip yiyecek bir şeyler hazırlamak için ikisini yalnız bırakmıştı.
"Çok acıyor mu Soobin?" Yeonjun endişeli gözlerini Soobin'in dizinden çekip yüzüne çıkardığında Soobin kısa olanın şirinliğine gülümsemişti. "Çok az, azıcık acıyor." Yeonjun üzüntüyle dudaklarını büzmüş, yavaşça öne eğilip Soobin'in temizlenmiş yarasına minik bir öpücük kondurmuştu. "Televizyondaki kadından duymuştum, o da böyle öpüyordu. Diyordu ki; minik bir öpücük tüm acıyı dindirirmiş." Küçüğünün saflığına gülmeden edememişti Soobin. Hızlıca başını sallamış ve arkasına yaslanmıştı. "Haklısın Yeonjun. Artık sayende hiç canım acımayacak."
******************
Uyandığımda yatağın sağ tarafı boştu. Erken uyandığımı düşünürsek Soobin gerçekten çok erkenden kalkıp çıkmıştı odadan. Sevgililer gibi sarmaş dolaş uyanmayı beklemiyordum tabii ki fakat beni bırakıp gideceğini de düşünmemiştim. Fazla üzerinde durmadan yataktan kalkmış, odadan çıkıp ortalığı kontrol ederek kimseye gözükmeden kendi odama dönmüştüm. Duvarda asılı duran saate baktığımda kahvaltı saatinin çoktan başladığını farketmiş, altımdaki eşofmanı çıkarıp siyah bir kot giymiştim. Tişörtümü bilerek değiştirmemiştim, üzerimde Soobin'in tişörtü ile inmiştim yemekhaneye. Oradaydı, herkesten uzakta koridorun sonundaki masada tek başına kahvaltı ediyordu. Onu gördüğüm anda hızlanan kalbim kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. Aptal mıydım ben? Belki.
Hızlıca tabağıma rastgele bir şeyler doldurmuş ve kendimden emin adımlarımı Soobin'in masasına doğru atmıştım. Ne olabilirdi ki? Dün gece onun odasındaydım, sevişmiştik, birlikte duş almış ve uyumuştuk. Bana git diyecek hali yoktu değil mi?
Pekala, büyük konuşmamam gerekiyordu. Soobin öyle bir şey yapmıştı ki yüzüme karşı git dese daha az rencide edici olurdu. Ben sandalyeye oturduğum anda çatalını tabağa bırakmış, yüzüme bile bakmadan çıkıp gitmişti. Gerisinde de arkasından şaşkınca bakakalan ben kalmıştım.
"Dengesiz orospu çocuğu, genetiği bozuk piç. Öldürmek istiyorum o dallamayı beni anlıyor musun? Hatta sikini koparıp al oyna diyerek eline vermek istiyorum. Kıçına çubuk sokup tekmelemek istiyorum. Haksız mıyım?" Yanımda oturan seksenli yaşlarda olduğunu düşündüğüm kadına bakmıştım cevap beklercesine. "Oh, yaşıyor musun?" Elimi korkakça başını yana düşmüş, gözleri açık durmasına rağmen yaşam belirtisi göstermeyen kadının burnuna götürmüştüm. Nefes alıyordu. "Güzel, yaşıyorsun. Az önce duyduklarını Soobin'e söyleme olur mu?" Ayağa kalkıp ölüden bir farkı olmayan kadının önünde doksan derece eğilerek selam vermiş ve hızlı adımlarla ayrılmıştım ortak salondan. Sabahtan beri kendi kendime düşünerek deliriyordum, sinir krizi geçiriyordum resmen. İşin kötüsü ilacıma sahip olan kişi ile bana sinir krizi geçirten kişi aynı kişiydi.
İçimden hala o şerefsize söverken aklıma gelen şey ile adımlarımı hızlıca Soobin'in odasına çevirmiştim. Belki bunun için kendime sonrasında çok kızacaktım fakat düşünmeden hareket ediyordum ve ihtiyacım olan şeyi almak için yapmayacağım şey yoktu. Odanın önüne geldiğimde önce etrafı kontrol etmiş, kimsenin olmadığından emin olduğumda kapı kulpunu tutup aşağıya indirmiştim. Şansıma kilitli değildi, Soobin'in içeride olup olmadığını bilmiyordum. Tedirgince içeriye girmiş, bakışlarımı etrafta gezdirmiştim, boştu. Soobin yüzüme gülmemiş olabilirdi ama hayat gülüyordu. Hızlıca yatak odasına ilerleyip dolabını ve çekmecelerini karıştırmaya başlamıştım. Nereye koymuş olabilirdi ki? Soobin gibi düşün Yeonjun, Soobin gibi düşün. O aptalın beyni yoktu ki düşünesin. Tekrardan artmaya başlayan sinirimi kontrol altına almaya çalışırken bir yandan kıyafetlerinin arasını karıştırıyordum.
"Bunu mu arıyorsun Yeonjun?"
Selamlar!
Yeonjun'un çocukluk arkadaşından daha önce bahsetmiştim değil mi? (:
Kurgu istediğim gibi gidiyor fakat nedense batırıyormuş gibi hissediyorum, umarım düşündüğüm gibi değildir.
Lütfen düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın! <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sex, drugs, etc. | yeonbin
FanfictionYeonjun uyuşturucu bağımlılığını yenebilmek için gittiği rehabilitasyon merkezinde kendine yeni bir bağımlılık bulduğunun farkında olmadan Soobin ile tanışır. Yeonbin #10