"Soobin?!" Görmeyi beklediğim manzara bu değildi, kesinlikle değildi. Sesimin biraz yüksek çıktığını farkettiğim anda odaya girip kapıyı kapatmıştım hızla. Soobin'in yakalanmasını istemiyordum. Pişman ya da endişeli gözükmüyordu, fazla sakindi. Sanki kollarından kanlar damlayan kendisi değilmiş gibi dümdüz bir suratla bakıyordu bana. Ne yapacağımı bilememiştim, ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordum ve Soobin benden yardım bekliyormuş gibi gözükmüyordu. Aklıma gelen tek şey ile Soobin'i tutup banyoya yönlendirmiş, musluğu sonuna kadar açıp kollarını suyun altına sokmuştum. İlk defa görüyordum kollarını, normalde onu her görüşümde boğazlı kazak giyiyordu. Çok fazla iz vardı kollarında, iyileşmiş olanlar, yavaş yavaş iyileşmeye başlayanlar, yeni gözükenler ve bugün eklenen açık yaralar. Bunu neden yaptığını anlayamasam da benim de ondan çok bir farkım olmadığı için sorgulama hakkım olduğunu düşünmüyordum.
Soobin hâlâ konuşmamıştı, geldiğimden beri tek bir kelime dahi etmemişti. Daha çok endişelenmeme sebep oluyordu böyle yaparak. Kollarındaki kanlar temizlendiğinde suyu kapatmış ve yaralara bakmıştım. Neyse ki aşırı derin değillerdi fakat normal çizikler gibi de değildi. Suyu kapatır kapatmaz tekrardan kanlar ortaya çıkmıştı, biraz daha beklersem akmaya başlayacaklardı. Odalarımızda ecza kutusu yoktu, gidip hemşirelerden yardım da isteyemezdim. O an aklıma gelen tek seçenek kumaş parçası sarmaktı kollarına. Ve yaptım da, bir saniye bile düşünmeden tişörtümü üzerimden çıkardım ve bir ucunu dişimle tutup ikiye yırtarak sıkıca sardım Soobin'in yaralı kollarına.
Hâlâ konuşmuyor olsa da şaşkın bakışlarını gizleyememişti benden. Doğruyu söylemek gerekirse ben de şaşkındım, Soobin'in karşısında üstsüz bir şekilde duruyordum ve soğuk hava sertçe bedenime çarpıyordu. Bu kez o beni tutup yatak odasına geri döndüğünde itiraz etmeden peşinden gitmiştim. Kolumu bırakıp dolabına ilerlemiş ve bulduğu ilk tişörtü yatağın üstüne atıp bana bakmıştı. Giymem için çıkarttığını anladığımda hızlıca tişörtü yataktan almış ve üzerime giymiştim. Aramızdaki cüsse farkı yüzünden boyun bölgem biraz açıkta kalsa da rahatsız etmemişti beni.
Soobin yatağına oturup hiçbir şey demeden bana bakmaya devam ettiğinde aramızdaki sessizlik sinirimi bozacak seviyeye gelmişti. "Neden açtın kapıyı? Ya çalışanlardan biri olsaydı, yakalansaydın?" Omuz silkmişti Soobin yavaşça, sırtını yatak başlığına yaslamış ve bacaklarını uzatmıştı. "Senin geldiğini biliyordum."
Buna güvenip açmış olamazdı, nereden bakarsan bak riskliydi. Anlam veremesem hatta bir miktar sinirlensem de üstüne gitmemeye karar vermiştim. "Neden geldiğimi sormayacak mısın?" İki yana sallamıştı başını yavaşça. "uyuşturucu mu istiyorsun?" Sırf bunun için geldiğimi düşünmesi bir tık moralimi bozmuştu fakat haklıydı, başka ne için gelebilirdim ki sonuçta ona göre?
"Hayır, uzun süre seni göremeyince endişelendim." Yavaşça yatağa Soobin'in yanına oturup bacaklarımı uzatmış ve sırtımı onun gibi yatak başlığına dayamıştım. "Ne oldu birden Soobin? Sabah iyiydin, neden zarar verdin kendine?" Soobin bu defa ilk kez savunmasız gözüküyordu karşımda. İç çekerek başını öne eğmiş ve mırıldanmıştı. "Bilmiyorum, zihnimdeki sesler yapmamı söylüyor ve yapıyorum." Yutkunarak elimi elinin üzerine koymuştum, koluna dokunarak canını yakmaktan korkuyordum. "Acıyor mu?" Aniden doğrularak bana dönmüş ve beklemediğim bir anda üzerindeki tişörtü çıkarmıştı. Gördüklerim ile açık kalmıştı ağzım. Biliyorum kaslı ve kusursuz bir vücut tarif etmemi bekliyorsunuz fakat öyle değildi. Geniş omuzları ve kasları vardı fakat sayısız yara izi kaplıyordu vücudunu. Yeni gözükmüyorlardı fakat izleri çok net gözüküyordu. Her bir yanında çizikler vardı karnının ve göğsünün. "Acımıyor Yeonjun. Hissetmiyorum. Hiçbir şey hissedemiyorum."
Ne yaptığımın farkında değildim ve düşünmeden hareket ediyordum. Sağ elimi yavaşça Soobin'in çıplak göğsüne götürmüş ve fazlasıyla belli olan izlerden birinin üzerinde gezdirmiştim parmaklarımı. Acınası durmuyordu hele çirkin hiç değildi. Choi Soobin kendi yaptığı sayısız yara iziyle dahi güzel gözüküyordu.
Şimdi anlıyordum onu, acı çekmekten zevk aldığını sanmıştım fakat o yalnızca bir şeyler hissedebilmek istiyordu. Acı hissedilmesi en kolay duyguydu fakat onu bile beceremiyordu. Ona yardım etmek istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Daha kendimi kurtaramazken onu kurtarabilir miydim ki?
"Uyuşturucu bahanesiyle beni öpmeye geldiğini sanıp heyecanlanmıştım Yeonjun. Beni hayal kırıklığına uğrattın." Ses tonundan dalga geçtiğini anlasam da yüz ifadesi fazlaca ciddi duruyordu. Ayarlarımla oynamaktan zevk alıyordu resmen. "Neden seni öpmemi istiyorsun?" Omuz silkmişti. "Dudakların güzel."
Sesli bir şekilde yutkunmuştum söylediği şey ile. Neden böyle yapıyordu? Öpüşüyorduk, gitmemi söylüyordu. Ertesi gün beni kalabalığın arasında panik atak geçirirken kurtarıyor, sarılıyor ve şimdi de gelmiş dudaklarımın güzel olduğunu söylüyordu. "O hâlde neden gitmemi istedin dün?" Bu kez Soobin'in yutkunduğuna şahit olmuştum. "Biraz daha devam etseydik kendimi tutamazdım Yeonjun." Bedenini yavaşça bana çevirmiş ve tişörtümle sarılı kolunu kaldırıp elini yanağıma koymuştu. "Güzelsin, çok güzelsin ve çıldırmama sebep oluyorsun. Uyuşturucunun etkisindeyken sana dokunmak istemedim."
Aramıdaki cinsel çekimin on kilometre uzaktan hissedildiğini söylemiştim değil mi? İkimiz de birbirimizi arzuluyorduk fakat sadece cinsel istekle kalıyordu bu. Soobin yanağımı okşarken bile duygudan yoksun dümdüz suratıyla bakıyordu bana. Ben de farklı sayılmazdım fakat yüzüme yansıtmasam da hızlanan kalbimin sesi beni rahatsız ediyordu, o da duyacak diye ödüm kopuyordu.
Neden böyle hissediyordum? Karşımdaki insan iki gün öncesine kadar yabancıydı bana, cinsel olarak etkilenmenin yanı sıra nasıl hızlandırabilirdi kalbimin atışlarını bu kadar kısa sürede? Cevap vermek istememiştim, ne demem gerektiğini bilmiyordum. Konuşmak yerine yalnızca ona doğru eğilmiş ve göğsündeki belirgin izlerden birinden öpmüştüm. Başımı kaldırdığımda anlamsız bakışlarla beni izlediğini görmüştüm. "Uyuşturucu değil dudaklarını istiyorum Soobin."
Soobin'in göz bebeklerinin büyüdüğüne şahit olmuştum, yavaş yavaş yüzüme yaklaşıyordu. Yalnızca birkaç saniye sonra özlediğim dudakları dudaklarımla buluşacaktı.
Görevliler gecenin bir vakti arama yapmaya karar verip kapıyı tıklatmaya başlamasalardı.
Selamlar!
Aslında daha uzun bir bölüm yazmayı düşünüyordum fakat iki bölüme bölmeye karar verdim. Düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın lütfen her bir yorum benim için çok önemli. Umarım okurken keyif alıyorsunuzdur. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sex, drugs, etc. | yeonbin
FanfictionYeonjun uyuşturucu bağımlılığını yenebilmek için gittiği rehabilitasyon merkezinde kendine yeni bir bağımlılık bulduğunun farkında olmadan Soobin ile tanışır. Yeonbin #10