Yaptığım her şeyi eskiden yaşadığım kötü olaylara, travmalara bağlamak yanlış geliyordu. Sorunlu biriydim ben, yaptıklarımdan sorumlu tek kişi bendim. İnsanlar her zaman sorumluluklardan kaçmak için yedikleri bokların sebebini küçüklük travmaları ya da yaşadıkları kötü olaylar olarak görürler fakat yaptıkları tek şey korkaklıktır aslında. Kabul ediyordum, uyuşturucu bağımlısının tekiydim ben, girdiğim bataklıktan çıkamıyordum ve kimseden yardım da isteyemiyordum. İsteyemezdim de, çıkmak istemiyordum düştüğüm bataklıktan.
İlk zamanımı hatırlıyorum, evden kaçmıştım. Fazlasıyla kalabalık gözüken, şarkı sesi tüm sokakta yankılanan rastgele bir ev partisinde bulmuştum kendimi. İçmeye gelmiştim yalnızca, birkaç bardak bira içer kendimden geçip eğlenirim diye düşünüyordum. Hayal ettiğim gibi olmamıştı, ben daha ilk bardağımın yarısına bile gelmemişken yüzünde dövmeler olan garip kılıklı bir kız yanıma gelmiş, kışkırtıcı bir gülümsemeyle benimle flört etmeye çalışarak boş odalardan birine götürmüştü beni. Gözlerini çevreleyen simler, şakaklarındaki ve kaşının üzerindeki dövmeleri, parlak kıyafetleri ve renkli saçlarıyla fazlasıyla ilgi çekici gözüküyordu. Onu takip etmemi istediğinde bir saniye bile düşünmeden peşinden girmiştim o odaya. O zamana kadar gördüğüm en güzel kızlardan biriydi, tek lafıyla istediği her şeyi yaptırabilirdi bana. "Rahatlamak ister misin?" Bana söylediği şey buydu, her şey o cümle ile başlamıştı. Göğüslerinin arasından minik bir poşet çıkarmış, içindeki tozu masanın üzerine dökmüştü. "İşte böyle yapacaksın." Masaya doğru eğilerek parmağıyla burun deliklerinden birini kapatmış, ardından masadaki tozu burnundan içeriye çekmiş, yüzünde büyük bir sırıtışla kafasını kaldırarak bana bakmıştı. "Sıra sende."
Başta tereddüt etmiştim, hayatım boyunca bu tarz şeylerden uzak büyütülmüştüm, alkol bile çok fazla kullanmazdım. O gece kendi sınırlarımın dışına çıkasım gelmişti ilk kez olduğum kişiden farklı davranmak istiyordum. Bu cesareti bir daha bulamazdım. Kızın hareketlerini taklit ederek masaya doğru eğilmiş, kalan tozu içime çekmiştim. Tarif edemeyeceğim bir histi, yakıyordu fakat acıtmıyordu. Garip hissettiriyordu fakat kötü değildi. Beynim uyuşmuş gibiydi, bedenim yıllardır aradığı huzura kavuşmuş gibi. Sonrası yoktu, boşluktu her şey. Hatırladığım tek şey o geceden sonra vücudumun sürekli uyuşturucuyu arzulamasıydı.
İki günde bir gece saat on bir civarında buluşur, önce kafayı bulur sonra birbirimizi tatmin ederek geçirirdik geceyi. Düzene oturtturmuştuk, aramızda duygusal bir bağ yoktu, birbirimizin ismini bile bilmiyorduk. Yalnızca eğlenmek için kullanıyorduk birbirimizi ve ikimiz de bundan şikayetçi değildik.
İşin sonunda ben buraya düşmüştüm, o kızın nerede ve ne yapıyor olduğu hakkında ufacık bir fikrim yoktu, merak ediyor da sayılmazdım dürüst olmak gerekirse.
Arkamdan gelen sesi duyduğumda sıçıp batırdığımı biliyordum. Aptal Yeonjun! Neyime dayanarak adamın odasına girip eşyalarını karıştırıyordum ki? Yutkunarak yavaşça önüme dönmüş ve arkamda duran Soobin'e bakmıştım. Ne demeliydim? Ben diyecek bir şey düşündüğüm sırada Soobin elinde salladığı minik poşetle bana adımlamış, tam önümde durarak yukarıdan bana bakmaya başlamıştı. "Soru sordum Yeonjun. Cevap ver." Sesini duyar duymaz başımı sallamıştım hızlıca. "Evet."
Yüzünde memnun olmuş bir gülümseme oluşurken önümden çekilmiş, yatağa oturarak geriye yaslanmıştı. Dejavu yaşıyordum, bu görüntü bana o geceyi hatırlatıyordu. "Bu kadar terbiyesiz olduğunu bilmiyordum Yeonjun. Gelip benden istemeliydin, hiçbir şey karşılıksız değildir biliyorsun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sex, drugs, etc. | yeonbin
FanfictionYeonjun uyuşturucu bağımlılığını yenebilmek için gittiği rehabilitasyon merkezinde kendine yeni bir bağımlılık bulduğunun farkında olmadan Soobin ile tanışır. Yeonbin #10