XVII

285 30 22
                                    

" Ondan çok koymucaz- çok koyma! Çok koyma. " 

" Nereden biliyosun ki? " 

" Burda öyle yazıyo. "

 " Sen okumayı bilmiyosun ki! " 

" Ama bak fotoğrafı var! " 

" O ne? " 

" Tavuk yavrusu. " 

" Ona yumurta denir! " 

" Tamam- tamam. Yumurta koycaz. " 

" Tamam. " 

Saat sabahın çok erkeniydi, güneş bile yeni doğmuştu ama ikisi de çoktan ayaktaydı. Aslında Yoongi uyumayı çok severdi, ama Mira tam bir gece kuşuydu, sabahlara kadar etrafı dağıtıp gündüz uyumayı daha çok tercih ediyordu. Bu yüzden gece boyunca Hoseok'un odasındaki bebeklerle oynamış, sonra salona gelip salonda birbirlerini tepelemiş biçimde uyuyan Jimin, Jungkook ve Taehyung'u uyandırmadan -üçü de Jin ve Hoseok hastaneden çok geç döndüğü için orada kalmışlardı- Jin'in öğrettiği gibi televizyonu açarak biraz izlemiş, ardından canı sıkıldığı için gidip Yoongi'yi uyandırmıştı. Yoongi başta mızmız olsa da bir süre sonra onunla oyun oynamayı kabul etmişti, ardından ikisi de acıktığı için mutfağı talan etmişlerdi ve sonradan aynı Jin gibi yemek yapmaya karar vermişlerdi.

Bu kararı neylerine güvenerek aldıklarını kimse bilmiyordu ama şimdi Mira bir önlük giyiyordu -tersti- ve Yoongi de kafasına Jin'in cilt temizliği yaparken kullandığı bandanalardan birini takmıştı, bu yüzden bütün kakülleri kirpi gibi dikilmişti ama onun için sorun yoktu. 

" Kaç yumurta? " diye sordu Mira, önündeki bir un ve tuz bulamacını karıştırırken, çünkü tuzla şekeri karıştırmışlardı ve aralarındaki farkı bilmiyorlardı ama sorun yoktu. Yoongi elindeki tarif kitabına baktı.

" Üç tane var. "

" Üç kaç? " 

" Bu. " dedikten sonra üç parmağını kaldırdı Yoongi. Chanjin ona sayıları öğrettiği için çok gururlu görünüyordu. Mira başını salladı ve sekerek diğer her şeyi buldukları sihirli dolaba ilerleyip içerisinden Yoongi'nin parmağı kadar yumurta çıkarıp geldi. 

Elindeki yumurtayı direkt olarak un ve tuz karışımına bırakınca birden sıçrayan un ikisinin de yüzünü kapladı.

" Ya- " dedi Yoongi mızmızlanarak. " Öyle yapmıcaktın! " 

" Napıcaktım? " 

" Kırıcan onu kırıcan! " 

" Sen kır- hep ben yapıyom ya! " 

Yoongi onun tavrına abartılı bir şekilde oflayınca un yeniden yüzüne sıçradı ve Mira'nın gülmesine sebep oldu. Mira'nın neden güldüğünü anlayamayan Yoongi ona bakınca onun yüzünün de un olduğunu gördü ve o da gülmeye başladı. Birkaç saniye sonra ikisinin de kıkırdamaları kahkahaya dönüşünce Yoongi eline biraz daha un almış ve Mira'ya atmıştı, Mira da ciyaklayıp aynısını ona yaptı. Kasenin içerisindeki karışım kısa bir süre içinde sağa sola kaçışan iki kedinin ve mutfağın her yerine bulaşana kadar bunu sürdürdüler.

Ya da, aşırı uykulu Taehyung ve Jimin mutfağa girene kadar.

" Siz ne- ya! Durun- dursanıza!~ " diye mızmızlandı Jimin, hala her yeri una bulamaya devam eden kedilerin arasına girerek. Tabii, bu onun üzerine de un gelmesine sebep olunca iki kedi daha da çok gülmeye başlamış, onu da oyunlarına davet etmişlerdi, ama Jimin bundan hiç memnun değildi. " Taehyung- yardım et~ " 

" Durun- Jin-hyung çok kızacak bak! " Taehyung bir çaba aralarına girmeye çalışarak Yoongi'yi durması için belinden kavrayıp kaldırdı. 

" Omuz adam bize kızmaz ki~ " dedi Mira, hınzır bir şekilde sırıtırken. 

CAT BUSINESS || min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin