XI

610 54 132
                                    

Chanjin uyku sersemiyken dış kapının açıldığını duydu ve Yoongi'nin yanında olmadığını fark ettiği anda gözleri endişeyle büyüdü. İlk yaptığı şey komodinin üzerindeki abajuru yakalamak olmuştu, o an evine giren birine başka nasıl saldırabileceğini bilmiyordu, zaten aklını da çok kullanamıyordu. Pijamaları içinde ayağa kalktı ve koridora doğru yürüdüğünde kapının kapalı olduğunu gördü, içeriden ise sesler geliyordu. 

Tamamen uykulu ve sersem bir halde içeri girerken güneşin daha yeni yeni doğduğunu fark etti. Buna rağmen aşırı iyi bir şekilde gömlekler ve şortlar giymiş olan Jin ve Hoseok salonda oturuyorlardı, Yoongi ise yanıbaşlarındaydı. 

Jin onu o halde, pijamaları içerisinde bir abajurla görünce kahkahayı bastı.

" Ne oluyor sana be? Terminatör müsün kızım sen? " 

" Sabah sabah hayırdır? " dedi Chanjin uykulu bir şekilde gözlerini ovarak. " Okula gitmeye vakit var daha. " 

" Okula gitmiyoruz ki. " 

" Ne? " 

" Chanjin! Chanjin! " Yoongi hevesle ayağa kalktı ve ona doğru ilerledi, pijamaları ayağına dolanıyordu. " Kocaman bir kum havuzuna gidecekmişiz! " 

" ...Ne? " diye tekrarladı Chanjin, kafası o an için hiç çalışmıyordu. 

" Evet! Orada sushi de varmış! " 

" Sushi değil yavrum, kaç kere dedik balık diye... " 

" Hyung, öyle deme çocuğa. " 

" Sushi bir yemek ama! " 

" Balık da yemek ona göre. " 

Chanjin, Hoseok ve Jin kavgalarını bitirene kadar bekledi ve kaşları çatık bir halde onlara baktı, sonra Yoongi'ye. Böyle bir durumda olan biteni anlamamak onun için bile zordu.

" ...Denize mi gidiyorsunuz? " diye sordu, esnememek için kendini zor tuttu.

" Gidiyorsunuz değil, gidiyoruz. " 

Chanjin kaşlarını çatmaya devam etti. Daha yeni uyandığı -uyandırıldığı- için beyni on dakika geriden geliyordu ve bir şeyleri anlamakta zorlanıyordu, ama ardından kollarını kavuşturdu, bu şekilde abajuru tutmak zor olsa bile tavrını başka bir şekilde anlatamazdı. 

" Hayırdır? " dedi yavaşça, bir kaşını kaldırarak. " Kim alıyor adıma bu kararları? " 

" Ben! " Yoongi iki elini de sevinçle ayağa kaldırınca Hoseok ve Jin güldüler, Chanjin de tavrınının değişmemesi için çok uğraşarak kedisine bakıp yavaşça yanağını okşadı. Kedisi ilgi arsızı olduğu için hemen yanaşmıştı.

" Bebeğim. Bak beni dinle. Bunlar şeytan, şeytan. Bunlar kötü yola düşürüyor seni. İnanma sen bunlara. " 

" Şeytan ne? " 

Chanjin ona bir süre aval aval baktı ve ardından yavaşça abajuru kenardaki koltuğa bıraktı, ellerini kafasına götürüp işaret parmaklarını boynuz gibi bükerek kafasında tuttu. Aşırı uykulu olduğu için anlatmaya çok üşeniyordu, Yoongi'nin bu şekilde anlamasını beklemek de imkansızdı ama. Bunu kanıtlar şekilde sevimli kedisi de ellerini aynı şekilde başına götürerek onu taklit etti, elleri kulaklarıyla karşılaşınca kulakları şaşkınca dikildi ve gözleri büyüdü, Hoseok ve Jin'e baktı.

" Ben şeytan mıyım?! " diye bağırdı şaşkınca. 

Hoseok ve Jin gülmekten koltuğa devrildiler ve Chanjin de iç çekip kedisine sarıldı. 

CAT BUSINESS || min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin