1.BÖLÜM

466 40 16
                                    

Yepyeni bir kitapla karşınızdayım umarım severek okuduğunuz kitap olur. Desteğinizi bekliyorum.

⭐ Oy verip yorum yapmayı unutmayın. Daha fazla uzatmadan sizi bölümde baş başa bırakıyorum 💕



Beyza için sıradan bir gündü. Mahallesi'ndeki  oldukça küçük olan evini rutin olarak sabah erkenden kalkıyor temizliğini yapıyordu. Evi mahallenin oldukça ıssız bir yerine düşüyor olsa da. Bu sıcak mahallede bir gün olsa bile başına hiçbir şey gelmemişti.

Ne onun kimseye bir zararı dokunmuştu ne de kimsenin ona. Kendi halinde yaşayıp gidiyordu. O kadar sessiz ve içine kapanık bir insandaki mahalledeki çoğu insan Beyza'nın varlığından bir haberdi.

Çoğu zaman emin'in konumundan dolayı korksa da çok geç saatlere kadar dışarıda kalmamaya dikkat ediyordu. Sakin bir mahallede yaşadığı için şükür ediyordu. Anne ve babasını yıllar önce kaybetmişti. Bu evde anne ve babasından kalan son hatıra olduğu için istese de satamıyor buradan gidemiyordu.

Defalarca burayı satıp gitmeyi düşünse de ne gidecek bir yeri vardı ne de anne ve babasının son hatırasını geride bırakacak bir cesarete sahipti.

Her şeyden önce burayı satsa yeni bir yerde yaşayacak ne parası vardı ne de cesareti. Tekmen varlığı ailesinden yadigar kalan bu ev ve üniversitede okuduğum için burs alıyordum.

Bir de mahallemizdeki adını bilmediğim biri annem ve babam öldüğünden beri faturalarımı ödüyordu. Ama yardımcı olan insan öğrenmek istesem de bir türlü başaramamıştım.

23 yaşındaydım Mersin Üniversitesi'nde matematik öğretmenliği okuyordu. Bu sene son senemdi. Normalde bu sene mezun olmam gerekiyordu. Üniversiteyi kazandığım ilk sene annem ve babamı kaybettiğim için ilk sene okuluma devam edememiştim.

Bir sene aradan sonra kendimi toparlamaya başarmış okuluna devam etmiştim. Annem ve babam öldükten sonra kendimi boşlukta hissetmiştim. Annem babam üniversite olarak ısrarla Mersin'in neden yazmamı istediklerini anlamıştım. Anneannemgilden anneme kalan bu ev olmasa şu an halim ne olurdu tahmin bile edemiyordum.

Aklına dönüp duran eski anıları bir kenara bıraktım ve kafamı toplayarak temizliğimi kaldığım yerden devam ettim. Bilkent çöpleri farkettiğimde hepsini bir bir iç içe koyarak topladım.

Biriken çöpleri atmak için evin arka tarafını açtığında gördüğü görüntüden sonra hızla gel içeri girdim. Gördüğü görüntüde daha önce hiç görmediğim iki adam birbirine silah doğrultulmuş bir şekilde birbirlerine bir şey söylüyordu.

Umarım beni fark etmemişlerdir. Korku ile içeri girsem de içten içe neler olup bittiğini çok merak ediyordum. Her zaman olduğu gibi merakım ağır bastım ve yavaşça kapı deliğinden dışarıyı izlemeye başladım.

Adamlar karşılıklı birbirine silah doğrultmuş bir şekilde bağırarak konuşuyorlardı. Tam kapıdan uzaklaşmış tüm ki bur silah patlama sesi duyuldu.

Sesi duyar duymaz bir süre olduğum yerde korkudan donmuş bir şekilde durdum. Uzun sayılabilecek bir şokun ardından hızla kapıdan dışarıya baktım.

Önce karşıya baktım hiç kimse yoktu kimsenin olmaması beni birazcık rahatlattı ve kapıyı açarak dışarıya çıktı. Tam adamların gittiğini düşünüp içeri girecek dedim ki yerde yatan bedeni görmemle şok oldum.

Yerde yatan heybetli bedene yaklaştığım zaman. Adamın omuzundan yaralı olduğunu gördüm. Ölüp ölmediğini anlamak için adama yaklaştığımda tam yarasına dokunmuştum ki adamdan gelenin inilti ile hemen uzaklaştım.

Bir süre daha şaşkın şaşkın adama baktıktan sonra bir şey yapmam gerektiğinin farkına vardım ve adama yaklaştım. Tam ambulansı aramak için yerinden doğruldum hızla içeriye girerek telefonumu aldım ve adamın yanına geldim.

"Siz sakin olun konuşmayın kendinizi yormayın ben hemen ambulansı arıyorum."

"Arama sakın. Kimseyi arama beni hemen evine al."

"Hayır ben tanımadığım insan evime alamam."

"Beyza beni evine al."

"Sen de kimsin benim adımı nereden biliyorsun."

"Beyza sakin ol bildiklerim sadece adınla sınırlı değil ben senin hakkında her şeyi biliyorum. Şimdi güzelim daha fazla vakit kaybetmeden beni içeri al yoksa sana istemeden zarar vermek zorunda kalacağım."

"Sen daha yerinden doğrulamıyor Sun ne zarar verebilirsin seni içeri almayacağım."

Konuşmam biter bitmez yavaş yerinden doğruldu ve yerdeki silahını beline koydu. Benim şaşkınlığım dan yararlana kolumdan tuttu ve içeri girerek kapıyı kapattı.

Ben olaya müdahale etmeye çalışırken kapının arkasındaki anahtarı alarak kapıyı kilitledi ve kilidi cebine koydu. Ben öylece şaşkına kapının önünde dururken o çoktan salona doğru yürümüştü.

Bir süre daha şaşkınca yerinde durduktan sonra. Ben de onun arkasından içeriye girdim. Salona girdiğimde rahatça koltuğuma yayılmış yarasını incelerken buldum.

"Ben öyle şaşkınca bakmayı bırak güzelim ve yaram için bir şeylerin varsa getir."

Ben söylediği güzelim kelimesine takılsam da yarasından akan kan beni tedirgin ettiği için evde bulduğum birkaç malzemeyle yanına geldim.

"Bu böyle olmaz Bir an önce doktora gitmelisin. Çok fazla kan kaybetmişsin belki de kurşun içinde böyle duramazsın. Sakin ol güzelim bu yara ne bedenimdeki ilk yara ne de son yara olacak. Sakin ol daha önce daha da ağır yaralarım oldu."

"Yeter artık yani sen ne saçmalıyorsun yaranı sar ve hemen evimden git yoksa polisi arayacağım."

"Ne çok konuştun güzelim bir sus da işimi halledeyim. Hem kimi ararsan ara bu mahalleye benim haberim olmadan polis değil bir kuş bile giremez. Sen daha karşındaki adamın gücünün farkında değilsin onun için böyle konuşuyorsun sadece sus ve bekle."

"Yeter ya sen kim oluyorsun da bana susmamı söylüyorsun hemen yaramı sar ve git evimden. Hem ne belli senin bu mahalleden olduğun ben seni daha önce hiç görmedim."

"Görmezsin tabii bu mahallede kaç erkek gördün sen."

Düşündüğün zaman gerçekten mahallede birkaç teyzeden başka kimseyi tanımıyordum.

"Ben pek kimseyi tanımıyorum burada."

"Tanımıyorsun tabii ki güzelim bu mahallede erkek sineğin bile sana yaklaşmasına asla izin vermem."

"Bir dakika ya sen kendini ne sanıyorsun ne hakla bana karışıyorsun. Kendime o kadar önemseme. Sen kimsin ki ben seni tanıyacağım."

"Sen bu mahalleye taşındın taşınalı kimsen insana neden musallat olmadığını düşünmedin mi hiç. Kaç yıldır burada kalıyorsun kimseden ne bir soru ne de bir taşkınlık gördün mü göremezsin tabii çünkü ben varken sana kimse yaklaşamaz."

Bu adam ne diyordu neden böyle davranıyordu ve ilk defa bugün gördüğüm adam beni neden bu kadar çok sahipleniyordu...

  Bölüm sonu bölüm hakkında fikirlerinizi bekliyorum. Hız kesmeden yeni bölümle devam edeceğim haftaya görüşürüz.

⭐Oy verip yorum yapmayı unutmayın. Desteğinizi bekliyorum arkadaşlar 💕




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 03, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KABADAYIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin