6

451 56 93
                                    

Ertesi gün burnuma hafif çilek kokusu gelmesi ile gözlerimi açtım. Hoseok göğsüme yatmış kolunu da belime dolamıştı. Hareket etmeye çalıştığımda belime daha çok sarılıp yüzünü göğsüme sürttü, kafasını boyun girintime koydu. Çok masum uyuyordu. Biraz yüzünü inceledim, yüzüne güneş vuruyordu elimle güneş gelen tarafı kapattım, saç perçemlerini düzelttim.

Biraz daha izledikten sonra kalkmamız gerektiğini anladım. Yavaşça Hoseok'a seslendim,

"Hoseok,hadi kalk"

Mızmızlanarak daha da sardı kollarını. Telefonun çalmasıyla etrafa bakındım. Nereye koymuştum şu telefonu? Hoseok'tan ayrılarak telefona baktım.

- Ne var sabah sabah?

- Yoongi şuan sakin kalmaya çalışıyorum zorlama. Nerdesin dünden beri?

Telefonla konuşarak salona ilerledim. Hoseok'un üzeri açılmıştı, telefonu kulağıma yaslayıp üzerine pikeyi örttüm. Mutfağa ilerledim.

- Joon bunu sormak için mi aradın?

- Evet bana açıklama yap. Kaç kez aradım seni akşam senin yanına gelicektim, yani sizin.

Kettle'a suyu koyup Namjoon ile konuşmaya döndüm.

- Bu akşam gelirsin ve dünü anlatıcak olursam şirkete gittim ve rahatsız edilmemek için telefonu sessize aldım.

- Peki akşam aradığımda ne oldu nefes nefeseydin bir yere mi yetişiyordun?

- Hayır, sadece Hoseok'u aramaya çıktım.

- Sen?

Dedi, alaylı bir şekilde.

- Evet Namjoon ben. Neyse kahvaltı edicem akşam görüşürüz!

- Tamam görüşürüz!

Telefonu kapatıp gelen aramalara baktım sadece Hoseok ve Namjoon'dan vardı. Telefonu kapatıp cebime koydum, ısınan su ile kahve yaptım.

"Günaydın"

Sesin geldiği tarafa kafamı çevirdim. Hoseok kapıya yaslanmış bir şeklide uyanmaya çalışıyordu, ellerini yumruk yapmış gözlerini ovalıyordu. Tıpkı küçük bir çocuğa benziyordu.

"Günaydın Hoseok"

Bir kupaya da onun için kahve yaptım. Masaya geçip oturdu, esnerken kollarını yukarı doğru gerdi. Kahveyi masaya bırakıp karşısına oturdum.

"Daha iyi misin?"

"Hıhım"

Eline kupasını alıp kahveden bir yudum aldı.

"Bileğin nasıl geçimişmi morartı?"

Bunu demem ile bileğine baktı.

"Tam olarak geçmemiş."

Kafamı sallayıp ellerimi kupaya doladım, bir yudum aldım.

"Dün dışarda ne işin vardı?"

Dudaklarını dişleyerek söyleyip söylememek arasındaydı.

Gitarist Or Dancer | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin