Gece geç saatlerde kolumun acımasıyla gözlerimi açtım. Hoseok kollarını koluma sarmış sıkıca tutuyordu, alnından terler akıyordu, kaşları ara ara çatılıyordu, gözlerinden yaşlar akıyordu. Kabus görüyor olmalı. Kolumu kollarından ayırdım, kafasını göğsüme koydum, yavaş yavaş saçlarımı sevmeye başladım. Kulağına yaklaşıp yavaşça seslendim,
"Hoseok hadi uyan"
Hiçbir kımıldama yoktu. Yavaş yavaş sevmeye devam ettim. Bir zaman sonra kaşları eski haline döndü, nefes alışları düzenledi. Gözlerini kırpıştırarak açtı.
"Hoseok iyi misin?"
Uyku sersemliğiyle ve kabusun etkisiyle kafasını omzuma koydu yeniden ama uyumuyordu. Burada uyuyamazdık.
"Kötü bir kabus gördüm ve gök gü-"
Demesine kalmadın aniden şiddetli bir şekilde gök gürledi. Hoseok ayaklarını kendine çeker göğsüme sığındı. Kollarımı etrafına sardım, yavaş yavaş saçlarını sevmeye başladım.
"Hyung"
Bana seslenmesiyle yüzüne doğru eğildim. Ne oldu dercesine yüzüne baktım.
"Bu akşam birlikte uyuyabilir miyiz?"
Kafamı tamam anlamında salladım. Hiçbir zaman başkasıyla yatmadım. Küçüklüğümden beri. Yatarken kendi alanımın olmasını seviyorum.
Odaya çıktık. Işıkları açıp dolaba yöneldim. Üzerimi değiştirip yatağa girdim, Hoseok'u beklemeye başladım. Hoseok'ta üzerini değiştirip çekingence yanıma gelmeye başladı. Aniden gök gürlemesiyle hemen yatağa girdi, kollarını belime sardı, gözlerini sıkıca kapadı. Kollarımı etrafına sarıp yavaş yavaş sevmeye başladım, asansörde kaldığımızda söylediğim şarkıyı yeniden söylemeye başladım. O gün söylediğimde uyumuştu belki bu seferde işe yarar.
Şarkı bittiğinde Hoseok'a baktığımda uyumuştu. Gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
...
Hoseok:
Sabah güneşin gözüme vurmasıyla göz kapaklarımı araladım. Hareket ettiğimde tek yatmadığım aklıma geldi. Etrafımı saran kollardan yavaşça ayrıldım. Elimi yüzümü yıkayıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa indim.
Bir süre sonra kahvaltı hazırdı. Yoongi hâlâ uyanmamıştı en iyisi gidip çağırmak. Odaya girip yatağa doğru ileredim,yaklaşıp seslendim.
"Hyung hadi kalk kahvaltı hazırladım."
Omuzunda birkaç kez dürttüm. Her dürtmemde mızmızlanarak elimi itiyordu.
"Hoseok git uyumak istiyorum."
Gözlerini yarı açıp homurdandı. Üzerinden yorganı çektim ama hâlâ kalkmıyordu. En son pes edip yorganı geri verdim. Yorganı üzerine örttüğümde üzerinden yorganı atıp homurdanarak banyoya gitti. Tebessüm edip odadan çıktım. Kurduğum masaya oturup kahvaltımı etmeye başladım. Birkaç dakika sonra Yoongi de gelip masaya oturdu.
"Günaydın hyung"
"Günaydın Hoseok"
Pek fazla konuşmadan kahvaltımızı ettik. Bitirdikten sonra masayı topladım. Bu sırada Yoongi odaya çıktı, birkaç dakika sonra üzerini değiştirip geri indi.
"Hoseok ben şirkete gidicem sende geliceksen hazırlan"
Kafamı sallayıp ellerimi sildim ve odaya çıktım. Üzerimi hızlıca değiştirip aşağı indim.
"Gidelim"
Ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Montumu ve ayakkabılarımı giydim, anahtarı yanıma aldım. Birlikte şirkete yürümeye karar verdik. Dışarısı biraz soğuktu. Yoongi bana dönüp baktı. Soğuktan dolayı yüzüm kızarmıştı. Şuanda yanıma bere almadığım için biraz pişman oldum diyebilirim. Yoongi aniden durup biraz eğilmemi söyledi. Sorgulamadan biraz dizlerimi kırdım. Kafasındaki bereyi çıkartıp kafama taktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitarist Or Dancer | Sope
FanfictionMin Yoongi tek çalışan gitaristti. Bir gün şirket kararıyla Hoseok'ta Yoongi 'ye katılır. Yoongi ilk başta pek istemesede zaman ilerledikçe Hoseok'a aşık olur.