16

321 46 36
                                    

"Hoseok"

"Gyuri"

Kollarını açmış sarılacağı sırada elimle uzaklaştırdım. Beni bıraktıktan sonra hala nasıl bana sarılabileceğini düşünebiliyor anlamıyorum.

"Hoseok ben çok üzgünüm seni aldatmak istemedim"

Yüzümü buruşturup dolaba döndüm içeceğimi alıp sepete koydum. Yerdeki sepetimi alıp ilerlemeye başladım. Gyuri yanımda bir şeyler söyleyerek yürüyordu. İç çekip durdum ve ona döndüm.

"Ünlü olduktan sonra bana yaklaşabileceğini mi sanıyorsun lütfen gider misin artık kalbini kırmak istemiyorum ve benim sevgilim var artık git"

"Ama Hose-"

"Git dedim aldattıktan sonra ben ünlü oldum ve sırf ünlü oldum diye bana dönmek istiyorsun değil mi? Para için? Kendini kandırma beni sevmiyorsun."

Gözleri dolmuştu ama umrumda değildi. Onu unuttum ve herşeyi sildim. Göz devirip yanından ayrılıp kasaya gittim. İçimdekileri döktüğüm için rahat hissediyordum aynı zamanda da buruk. Parayı ödeyip poşetleri aldım ve yürümeye başladım.

Eve geldiğimde içeri girip poşetleri mutfağa bıraktım. Salondan televizyon sesi geliyordu. Yoongi uyumamış mıydı? İçeri gidip baktığımda koltukta yatmış uyuyordu. Büyük ihtimalle televizyon izlerken uyuya kalmıştı. Televizyonu kapatıp açılan üzerini örttüm ve mutfağa geri döndüm. Saat öğleni çoktan geçmişti.

Yoongi

Kapı sesini duymam ile rahatlamıştım. Hoseok sonunda gelmişti. Aslında ona mesaj atabilirdim ya da arayabilirdim ama uyuyacağımı söylediğim için bunu yapmak istemedim. Mutfağa gidip poşetleri bıraktı salona doğru adımlarını duyduğumda hemen gözlerimi kapattım.

Uyuyup uyanalı bayağı olmuştu aslında neden gözlerimi kapattım bilmiyorum. Bir anda televizyonun sesi kesildi. Ayak seslerini yakınımda hissettim. Ne zaman açıldığını bilmediğim üsttümü örttü ve sonra yeniden ayak sesleri uzaklaştı. Mutfaktan sesler gelmeye başladı. Şimdi onun beni çağırmasını mı beklemeliyim yoksa kalkmalı mıyım? En iyisi biraz daha kalıp sonra kalkmak. Biraz bekledim bekledim sonra sıkılıp üzerimdeki ince pikeyi itip kalktım.

Yavaş yavaş mutfağa gidip mutfak kapısına yaslandım. Her zamanın aksine yavaş yavaş sakince yemek yapıyordu. Şirkette bir şey mi olmuştu ki? Aniden Hoseok'un küçük çaplı bir çığlık atmasıyla kendime geldim. Parmağını hemen peçeteye sarmıştı.

"Hoseok"

Hızlıca yanına yaklaştım. Parmağını kesmişti çok derin değildi. Pamuk ve yara bandı alıp geri döndüm. Parmağındaki peçeteyi alıp pamuk ile kanları temizledim ve yara bandını yapıştırdım.

"Aklın nerede senin neden dikkat etmiyorsun?"

Üzgünce kafasını sallayıp kısa bir 'üzgünüm' diyerek yemek yapmaya devam etti. Yemeğin altını kapatıp Hoseok'u sandalyeye oturttum. Bir şey olmuştu belki anlatırsa morelini düzeltebilirdim.

"Anlat bakalım ne oldu? Şirketten biri mi bir şey yaptı? Yoksa o sekreter yine mi bir şey dedi?"

Hızlıca sorularımı sıraladım. İç çekip eğdiği başını kaldırmıştı. Bir umut anlatmasını bekledim.
Derin nefes alıp başladı.

"Gelirken markette uğradığında eski sevgilimle karşılaştım. Şuan ünlü olduğum için benden faydalanmaya çalışıyor. Hemen peşimi bırakacağını sanmıyorum."

"Onu hala seviyor musun?"

Hiç tereddüt etmeden cevap verdi.

"Hayır tabiki beni aldatan hatta doğum günümde aldatıp beni bırakan birini hala nasıl sevebilirim? Sevmiyorum sadece onu görmek kötü hissettiriyor."

Gitarist Or Dancer | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin