Merhaba 💛
Yiaa siz Güneşi Yakala'yı birinize mi öneriyorsunuz? Şu sıralar öneriyle geldiğini söyleyen çok kişi gördüm, inanılmaz mutlu oldum. Çok tatlı ve incesiniz, güzel desteğinize minnettarım. 🙏🏻
İyi ki varsınız! 🥰Keyifli okumalar.
☀️
Sonraki 10 gün boyunca İdil'i bir kez ziyaret etmek için buluşmaları dışında Yavuz ile iletişime geçmemişti İnci. O tek günde de kızın ağzını bıçak açmamış, Yavuz'un kendisine sorduğu sorulara kısa cevaplar vermiş ve adamın ondan özür dileme girişimlerini de savuşturmuştu. O günden sonra Yavuz, bir kez de Efe'yi ziyaret etmiş fakat İnci ile evde karşılaşmamışlardı. Şimdiyse Kayseri'ye gitmek için havaalanındaydılar. İnci, geçen seferkinin aksine orta boy bir valizle gelmiş ve Yavuz'un mahcup merhabasına yalnızca baş selamıyla karşılık vererek adamın yanına değil, karşısındaki bekleme koltuklarına doğru ilerlemişti.
Aralarındaki keskin mesafeden memnun olması gerektiğini düşünen Yavuz ise, bu düşüncesinin aksine son derece rahatsız hissediyordu. Hatta İnci'nin huzurevinden veri toplamayacağını söylediği ilk an oyucu bir pişmanlık çöreklenip kalmıştı yüreğine. O gün kontrolü dışında ilerleyen şeylerin üst üste gelmesinin gerginliği, ablasının doğumunun verdiği stresle birleşince kendisini frenlemeyi beceremeyip kıza patlamıştı. Pişmanlığı açıktı.
Fakat İnci, aralarına öylesine kalın bir duvar örmüştü ki Yavuz'un ondan özür dileme girişimleri o aşılamaz duvara çarpamıyordu bile.Yavuz'un, önceleri onun çok fazla konuşmasından rahatsız olduğu doğruydu lakin bu denli soğuk bir sessizlik de değildi istediği. Sıkıntılı bir soluk çekti içine ve gözlerini karşısında oturmuş, ona tek saniye olsun bakmayan İnci'den ayırmadan çenesini ovuşturdu. Bu kızın bir ortası yok muydu?
"İnci, benimle konuşmayacak mısın?"
Yavuz'un uysal tonlamasıyla ona seslenmesine herhangi bir yanıt vermedi İnci.
Bu kez "İnci." diyerek ayağa kalkan Yavuz, kızın oturduğu kısma yürüdü ve İnci'nin ona çevrilmeyen bakışlarını umursamadan yanına oturdu. "İnci, aramızdaki şu problemi halletmek istiyorum."
Aynı şekilde bir yanıt vermedi İnci, başını elindeki telefonundan kaldırmadan okumakta olduğu makaleyi incelemeye devam etti.
"Şu yaptığın hiç olgun bir davranış değil! Günlerdir seninle konuşmaya çalışıyorum, neden yüzüme bakmıyor veya bir yanıt vermiyorsun?"
Gözlerini belli belirsiz devirerek gülümser gibi oldu İnci. Beyefendinin bizzat kendisi, onu çocuksu bulduğunu söylememiş miydi? Şimdi de olgun davranmasını bekliyordu...
"İnci yüzüme bakar mısın?" diye fısıldadı Yavuz.
"Anlaşmada senin yüzüne bakma mecburiyetimin olduğu bir madde yok." dedi İnci mesafeli tonlamasıyla.
"Hatalı olduğumu kabul ediyor ve senden öz-"
"Madde 4: Mecbur kalmadıkça kişisel alanlarımıza girmeyecek ve ekstra iletişime geçmeyeceğiz." dedi onu bölen İnci son derece otoriter sesiyle ve kaşlarını havalandırarak buz kesen, sert bakışlarını yanındaki Yavuz'a çevirdi. "Gördüğün üzere, senden uzağa oturarak kendime kişisel bir alan belirledim. Üstelik şu an kişisel alanıma girmeni gerektirecek bir mecburiyet de görmüyorum ortada."
İnci, cümlesi biter bitmez gözlerini ona pişmanlıkla bakan Yavuz'dan koparıp telefonundaki makaleye indirdi. Yavuz ise tosladığı duvarın düşündüğünden çok daha kalın olduğu gerçeğiyle yüzleşiyordu o anlarda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşi Yakala
Ficção Geral"Bu senin düğün istemeyen halin miydi?" diye sordu Yavuz duruşunu bozmadan. Nefesini düzene sokmaya çalışan İnci "Sana nikahı bastım diye dans ettim bu kadar, evet." dedi dalga geçerek. Bir şey söylemedi Yavuz. Önündeki su dolu şişeye uzanıp bardağı...