Sıcak kaldırımda gazinoda unuttuğum elbisemi almak için yürüyordum. Saçlarımı bir maşayla tutturmuş yere vuran gölgemde arkaya inen tutamın her adımımda sallanışını izliyordum. Bir süre sonra sönük "Serince Gazinosu" tabelasını okuyup karanlık, ışıksız ve kokusu hiç değişmeyen odaya girdim. Herkese kolay gelsin dedikten sonra derinlerdeki bir masanın örtüsünü değiştiren işe yeni girmiş çocuğu gördüm. Ahmet'e yanaşıp gözlerimle çocuğu işaret ederek:
-Şu kim?
-Dün gece çok perişan bir halde geldi gazinoya. İstanbul'a yeni gelmiş ailesi de kovmuş mu ne? Cavit abide işe aldı.
Anladığımı belirten bir ses çıkarıp çocuğun yanına yavaş adımlarla yürümüştüm.
-Kolay gelsin, hayırlı olsun aynı zamanda da.
-Sağ olun Bergüzar Hanım.
Nazikliği ve korkaklığı bana gençliğimi hatırlatmıştı.
-İsmin ne?
-Ayhan.
Çocuğa bir anne gibi yaklaşıp omzuna dokundum.
-Ayhan, eğer Cavit'e anlatamadığın veya kimseyle paylaşamadığın bir durum olursa bana gelebilirsin tamam mı?
-Sağ olun, teşekkür ederim.
-Hadi kolay gelsin bakalım.
Kafasını aşağı yukarı sallayıp işine devam etti. Bu genç, zayıf, kısa ama bir o kadar da yakışıklı çocuğun nedense bir anda annesi, ablası oluvermiştim. Salonun kapısına giderken arkadan pantalonunu çeken Cavit çıkmıştı karşıma.
-Hayırdır gülüm?
-Kuliste elbisemi unutmuşum da onu almaya geldim.
-İyi, benimde ufak bir işim var, akşama görüşürüz.
-Halit'in yanına mı gidiyorsun?
Beni kolumdan hafifçe kapının dışına çıkarıp işaret parmağını dudaklarına götürdü.
-Şşşt. Tamam zekisin anladık ama sessiz yavrum biliyorsun.
-Peki peki, tamam. Size kolay gelsin o zaman.
Tavrım hoşuna gitmiş gibi göz gezdirdi.
-Allllah razı olsun.
Ben kulise o da çıkış kapısına yanındaki iki adamla gitti. Cavit'in bulanık işleri beni ne kadar rahatsız etse de çok fazla sesimi çıkaramıyordum bu konuda.
3 Gün Sonra...
El hareketlerimi söylediğim şarkıya uyduruyordum. Bir aşağı bir yukarı dalga çizerken sesimin detone olmamasına ince bir dikkatim. Arada bir insanlara arada bir de Cavit'in beni izleyen gözlerine...
Dev ve yüklü bir alkıştan sonra sahneden gülerek indim. Cavit'in benden ayrılmayan gözlerine gülümsemiş dolaptaki soğuk suyumu almak için mutfağa girmiş buzdolabından cam su dolu şişemi alıp tahta sandalyeye oturmuştum. Soğuk suyu büyük bir iştahla içerken içeri oflayarak Ayhan girdi fakat beni fark etmedi. Ben, arkadan onun sıkıntılı tavrını izlerken:
-Bir sıkıntı mı var?
Çocuk irkildi ve tezgaha tutunarak bana döndü hızla. Mavi gözleri fal taşı gibi açılmış kıpkırmızı kesilmişti anında.
-Bergüzar Hanım, sizin ne işiniz var mutfakta?
Dolabı işaret ederek:
-Suyum vardı da dolapta, onu almaya gelmiştim. Neyin var?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serince Gazinosu
Romantik16 yılın yazgısı, cennetteki haram meyvenin yasağı. Bir gece vakti çaresizlikle kabul edilen bir sözün on altı küsur yıllık eziyeti. Aşkın alevinden karşı tarafı göremeyen bir çocuğun tutmayacağını bile bile verdiği "yardım sözü". Bu hikayenin şark...