Onuncu Bölüm

25 3 0
                                    

Annemi kaybettiğim günden bu yana bir sabah uyandığımda bütün dünyamın değişeceğini düşünürdüm. Evet, o sabah bu sabahtı. Koskoca 17 yıl sonra gözlerimi yeniden bu yatak odasında açtım. Bu sabah ne Bergüzâr'dım ne de Zehra...bu sabah yanlızca sağ elindeki işlemeli yüzüğü izleyen, Cavit'in müstakbel eşi olarak duruyordum.

Uzun uzun yatakta geçmişi düşündükten sonra boş evde yankılanan kapının zil sesini duyar duymaz yataktan fırladım ve ışığı almayan koridora çıkıp kapıyı açtım. İçeri sızan soğuk serinlik tüylerimi ürpertirken karşımda görmek istediğim kişi yoktu. Gazinoya geldiğim ilk günü yeniden yaşamış ve beni o gece evine alan Seher ablayı görmemle gözlerim dolup boğazıma bir yumru oturmuştu. Onu görmek bana hem iyi gelmişti hem de gelmemişti.

-Seher abla?

Bembeyaz kalın omuzlarını kapatan siyah kürkü ve ince dudaklarındaki kıpkırmızı rujuyla karşımda en ciddi haliyle duruyordu.

-İçeri geçebilir miyim, Zehra?

İlk gördüğümden bu yana gençleşmişti. Sanki saçları siyahlaşmış cildi gerilmişti. Sol gözünün bir kaza sonucunda körelip mavileşmesi bile daha bir canlı duruyordu.

-Tabii, tabii abla geçebilirsin kusuruma bakma.

Kilolu ayaklarını taşıyamayan siyah bir çift stilettoyla içeri girmiş ve her zaman geldiği bir evmiş gibi gözüne kestirdiği ilk koltuğa oturup bacak bacak üstüne attı. Ona doğru ilerlerken bileğimdeki tokayla saçlarımj toplayıp karşısındaki tekli koltuğa oturdum. Biri kahverengi, biri mavi olan gözlerini bana sertçe döndürüp:

-Kızım sen benden hiç mi bir şey öğrenmedin? Ben seni evime aldığım gün karşına geçip sırttım mı?!

Yüzüm düşmüş, gözlerimi etrafta gezindirdikten sonra bir anda aklıma gelmiş gibi yerimden fırlayıp:

-Kahveni nasıl içersin abla?

Bakışları daha da sertleştiğinde kaçacak bir yer aramak istedim.

-Kahveyi nasıl içtiğimi de unuttun demek. Adını unuttun, karakterini unuttun, ananı unuttun, beni unuttun, Cevdet'i unuttun ama sana umut vadedip seni gazinoya kontomatris olarak alan Cavit'i unutmadın! Ve şimdide bunlar da yetmezmiş gibi sırf senin ellerini tutan gencecik bir çocuğu yaktığını da unuttun!

Ayakta kalan bedenim her an devrilecekmiş gibi sarsıldığında kalktığım koltuğa geri oturdum ve gözyaşımın yanağıma düştüğünü hissettim. Sinirinden dişlerini sıkan Seher abla derin bir nefes alıp dehşetli konuşmasına devam etti.

-Sırf kendini öldürür diye gitmediğin adam sana takık beş para etmez herifin teki! Sen de bunu göremeyen bir körsün.

Hayır demek istedim, değişti demek istedim ama maalesef dediği her şey doğruydu. Sakinlemiş sesiyle konuşmasına devam etti.

-Bunca yıl sonra burada senin ablan, annen ve teyzen olarak oturuyorum. Amacım Cavit'i bitirmek değil onun zehirli sarmaşıklarını senin kalbinden koparmak, seni değiştirmeden.

Halıdan ayıramadığım gözlerim şişmiş, burnum tıkanmıştı.

-Kafanı kaldırda beni iyi dinle. Cavit'in Halit'e eşek yüküyle borcu var. Gazinoyu, arabayı -işaret parmağını bana uzatarak- seni verse Halis'e ödeyemez borcunu. Zehra, kurtar kızım kendini, bırak Cavit kafasına mı sıkıyor birbirlerini mi öldürüyorlar ne yapıyorlarsa yapsınlar. Hayatını zehir edecek-

-Benim hayatım annemin öldüğü gün zehir oldu zaten.

Gözyaşlarım durmuş, gözlerim onunkiler gibi sert bakıyordu artık. Uzun uzun yüzüme baktıktan sonra gözleri kolçaktan sarkan elimdeki yüzüğe bakıp alayla güldü.

Serince Gazinosu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin