6.BÖLÜM

440 47 66
                                    

Elina Pines'tan:

Stan amca'nın dükkanına merak ettiğim için girmiştim ve Amca'mın müşterilere tavrına falan baktım, adam tam kazıkçıydı. Bir süre sonra sıkılıp odama gittim, Bill kesin yine beni izliyordu.

"Bill, çık buradan!"

görünür oldu ve sahte bir üzüntü takındı, cidden ne kadar sinir bozucu, hayatım boyu bununla yaşamak zorunda mıyım?

"her seferinde yakalıyorsun, ne üzücü."

ona göz devirdim ve kapıyı gösterdim, o da gitti (medyadakiler)'i giydim ve saçlarımı misa gibi iki yandan bağladım, kedili siyah kulaklığımı taktığımda da zihnimden öksürme sesi gelmesiyle yüzümü buruşturdum.

(E yok anasını-)

(Ne oldu Bill?)

(Bu tarz sana yakışmış...)

(teşekkürler..)

kulaklığımdan müzik açtım ve dışarı çıktım, beni gören Mabel ise bağırarak üstüme atladı ve bende normal olarak düşücekken havada kalmıştım, beni Bill tutmuştu ama şuan havada asılı gibi duruyordum, hemen normal pozisyona gelince bu sefer Mabel düştü ama hemen ayağa kalktı ve bağırmaya devam etti.

"WAĞAĞAĞAĞĞA! MADEM BÖYLE GİYİNEBİLİYORSUN NİYE DAHA ÖNCE GÖSTERMEDİİNN!!"

Kulaklarımı kapattım ve gözlerimi kapatıp o susunca konuştum, sadece normal bi' kıyafet işte yaa...

"ben sürekli tarz değiştirmeyi seviyorum çünkü hep aynı tarzda olmak sıkıcı.."

"bence hep böyle giyinmelisin."

Omuz silktim, bilmiyorum, elime nasıl bir kıyaft gelirse giyiniyorum işte.

"ben gidiyorum, görüşürüz sonra!"

"Görüşürüz~"

Arkamdan el sallayarak bağırdı, sonra evden biraz uzaklaşınca kulaklığımdan şarkı açtım ve zıplaya zıplaya şarkı söylerken zihnimden bir ses geldi.

(düşeceksin! Yavaş git!)

(Yooo~)

Ve evet, Bill haklı çıkmıştı. Birden bir kayanın üstüne görmeden yanlışlıkla düşecekken Bill beni tuttu, iyiki şuan kimse yoktu. Bill görünür oldu ama kaşları çatıktı.

"bir kerede dikbaşlı olma ve söz dinle!"

Ne dediğini kulaklıktan dolaylı anlamadığımdan göz kırpıştırdım ve müziği kapatıp sordum.

"ne dedin?"

"Elinin körünü dedim! Dikkatli olsana!!"

"benim hakkımda endişeleniyor musun Cipher?"

o göz devirdi ve ortadan kayboldu, sırıttım. Geçen geldiğim kafeyi görünce gülerek oraya gittim, içeri girince kadına selam verdim o da yanıma geldi.

"Sen geçen gelen kızsın! hoşgeldin, ne istersin?"

"buzlu kahve alabilir miyim lütfen?"

"Hemen getiriyoruuuuum~"

ve gitti, sonra karşıma emo bir çocuk geldi, biriyle mi karıştırdı acaba? Sadece sorar gibi baktım.

"Hey n'aber?"

"Eh.. kimsiniz?"

"ben Robbie. zevklerimiz uyuyor sanırım, takılmak ister misin?"

(Hayır! onu tanımıyorsun bile, kov onu!)

(Yoo. Sana ne aslanım?)

Sırf onu sinir etmek için kabul ederim, hep ben mi sinir olacağım yani? Hem niye bu birden her haltıma karışmaya başladı ki?

(sakın haa, hayır!)

(Seni neden ilgilendiriyorum?)

yine sustu, sanırım bana aşık(!). Dalga geçiyorum, yanlış anlamayın ama olacaksa da olmasın lütfen...

"Olur. bende Elina."

"Memnun oldum.."

Birsüre sonra siparişlerimiz geldi ve konuşup gülüşürken sinir olduğunu ses tonundan anlayabileceğiniz Sinirli Bill konuştu.

(Iyy, samimiyetsizlik akıyor... Tanrı aşkına, kendini havalı sanan bir aptal veletle neden işin var ki?!)

(çok garip davranıyorsun, noluyor? Yoksa düşüncem yalan değil mi, aşık mıyız?)

(Evet, öyleyim, var mı sıkıntın?)

duyduğum şey ile gözlerim faltaşı gibi açıldı, ciddi değil di mi? Şaka yapıyor... ulan aptal mısın, şakaysa da böyle şaka mı olur Allah aşkına?! Hemen ayağa kalktım.

"gitmem lazım!"

masaya para bırakıp oradan uzaklaştım, o da muhtemelen arkamdan 'n'oluyoruz amk' der gibi bakıyordu.

~

Heaven In Your Eyes 《Bill Cipher X Y/N》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin