16.Bölüm

393 41 98
                                    

Elina pines:

Eve gelince hızlıca kendimi yatağıma attım ardından Bill geldi. Onunla biraz sebepsiz ne yapacağımızı bilmediğimizden bakıştıktan sonra geri gitti, bende yorulduğum için gözlerimi kapattım ve tam uyuyacakken birinin neşeli sesini duymam ile irkildim ve ona sinirle baktım.

"Selam yenge!"

"Ne işin var burda?"

"Hiiiç, abimi görmeye geldim sonra seni de bir göreyim dedim."

"İyi yapmışsın, şimdi git çünkü uykum var."

Dudaklarını büzdü, bende umursamadan gözlerimi kapattım. O ise gelip yanıma oturdu, bunu yanıma binen ağırlıktan anlamıştım.

"Abimle aranız nasıl? Sana iyi davranıyor mu?"

"Yani... iyi gibi."

"Anladım... dünyayı özlüyor musun?"

Gözlerimi açıp duvara diktim ve biraz düşündüm. Evet. Ailemi, amcamları, yeni edindiğim arkadaşımı biraz da olsa özlemiştim. İç çektim ve

"Evet, sonuçta orada ailem, arkadaşım var."

"Anladım... ben gideyim o zaman?"

Kafa salladım, o da gitti. Aklıma ailem gelince canım sıkıldı işte. Yeniden havayı içime çekip bıraktım ve ardından bir portal açıldı ve içinden amcamlar çıkınca gözlerimi şokla açıp ayağa kalktım, keşke başka birşey dileseydim diyeceğim ama bundan iyi dilek mi olur? bana gelmemi işaret ettiler ve hemen yanlarına gittim. Beni portaldan geçirince evdeydim, sevinçle amcamlara sarıldım, onlarda bana sarıldı.

"Özledik seni, deli kız."

"Bende sizi ford amca!"

Onları bırakınca yanımda siyah bir leke oluştu, ona garipserce baktım, ardından Dipper gelip onu cam bir küreye koydu.

"İşte oldu! Başardık!"

Küreyi ford amcama verdi ve bana sarıldı. Bende ona sarılırken arkamdan gelen Mabel birden üstüme atladı ve hazırlıksız olduğum için yere düştüm ama o umursamadı ve bana sıkıca sarıldı.

"Elina! Elina! Seni çok özledim!"

"Bende ona sarıldım ve kafasını okşadım. Ayağa kalkıp koltuğa oturdum, benden sonrada herkes oturdu.

1 saat sonra:

Biraz hasret gidermiştik ve bana Bill ile ne olduğunu sormuşlardı, o anlaşma olayını falan da onlar üzerinden beni tehdit ettiği için yaptığımı söyleğimde affedildim. Şimdi ise soru sorma sırası bendeydi.

"Beni nasıl kurtardınız?"

"Ahh aslında... şöyle oldu;"

Flashback:

Stan gece'nin yarısı olmuş ve uyuyamayıp Ford'un yanına gitmişti. Bu durumda kim uyurdu ki zaten?

"Ford, konuşmalıyız-"

Şansa Ford uyumuyordu ve aynı şeyi düşünüyorlardı. Birbirlerine baktılar ve konuşmayı ilk başlatan Stan oldu.

"Elina'yı orada öyle bırakamayız! O eşkenar üçgen kim bilir orada ona neler yapar!"

"Haklısın. Bende aynısını düşünüyorum ama bu sefer evreni tehlikeye atarız."

"Biz halledebiliriz, sonuçta daha önce de onu yendik"

"Ah... haklısın... o zaman yapalım!"

Birbirlerine kararlı bakışlar attılar ve işe koyuldular. Önce makinayı yaptılar ama buna Mabel, Dipper, Soos ve Wendy'de yardım etmişti, bunun için biraz kolay olmuştu. Geçen yıl tuhaflıklar kıyametinde kırılan tekboynuzlu atın kıllarıyla yaptıkları kalkan için Mabel ve arkadaşları gitmişti. Tek boynuzlular onlara kolayca vermişlerdi çünkü onlarla geçen yıl iş birliği yapmışlardı, ayrıca arada Mabel onların yanına gidiyordu bunun için kolay hallolmuştu. Herşey hallolunca da amcaları Elina'yı almaya gelmişlerdi.

Flashback end:

"İşte böyle oldu."

"Çok uğrasmışsınız..."

"Ahh, hadi! Sende bizim ailemizsin. Bunu yapmamız gayet normal."

Elina yanlarına gidip yeniden onlara sarıldı. Annesinin ona vermediği değeri veren böyle bir ailesinin olması onu çok iyi hissettirmişti.

"Siz... Harika bir ailesiniz!"

"Sende harikasın!"

Dedi Mabel, Elina ise gülümsedi.

Bill ve Will:

Bill, Elina'nın yokluğunu görünce planının işe yaradığını anlayarak kahkaha atmıştı. Sonunda dünya onun olabilecekti. Şimdi tek problem o yırtığı almaktı. O'da kolay olacaktı.

Sonunda! İstediklerimin hepsi olacak!"

Will ona tuhaflıkla bakarken Bill ona döndü. Aynı sırıtış hala yüzündeydi.

"Yengemi götürmüşler. Bunun nesi iyi?"

"Anlamıyor musun salak?"

"hayır...?"

Bill'in yüzü bıkkın bir ifadeyi aldı ve eliyle alnına vurdu, Will ise göz devirdi.

"Anlat ki anlayayım."

"Yürü, dünyaya giriyoruz."

Dedi ve gitti. Will ise anlamasa da ona ayak uydurdu ve peşinden gitti. Bill bir evin önündeydi ve bu ev Wendy'nin eviydi. Kapıyı çaldılar ve ardından Elina'nın geldiğini sanan neşeli Fiona açıp bu ikiliyi gördü. Kaşlarını çatarken Bill parmağını şıklattı ve Fiona bayılarak kucağına düştü. Bill onu tutup Will'in kucağına attı.

"O sende kalsın."

"Ne-"

"Elina'nın evine gidiyoruz."

"Ha?"

Bill aceleyle yok olurken Will'de sıkkınca onun dediğini yaptı. Eve gelince Bill kalkanı fark edip eve girmeye çalışmadı ve onları çağırdı.

"PİNES'LAR!"

Bu sesi tanıyan Pines ailesi dışarı çıktı ama kalkanı geçmemislerdi. Fiona'yı gören Elina hemen kaslarını çatarken öbür Pines'larda aynı tepkiyi vermişti.

"NE YAPIYORSUN BİLL!"

"Sakin ol Elina, yırtığı verirseniz bu kızı teslim ederim."

"Ne diyorsun sen!?"

Pines'lar şaşkındı ama Bill sırıtıyordu. Will ise planı sonunda anlayıp sırıtmaya başlamıştı, jeton yeni düşüyordu ona.

"BİLL CİPHER! O KIZI HEMEN BIRAK!"

"Anlamıyorsunuz. Ben dediklerimde ciddiyim... Dediklerimi düşünün, size süre tanıyacağım ama eğer yırtığı vermezseniz bu kızı öldürürüm!"

Parmağıyla Fiona'yı gösterdi. Elina ona saldırmaya çalışırken Pines'lar onu Kalkandan çıkmasın diye tutup sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Bize müsaade. Görüsürüz~"

Diyerek ikiside gitmişti, Elina ise sinirden bayılmış, öbürleri onu uyandırmaya çalışıyordu. Bill Fiona'yı Elina'yı aldatmış görünmemek için Will'e vermişti ve Fiona bir süreliğine onun evinde kalacaktı.

Heaven In Your Eyes 《Bill Cipher X Y/N》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin