21. bölüm

273 29 78
                                    

Ulan ben kitabı unutup bölümleri de unutmuşum amk

Elina pines'tan:

Bill tedirginlikle çayından bir yudum alıp ona merakla bakan amcamlara baktı, ben onun bu tavırlarını görünce gülmemek için zor duruyordum. En sonunda Bill kafasında kurduğu hayali karakteriyle kendini tanıtmaya başladı

"Billy christopher,  17 yaşındayım, Elina'yı seviyorum ve bu kada-"

"Hayır efendim, bu kadar değil. Derslerinle aran nasıl, yeğenimle ilgileniyor musun, ne zaman tanıştınız ne var ne yoksa dökülüyorsun." (Ford)

Ford amcam ciddi tavrını takınınca ve Billy kafasında gergince senaryo kurmaya çalışırken onu koruma ihtiyacı duydum ve bir anda bağırdım

"AAA BİLLY, BİZ GİDELİM, İŞİMİZ VARDI-!!"

"Ne işi-" (Bill)

Ona kaş göz yaptım ve bizimkilere tedirginlikle gülümsedim, tabiki de merak ederler ve sorarlardı, sormazlarsa olur mu canım...

"Neymiş işiniz, söyleyin bizde bilelim." (Stan)

"Ya amca-"

"Kesin birşeyler çeviriyorsunuz ama hadi bakalım..." (Dipper)

"Dipper! Ortamı germe, sadece Fiona'yla da onu tanıştıracaktım ve buluşacağımız zaman geçiyo- GEÇ KALDIK!"

Hızla onun elinden tutarak kulübeden çıkardım ve nefesimi düzenlemeye çalıştım, bu sırada Bill kahkaha atıyordu, ona sinirle baktım

"Bill, gülmesene! Salak-"

"Ulan... Billy ne, daha yaratıcı birşeyler bulamadın mı?"

"Ya o panikle ne bileyim ben..."

Daha da gülünce onun kafasına bir tane çaktım ve o da sakinleşmemi ister gibi susmaya çalıştı, tabi başarısız olmuştu. İç çektim ve onun bu kahkahasının bitmesini bekledim. Bir süre sonra sonunda durunca kolundan çekiştirerek ormana sürükledim. Onun eski heykelinin oraya gelince durduk ve sadece bir süre etrafı izledim sonra da ona baktım ve onun zaten bana baktığını görünce aniden utanıp başka tarafa baktım. Çenemden tutup ağaca yasladı ve ona kızgın bakışlar attım. Cidden bazen sinir bozucu olabiliyordu ama onda sevdiğim şey sanırım bu'ydu...

"Ne o, aşık aşık bakıyorsun? Oy oy, çen çok mu açıkçın~?"

Bana gülerken bende alnını iki parmağımla ittirdim. Bana laf atıyordu ama beni 'aşkından' kaçırıp neredeyse kasabanın yok olmasını sağlayacak olan kişi o'ydu.

"Sen kendine bak önce. Çakma doritos"

"Aa ne yapmışım ki ben?"

Ona sen ciddi misin der gibi bakınca biraz düşündü ve şirince gülümsedi, ona göz devirince benim kafamı tekrar ağaca yasladı ve öptü, bende ona karşılık verdim ve tatlı bir öpücüğün ardından ona tatlı bir gülümseme verdim ki aklıma birşey geldi

"Lan-"

"Hm?"

"Ben daha reşit değilim ve seninle aramda ebem kadar yaş farkı var?!"

"Evet, biliyorum, ne olmuş?"

"Şaka mısın sen? Suç lan bu-!!"

"Haberim var ama şeytanlara ceza kesemezler sonuçta değil mi?"

"Ya öyle değil, salak mısın aşkım? Pedofilisin sen diyorum!"

"Ee, sende lolitasın-?"

Bu dalga geçer gibi olan tavrına karşı elimle alnıma vurdum. Bir an bunu düşününce cidden garip gelmişti. 1000'den fazla yaşı olan biriyle 16 yaşındaki birinin çıkması zaten nasıl normaldir ki? (Ulan benim de yeni aklıma geldi, tüh kafamı si-)

"Hadi ama! Birbirimizi seviyorsak bir sorun olmaz bence~"

Ona gülümsedim ve kafasını patpatladım. Merak ediyorum bundan sonra ne olacağını ve ne yapacağımı. Ailem yakında mecbur bunu öğrenecekti ya da bu yaz tatili bitecek, ben ondan uzaklaşacaktım ve bu gibi düşünceler yeni aklıma geliyordu. Bu ayın bitmesine az kalmıştı ve yakında eve dönmek zorunda kalacaktım... birden düşüncelerimle başbaşa kalmışken yanağımı Bill'in dürttüğünü hissedip ona döndüm ve yanağından öpüp oradaki bir kütüğün üzerine oturdum. Bill bana ne olduğunu muhtemelen merak edip yanıma oturdu, bu sırada eski formuna dönmüştü. Tam ona birşey diyecekken telefonumun çaldığını hissedip baktım, arayan babamdı ki genelde aramazdı. Dudağımı büzüp aramayı açtım, Bill'de merakla dinliyordu

"Merhaba kızım, senin için bilet aldım, yarın geliyorsun!"

"NE-!!"

Bill bana sorar gibi bakınca ona dehşete kapılmış bir şekilde baktım. Duyduğumu sindirememiştim bile, o da gerilmeye başlamıştı.

"Seni özledim... ayrıca zaten yeterince zaman geçirmedin mi? Bu ay da bitmek üzere zaten. Evini özlemiyor musun?"

"Baba ben istemiyorum..!"

"Aa olur mu öyle şey kızım? Arabanı tuttum bile, yarın alacak seni. Hem sana bir sürprizim var"

"Baba ben burada mut-"

"İtiraz istemiyorum! Ben sana fikrini sormadım zaten, dediğimi yapacaksın."

Telefonu yüzüme kapatınca yüzümü buruşturdum ve cevabımı bekleyen Bill'e döndüm, cidden nasıl söylenir bilmiyordum, onu bırakmak istemiyordum...

"Ben yarın ülkeme dönüyorum-"

"NE?!"

Ulan baba nereden çıktın sende aniden amk

Heaven In Your Eyes 《Bill Cipher X Y/N》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin