10.BÖLÜM

484 48 84
                                    

Elina pines:

sabah Mabel'ın beni dürtmesiyle uyanmıştım ve esneyip ona baktım sonra ise uykulu sesimle konuştum, cidden uykum var..

"Git başımdan, uykum var!"

"Uyanmazsan kafandan aşağı su dökerim, bunun için uyanmalısın!"

Dedi ve sevimlice gülümsedi, bende oflayarak ayağa kalkınca Mabel gitti. Bende istemeyerekte olsa kalkıp dolabıma ilerleyip siyah uzun bir kazak ve siyah pantolon aldım.

"Bill, burdan çık!"

Görünür oldu, bende gözdevirdim. Her seferinde aynısını yapıyordu ve hiç vazgeçmiyordu..

"Off, çok sinir bozucusun!"

"Seni sapık! hep aynı davranıyorsun!"

Deyince sıkkınca nefes verip gitti, bende kıyafetlerimi giydim ve dışarı çıktım sonra aşağıdaki yemek masasına oturup

"Günaydınn!"

Dedim ve herkesten aynı yanıtı aldım. Çatalımı alıp tam yemek yemeye başlayacakken yanımda birden Bill belirdi, ben ise elimdeki çatalı düşürdüm, bütün aile şaşkınca bakıyordu ama siz daha beni görmediniz.

"Merhaba pines'lar, beni özlediniz mi?"

Yutkundum ve ona baktım, ne yapıyordu bu böyle? Planı neydi? Ardından Dipper konuştu.

"Bill cipher... ama sen ...ölmüştün!"

Ardından Bill sırıttı ve konuşmaya başladı. Bundan nasıl bir keyif olduğunu sadece yüzüne bakarakta anlayabilirsiniz.

"Ölüye mi benziyorum? Ne kadar aptalsınız! ben ölümsüzüm."

Anında kahkaha patlattı, Ford amca sinirle ayağa kalktı ve parmağıyla Bill'i göstererek konuştu.

"BİZDEN NE İSTİYORSUN?!"

"Bu olmadı altı parmak. Eski dostlar böyle yapmaz..."

Dalga geçer gibi konuşuyordu. Bu sefer Stan amcam konuştu.

"NE İSTEDİĞİNİ SÖYLE, SENİ EŞKENAR ŞEYTAN!"

Bill keyifle gülümsedi, ben ise girdiğim şoku atlatamadan ayağa kalkıp ondan biraz uzaklaşarak bağırdım

"Amacın ne senin? Ne yapmaya çalışıyorsun lan?!"

öbürleri benim ne dediğimi ve onu nerden tanıdığımı bilmeselerde şuan bunu sormanın yeri değildi. Bill dalga geçer gibi bir ifadeyle tekrar konuşmaya başladı.

"Sakin ol Elina, arkadaşına ayıp ediyorsun."

Ondan sonra derin nefes verip konuşmasına devam etti, bu sırada ben kaşlarımı çatmış ve merakla onu dinliyordum

"Sizden istediğim şey... önceden intikamdı, sevgili yeğeninizi kullanarak hayatınızı karartmayı düşünmüştüm ama şimdi istediğim tek şey... o."

Herkes kanı donmuş gibi bakarken Bill keyifle sırıtıyordu, ben ise kaşlarımı daha da çattım. Yaptıklarına veya dediklerine anlam veremiyorum, ne gibi bir saçmalıktan bahsediyor lan bu?

"Ne demeye çalışıyorsun? Seni salak doritos!?"

Kaşlarını kaldırdı ve kollarını bağladı. Dalga geçer gibi olan ifadesi kadar sinirimi bozan birşey yok, gerçekten.

"Açıkça söyledim ya?"

Ben şaşkınca dediklerini idrak etmeye çalışırken Stan amcam aniden üstüne atladı ama Bill refleksleri sayesinde ondan kurtulmuştu. Sonra kolumda bir el hissettim, bu Bill'indi ve birden bilmediğim üçgen bir sarayda buldum kendimi.

"Burda ne sikim oluyor?!"

"Ne kadarda salaksın..."

Bundan sonra beni belimden tutup bir duvara yasladı ve ne yapacağımı daha idrak edemeden beni öptü. Ondan kurtulmaya çalıştım, en sonunda dudaklarımdan ayrılınca ona nefretle bakıyorken o ise keyifle gülümsedi ve neşeyle konuştu.

"Yeni hayatına hoşgeldin çocuk!"

Ben ise sinirle onu ittim ve bağırarak konuştum. Dediğini duymuyor mu bu? Hem çocuk diyor hemde beni kendi kafasınca sevgilisi ilan ediyor.

"NEYDEN BAHSEDİYORSUN SEN?! İSTEMİYORUM LAN SENİ, DEDİKLERİNİ DUYUYOR MUSUN?!"

"Aynen. 'Seni seviyorum' dediğin günler gelince bu lafları sana yedireceğim."

Dedi, çok bağırdığım için bozulan nefesimi düzenlemeye çalışırken buradan kaçmaya çalışmayı denesem bile burası farklı bir boyuttu düşündüğüm kadarıyla ve neler olacak bilmiyordum bile, bunun için Bill'i kullanacaktım. Belki bi' şekilde bunu yapabilirim..?

"Evet, zihin okuyabildiğimi unuttun sanırım?"

"Birgün seni öldüreceğim."

"Ölümsüz birini ölümle tehtid ettiğinin farkında mısın?"

"Onu görürsün aslanım."

"Tabi canım, herneyse..."

~

Heaven In Your Eyes 《Bill Cipher X Y/N》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin