24

50 10 5
                                    

Sabah yine bozuk bozuk tek gittim okula çünkü akşam yemeğinde bile bana aptal aptal tavır yaptı Baekhyun kişisi.

İlk tenefüs de Kyungsoo'yla dün olduğu gibi yine bahçeyi turlayıp döndük. Masama döndüğümde kapalı defterim açılmıştı.

"Bunu kim açtı?" diye sorduğumda Tzuyu gülüp "Seninkiler." dedi.

"Özür dilerim dünyanın en aptal olmayan ikizi ağzımdan kaçtı"

Yazıyı okumadan Baekhyun olduğu belliydi çünkü sonuna gerçekten üç yaşındaki çocuk çizmiş kadar kötü üzgün surat çizmişti.

Onun tam altında da "Özür dilemem emredildi beni affetmezsen seni linçlerim Nayeon." yazıyordu.

Sehun'dan cidden nefret ediyorum.

Baekhyun'un dediğine on saniyede uwu olmayı başarabildim ama Sehun gerçekten bir gün elimde kalacak.

Her neyse sayfayı koparttım ve katlayıp ceketimin cebine attım. Diğer tenefüs gidip uğraşabilirim onlarla.

"Okuldan nefret ediyorum." dedi Momo ruhsuz bir şekilde "Saat sabahın dokuzu biz ikinci derse girmek üzereyiz."

"Birkaç ay sonra okulu aramaya başlarsın." dedi Tzuyu "Başta da bizi."

"Üniversitede de burada değil misiniz?" dediğimde Tzuyu omuz silkti "Adam gibi bir yer tutturamazsam annem geleceksin dedi."

"Benimki de." dedi Momo ve başını bizim sıraya koydu "Gitmek istemiyorum ben çok alıştım size ama bende o kadar zeka da çalışma azmi de yok."

"Rahat olun abi hallederiz." diye çemkirdi Sana da. Japon olmasına rağmen risk taşımayan tek kişi o olduğu için rahat tabii.

"Ailem burada yaşasaydı ben de senin kadar rahat olurdum." dedi Momo da ve iç çekti "Ama ben cidden gitmek istemiyorum lan."

"En kötü dönerken bineceğiniz uçağı kaçırırız." dediğimde Tzuyu bana boş boş baktı "Ne var canım bineriz uçağa sizlr ayağa kalkarız elimizde çakma silahla yerler "

"Nayeon bu zeka sana fazla kanka bağışla." dedi Sana "Sehun'a bağışla direkt."

"Neyse ne gidemezsiniz." dediğimde Momo "O iş yaş kanka." dedi ve önüne döndü.

Bu da Sehun'un suçu.

...

Diğer tenefüs o iki aptalı beklemeden ben gittim sınıflarına ve imâ dolu bir öksürükle dikkati kendime çekip karşılarında dikildim.

Baekhyun da Sehun da bana yalvarır gibi baktıkları için sert olan yüz ifadem bir anda yumuşadı ve kahkaha atmaya başladım tabii ki. Gülmem durduğunda "Son şansınız bakın." dedim "Bir daha ikiniz birlik olup bana karşı aptal aptal triplere girerseniz sizinle ömür boyu konuşmam burnunuzdan fitil fitil getiririm kalan ömrünüzü." dediğimde Baekhyun ayağa kalkıp bana sarıldı ve "Nayeon çok özür dilerim seni gereksiz kırdık cidden özür dilerim!" diye bağrındı.

Sehun da öksürüp ayağa kalktı ve sinirden çıldıracağımı bile bile yine saçlarımı karıştırdı.

"Beni dövme yeterince kavga ettim zaten." dedi Sehun ama o bunları derken ben onu kovalamaya başlamıştım bile.

...

"Barıştınız yani." dedi Kyungsoo. Kafamı salladım ve çantamı düzelttim "En uzun ikinci küs kalışmızdı yeter bence."

Kyungsoo bir şey demeden önüne döndü ve yürümeye devam etti "Bugün nereye gidiyoruz?"

"Geçenki kafenin içine." dediğimde Kyungsoo gözlerini büyütüp bana baktı ve "Asla olmaz!" diye çemkirdi "Beni oraya hiçbir güç kuvvet sokamaz."

"Beni tanımamışsın Kyungsoo." dedim ve olduğum yerde gerindim "Bugün oraya ya girilecek ya girilecek."

Kapının önüne geldiğimizde Kyungsoo durdu ve bana baktı "Yalvarmam mı lazım?"

"Yalvarsan da umrumda olmayacak boşuna ses tellerini yorma." dedim ve insanların garip bakışları arasında içeri girip dışarı çıktım birkaç kere "Hiçbir şey olmuyor bak."

"O kadar kolay değil." dedi Kyungsoo ve iç çekti "Bence sonra deneyelim."

"Kyungsoo bugün buradan seni içeri sokmadan gitmiyoruz." dediğimde Kyungsoo ofladı ve kafasını havaya kaldırdı.

Bir içeri bir dışarı zıplamaya başladığımda Kyungsoo o gergin anda ne yaptığımı sorgularcasına bana baktı. Gülümsedim ve içeride durdum en sonunda. Sonra da ellerimi uzatıp tutması için işaret ettim "Beraber yapalım hadi."

Kyungsoo iç çekti ve bana baktı. Sinirle bir bakış atıp "Hadi!" diye çemkirdim.

Kyungsoo bana bakıp ellerini uzattı ve sıkıca tuttu. Onun stres olmasına fırsat vermeden hızlıca ben dışarı çıktım ve Kyungsoo'yu içeri ittirdim. Biraz yalpalayarak içeri düştüğünde ben dışarıda bekliyordum. Kyungsoo bana tip tip baktı ve iç çekti "Nayeon bunu yapmak zorunda mıydık?"

"Yaptın sonuçta." dedim ve ben de girip içeri bir yere oturdum "Demek ki yapılabiliyormuş."

Kyungsoo ayakta öylece kalıp bana boş bir bakış attı. Beni o kadar rahat görünce de gergin bir şekilde geçip oturdu "Keşke gelmeseydim."

"Okul çıkışı Baekhyun sürekli Dahyun'la dışarı çıkıyor ne var bizde çıktık işte." dediğimde Kyungsoo gergin bir şekilde bakındı "Hadi gidelim yaptık işte."

"Tamam oturalım biraz." dediğimde Kyungsoo ofladı ve çantasında duran suyu alıp ellerinin titremesi eşliğinde içti.

"Bir de hastaneye girersen tamamdır." dediğimde Kyungsoo bana dehşet verici bakışlar attı "Oraya girmek zorunda değilim."

"Ölene kadar hastaneye gitmeden yaşayamazsın ama." dediğimde Kyungsoo iç çekti "Uzak durabildiğim kadar duracağım. Şu an kendimi yeterince zorladım."

"Özür dilerim ama bunu er ya da geç yapacaktın." dediğimde Kyungsoo bana bakıp kendini adeta gülümsemeye zorladı.

...

güzel bir bölüm olmadı güzel bir gün de değildi zaten bugünlük bunla idare ediverin yarın telafi ederim

Last Smile || KyungyeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin