felix foyan ortaya cikiyor, elini ayagini denk al askim.✊🏻
keyifli okumalarr.
•
alt dudağımı ısırdım. duymuş muydu? ne kadarını duymuştu ki? "ne.. kadarını duydun?"
"hepsini. kahvaltıya çağırmak için gelmiştim ama duyduklarım ile seni dinledim. felix kim ile yakışıyor ve kimdi bahsettiğiniz kişi?" ciddi bir şekilde sorunca yutkundum. felix'i asla ispiyonlamazdım ama konuşurken duymuştu işte.
"bak, felix birinden hoşlanıyor. sen kızarsın diye de sana söyleyemedi. şimdi aşırı bir tepki verme olur mu? bunun normal bir şey olduğunu sende biliyorsun ve o bebek değil."
sakin bir ses tonunda tane tane konuşup yanına gitmiş ve ellerimi boynuna koymuştum. "kimden hoşlanıyor?"
"bunu ona bırakmalıyız. felix'i ispiyonlamış olamam. hem aşırı tepki yok demiştim." boynunu okşayıp sakinleştirmeye çalışırken sinirlendiğini fark etmiştim.
"kim o, seungmin? felix'in aklını karıştıran kişi kim? çabuk söyle ve onu bir güzel benzeteyim." hızla başımı iki yana salladım. "hayır chan. böyle bir şey yapmıyorsun. felix böyle mutlu ve sende onun mutluluğunu istemiyor musun işte? neden mutlu olmasına engel olmak istiyorsun?"
"mutlu olmasına engel olmuyorum. sadece onu korumaya çalışıyorum. dışarıdan herhangi birinin gelip onun aklını karıştırmasına izin veremem." derin bir nefes verdim. hala sinirli duruyordu. "dışarıdan biri değil zaten. bak, sende onu çok iyi tanıyorsun ve felix'i üzmeyecek biri. gerçekten onunla mutlu olacak."
"kim o zaman? kızmayacağım tamam. sakinim ben. tanıdığım biriyse kim?" derin bir nefes aldım. şu an benim söylemem doğru olmazdı ama beni sıkıştırmasını geçtim, felix'e gidip sorardı. "bunu söylersem bildiğim için bana kızarsın."
"seungmin, kızmayacağım dedim. şu an sinirleniyorum. söyle hadi. bir şey yapmayacağım." oflayarak başımı eğdim. felix, beni affet lütfen. şu an söylesem bile sizi ve ilişkinizi korumaya devam edeceğim. "changbin hyung. bak ama daha hiçbir şey belli değil, tamam mı? gidip ona yüklenme lütfen, benim için. felix ondan hoşlandığını söyledi."
"sende onları dün bilerek yalnız bıraktın ve benim felix'e izin vermem için de başka bir yol kullandın. o kadar planı sen yaptın değil mi? ikisi konuşsun ve ben izin vereyim diye." bakışlarımı kaçırdım. suçlu çocuklar gibi başımı eğdim. "sadece felix'e yardımcı olmak istemiştim."
başını iki yana salladı. odanın içinde dolandı. "ne diyeceğimi bilemiyorum. biri çocukluktan beri kardeşim, diğeri de öz kardeşim. ne ara bu hale geldiler? felix nasıl ondan hoşlandı?"
"belki de kendi de beklemiyordur bunu. biz nasıl birbirimizden hoşlanıyorsak, felix de öyle. biraz empati yap." bana baktı ve bir şey söylemeden tekrar önüne döndü. felix'i artık küçük olarak görmeyi bırakmalıydı. "hadi, bu şimdilik aramızda kalsın lütfen. daha aralarında bir şey bile yok zaten. olursa da senden saklamaz ve onlar gelip söyler."
yanına gidip elini tutunca başını salladı. onu aşağı çekiştirip kahvaltı masasına götürmüştüm. onunla birlikte bir şeyler atıştırdım ve babam beklediği için eve döndüm. babamla konuşup odama çıkmış ve test çözmüştüm. felix, dikkat çekmemek için hyunjin ile geldi. chan'ın yanından gelmişti ve gergin olmadığına göre, chan ona bildiğini söylememişti. felix bize dünü anlatmıştı. birlikte bile uyumuşlardı.
ardından chan da gelmiş ve babam onu aşağıda sohbete tuttuğu için yukarı geç çıkabilmişti. kapıyı kapattığında yanıma gelip yatağın üzerine oturmuştu. belime sarıldığında karşı koymamış ve ona yanaşmıştım. felix mutlu görünüyordu. "ee, dün biz gittikten sonra changbin ile ne yaptınız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher's pet
Fiksi Penggemarchanmin • lisenin bitmesine son iki ay kala geldiğim liseye baktım. cidden sadece babam yüzünden buraya gelmek zorunda mıydım?