1𒆜4

546 95 265
                                    

𓊈4. Bölüm𓊉

İki adımıyla çığlığı basmak üzere olan kadının dibinde bitip eliyle ağzını kapattı. Diğer elinde tuttuğu bıçağı ise boğazına dayanmış, aralık olan kapıdan dışarıya bakıyordu.

"Gıkını çıkarayım deme," diye fısıldadı. Tehdidi işe yaramış olacak ki zavallı kadın öldürülme korkusuyla nefesini tutmuştu, yalnızca Yağız'ın nefes alıp verişi duyuluyordu.

Bulundukları odaya doğru gelen birini gördü Yağız, gözlerini kapatan Arzu ise yalnızca ayak seslerini duyuyordu.

Bağırabilirdi. Sesini duyurmaya çalışıp yardım isteyebilir ve saniyeler öncesinde karşı karşıya kaldığı manzaranın sorumlusunu ele verebilirdi ancak yapamadı. Emir'in cesedine ve yattığı yerde oluşan kan göletine baktığında buna cesareti olmadığını anladı. Gözlerini yeniden kapadı ve yanağından süzülen bir damla gözyaşını umursamadan derin bir nefes aldı.

Odanın yakınından geçip yürümeye devam eden adamı izlemeyi bıraktığında Yağız, başparmağının üzerinde hissettiği ıslaklıkla beraber kadının ağzını kapattığı elini ve boğazına dayadığı bıçağı çekti.

O, kapıyı yavaşça kapatırken Arzu sendeleyerek odanın köşesine çekilmişti. Ne yapacağını bilmiyordu, Emir ile aynı sonu paylaşmak istemiyordu. Yağız'ın ona merhamet etmesini ve kendisini ele vermeyişine karşılık kaçmasına izin vereceğini ummaktan başka çaresi yoktu.

Adamın yüzünü ona dönüp üzerine yürüdüğünü görünce "Lütfen, lütfen yapma..." diye sayıklamaya başladı ve sanki kendisini koruyabilecekmiş gibi avucu dışarıya bakar halde kollarını yüzüne siper etti.

Aralarında bir metrelik mesafe kalana kadar yaklaştığında dizini kırıp eğilen adam, bıçağı Arzu'nun avucunun içine yerleştirdi ve eline eliyle bastırarak onu iyice kavramasını sağladı.

Arzu, Emir'in kanını elinin üzerinde hissettiği an vücudunun her yerini saran bir karıncalanma başlamıştı. Yağız eline bastırmayı bıraktığında bıçağı oynatmadan tutmaya devam etmişti. Gücü tükenmiş gibi hissediyordu ancak tuhaf bir şekilde bıçağı tutmaya yetecek kadar gücü varken beynini ne kadar zorlarsa zorlasın elini açma emrini parmaklarına ulaştıramıyordu.

Yağız ise o sırada yeleğinin iç cebinden çıkardığı, adli tıpta yapılan analizler için alınan örneklerin konulduğu poşetlere benzeyen şeffaf bir şeyi çıkarmakla meşguldü. Poşeti açtığında Arzu'nun elinden aldığı bıçağı nazikçe içerisine koydu.

"Ne yapıyorsun?" diye sorabildi Arzu kendini zorlayarak. Daha çok neyin peşindesin tarzında bir soru sormak niyetindeydi ancak düzgün düşünmesine izin vermeyen baş ağrısı, kafasındaki kelimeleri toparlamasına engel olmuştu.

"Soru sormak yok, yalnızca dediğimi yap." sözlerini duyunca tepesi atmıştı. "Hızlıca buradan çıkıp sağ ileride yer alan yangın merdivenlerinden dışarıya sızmamız gerekiyor." diye planını açıklayan Yağız ise sanki henüz bir cinayet işlememiş gibi soğukkanlıydı.

"Böyle bir şeyi yapmayacağım, istemiyorum." diyerek dizlerini karnına çekti ve yan tarafına doğru hafifçe bükülerek ayağa kalkmayı reddetti.

"Bana işimin eğlenceli olması gerektiğini söylemiştin," dedi çocuk. "bunu yaparken eğlenmiyorum, zorunda olduğum için yapıyorum. Bu nedenle ikimizin de başını belaya sokmak istemiyorsan beni takip etmelisin."

Kalkmasına yardım etmek için elini kadına uzattı. "Buradan sağ salim çıkacaksın, sana söz veriyorum." Arzu buna inanmak istiyordu ancak yan tarafında eski erkek arkadaşının cansız bedeni yatarken karşısında duran katilin sözlerine güvenmek oldukça zordu.

Erkek Arkadaş Kiralama DükkanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin