2𒆜6

108 17 54
                                    

𓊈 6. Bölüm 𓊉

Sayımların yapılıp tüm çalışanların yataklarına gönderilmesinin üzerinden henüz birkaç saat geçmişti ki sarı kuşlardan birinin kaldığı hücrenin kapısı yavaşça açıldı.

Normalde mavi kuşlarla aynı katta konaklayan sarı kuşların, mavi kuşların koridorunda gece saatinde gezinmesi yasaklı iken aksi için herhangi bir kural ise bulunmuyordu.

Eş kıdemli olmayan çalışanlar arasında acil bir durum söz konusu olduğunda üst kademeye mensup kişiler, alt kademedekilerin kapısını çalardı. Çoğunlukla sözlü tartışma ya da kavga ile sonuçlanan bu olaylar arasında sarı kuşlardan birinin risk alarak mavi kuşların koridoruna adım atması, diğerlerini de meraklandırmış olmalıydı ki duyulan her bir ayak sesi başka bir odadaki çalışanın uyanıp kendi kapısının arkasından neler döndüğünü seyretmek üzere yerini almasını sağlamıştı bile.

Sarı kuşlardan biri, "Yatağına dön, yakalanacaksın!" diye kısık sesle, çıplak ayakları üzerinde karşı koridora çoktan geçmiş olan Sıla'yı uyardı. Sıla ise aldırış etmiyordu. Eşofmanının lastikli kısmına sıkıştırdığı şey her ne ise belli olmaması için bol kesim tişörtünü düzeltip kimsenin onu görmemesi adına özel bir çaba sarf ediyor gibiydi.

37 numaralı kapıyı nazikçe tıklattı ve zeminden gözlerini ayırmadan arkadaşının karşısında belirmesini bekledi. Nefesini tutarak bekleyen diğer çalışanlar sebebiyle ise kapının açılırken çıkardığı gıcırtı sesini bastıracak en ufak bir kuru gürültü yoktu.

Üzerinde "Melis Tepe" yazan kapı aralandı. Karanlığın bile üzerini örtemediği keskin bakışlara sahip olan kadın, arkadaşı Sıla'nın kendisinden özür dilemek için gelmesini bekliyormuşçasına çok beklemeden kapıyı ardına kadar açtı ve onun içeri girmesine izin verdi.

Etraftakilerin, orada ne döndüğünü anlamak için bakındığını fark ettiğinde kapıyı yeniden kapatmıştı bile.

Yatağına oturdu, Sıla'nın üzerinde çalışıyor olduğu için geciktirdiğini varsaydığı özrü duymak için sabırsızlanıyordu. Terasta kendisine karşı o saygısızca tutumu aklından çıkaramadığı gibi daha sonrasında onu ezdiği, ağzının payını gerçek anlamıyla verdiği birçok senaryo kurmuştu kafasında.

Tişörtünü sıyırdı Sıla, eşofman lastiğine sabitlenmiş gibi duran deste paraları çıkarıp teker teker yatağın yanındaki masaya koydu. Her birini zemine yerleştirdiğinde daha da sert davranıyor, bu yaptığı ile özgüven kazanıyormuş gibi görünüyordu.

Melis, şaşkınlığını en çok nasıl belli edebilirse o şekilde gözlerini kırpıştırmıştı. Alaycı ama naif bir hah sesi çıkarmak istiyordu ancak buna o anlık gücü yetmemişti sanki. Bu, yeni bir tür özür dileme şekli miydi?

"Hep senin için paranın ne kadar önem arz ettiği hakkında konuşursun, al." dedi Sıla dudağının kenarıyla sırıtarak. "Öldür onu."

"Bunlar tam olarak ne anlama geliyor?" diye sordu Melis. Arkasına sakladığı sol elini yumruk yapmıştı, sağ eli ile de kadının saçına yapışmaya hazırlandığının sinyalini vermek ister gibi parmaklarını oynatıyordu.

"Seni kiralıyorum, yeni gelen kızı benim için öldürmeni istiyorum. Parayı beğenmediysen daha fazlasını teklif ederim ancak şu an elimde-" sözünü bitirmeye fırsat bulamayan Sıla, Melis'in zarif görünen ancak bir o kadar da kuvvetli elini boğazında hissedince bir yerlerde yanlış yaptığını anlamıştı.

Gözündeki damarların belirginleşmesi ile dahi Sıla'nın dehşete düşmesine sebep olan Melis, karşısındaki kadının az önce söylediklerini geri almasını sağlayacakmış gibi boğazını sıkmaya devam ediyordu.

Erkek Arkadaş Kiralama DükkanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin