Gözüme minik minik ışık parçaları vuruyordu. Tatlı uykumdan uyanmak istemesem de o ışık bir şekilde beni yavaş yavaş uyandırmayı başarmıştı.
Gözlerimi zorlukla açıp bir süre tavanla bakıştım. Dünkü yorgunluktan sonra bugün bu kadar yorgun uyanmam normaldi.
Dün gece kendi evime gitmeye üşendiğim ve artık beni dövecek bir babam olmadığı için Berat'ta kalmıştım.
Kafamı sağa çevirip hala uyuyan Berat'a baktım. Bu kadar tatlı uyuması normal olamazdı. Usulca yanağına bir öpücük bıraktım. Ona kahvaltı hazırlama fikri beni yataktan kaldıracak tek şey olurken onu uyandırmamak için yavaşça doğrulmaya çalıştım.
Tam o an Berat beni kendine çekince bir anda afallamıştım. Tüm vücudum onu yastık gibi kullanırken yüz üstü üzerinde yatıyordum.
"Niye uyuyor numarası yaptın yalancı?"
Cevap vermeden önce burnuma bir öpücük bıraktı.
"Sen yanımda olunca uyumaktan daha öncemli işlerim oluyor diyelim. Mesela seni izlemek."
Utanıp kafamı başka tarafa çevirdiğimde o da fırsat bulunca boynuma bir öpücük bıraktı.
"Utanınca çok tatlı olduğunu sana daha önce söyleyen oldu mu?"
"Evet çok oldu."
Bir anda verdiğim cevap karşısında oldukça bozulmuştu. Yoksa beni kenara koyup arkasını dönmesinin başka bir açıklaması olamazdı. Bense buna alınacağını düşünmediğim için şaşırıp kalmıştım.
"Beraat" Bir tepki yoktu.
"Berom" yine sallamamıştı beni.
"Sevgilim."
Bu kez tepki vermesini beklemeden üzerine yattım.
"Benimle konuşana kadar seni nefessiz bırakırım."
"Öperek nefesimi kessen belki barışırdım da bu pek işe yaramıyor. Ben ağırlıkta senin 2 katını kaldırıyorum zaten."
"Allah Allah. Madem küsüz öpemezsin paşam."
Onun üzerinden kalkıp bu kez de ben arkamı döndüm.
"Öpemez miyim?"
"Yok"
"Öpemem yani?"
"Öpemezsin."
"Sen öyle san"
Yatakta doğrulup beni gıdıklamaya başladığında karnımı tuta tuta kahkaha atıyordum. O da fırsattan istifade burnum dahil yüzümün her yerini öpmüştü.
"Berat Ayberk Özdemir'e imkansız de ve izle."
Ben ona kahvaltı hazırlama planları yapıyordum ama o sırada aklıma başka bir şey dank etmişti. Bugün staj için yer bulmazsam dönem tekrarım vardı. Bunun verdiği huzursuzlukla yüzüm düşerken yapacak bir şey de yoktu.
"Sevgilim ne oldu? Yüzün düştü bir anda. Ben mi bir şey yaptım? Özür dilerim."
Panikleyip benden özür dilerken çok komikti. Beni kırmaktan korktuğu her halinden belli oluyordu.
"Yok ya okulla alakalı bir problem var da ona canım sıkıldı biraz. İmkansız gibi bir durum."
"Ben az önce ne dedim? Berat Ayberk Özdemir'e imkansız de ve izle. Anlat bakayım neymiş."
Ben ona anlatırken beni dikkatle dinlemişti.
"Aslında benim bir fikrim var ama pek emin değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölümün kıyısında/ Berat Ayberk Özdemir
Fanfic"Bak başına her ne geldiyse bu hayat inan bana yaşamaya değer. Lütfen kendine zarar verme. Bir sorunun olursa da lütfen ulaş bana. Zaten tanıyorsundur." "Birincisi kim olduğun hakkında hiç bir fikrim yok. İkincisi de inan bana yaşadığım hayatı görse...