7. Bölüm (Sanırım)

0 0 0
                                    

Yeni bölüm sizlerle, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Aleyna,

Günlerden pazartesiydi. Okulun ilk günü ve her pazartesi olduğu gibi sabah kalkma istememe, isteği vardı üzerimde. Telefonumun çalan alarmıyla uyanmıştım. Aslında dün çok fazla yatıp uyumuştum ama yine de okulun olma gerçeği yataktan çıkma isteğimi bastırıyordu.

Kollarımı kaldırdım ve esnemeye başladım. Ağzım yırtılırcasına esnerken odaya annem girmişti.

"Aleyna, okul giysilerin kurumamamış, bu gün serbest git olur mu kızım?"

Kaşlarımı çatarak anneme baktım. Okul serbest giyindiğimiz anda bizi disipline gitmekle tehdit ediyor ve ailemizi arıyordu. Okulun tantanasını çekmek en son isteyeceğim şeydi.

"Bu havada nasıl kurumuyor yaa." diye söylenerek üzerimdeki örtüyü attım ve ayağa kalktım.

"Dün giysiler dışarıda kalmış, yağmur yağdı herhalde. Kuruduysa da yine ıslanmıştır." diyip dudak büktüğünde boynumu yana yatırdım. Sonuçta yapıcak bir şey yoktu. Maalesef bu gün serbest gidecektim.

***

Üstüme turuncu bir sweetshirt, altıma ise siyah bir kot pantalon giymiştim.

Şu an ise okulun yolunda yürüyordum. Kulağımda kulaklığım vardı ve çalan müziği ağzımda geveliyordum. Pek bildiğim bir şarkı değildi. Sadece bazı kısımlarını bildiğim yerleri mırıldanıyordum.

Okulda olucak olan her pazartesi günü sabahında olduğu gibi İstiklal Marşı okunucaktı. Müdür de bahçede okul kıyafeti giymeyen kişilere ekstra dikkat ettiği için bu da törenden kaçmam anlamına geliyordu.

Okula girdiğimde arka bahçeye doğru yöneldim ve arka kapıdan girmek için koştum. Bahçede bazı insanlar toplanmıştı bile. Kafamı yukarıya kaldırdığımda pencereden aşağıdaki topluluğa bakanları görebiliyordum.

Salak insanlar, sanki siz öyle tepeden sarkarken müdür sizi görmeyecekti. Asıl o zaman içeride saklanmanız gerekiyordu. Diye içimden geçirerek arka kapıdan okula girmiştim. Sırada dördüncü kata kadar merdiven çıkmak vardı. Oflayarak merdiven basamaklarını çıkarken telefonum çalmaya başladı. Arayan kişi Rüyaydı. Şu an merdiven çıktığım için ve nefes nefese kaldığım için telefonu açmamıştım. Zaten okulda görüşücektik.

Sınıfa girdiğimde sadece benim olmam şaşırmam gereken bir durum değildi. Kaçmayı başarmıştım ve müdür beni artık göremezdi. Aslında görebilirdi ama gördüğü an tekrar kaçardım. Yani bu günüm sürekli birilerinden kaçmakla geçecekti.

Çantamı sıraya astıktan ve montumu, askıya astıktan sonra sandalyeme oturdum. Telefonumu açıp instagrama girdim ve burç yorumlarına bakmaya başladım. Her zamanki gibi benim burcumla ilgili güzel bir gelişme yoktu. Napalım, kader kısmet.

Telefonu sıraya koyduktan sonra kafamı geriye yasladım ve gözlerimi kapattım. Birazdan bu sessizliği bulamayacaktım. En azından keyfini çıkarsam fena olmazdı.

"Aaa serbest gelmişsin." demişti birisi. Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda Aylin'i gördüm. Sinir bozucu ince sesiyle konuşmuştu.

"Aaa öyle mi, hiç farkında değilim inanır mısın?" diye soru yönelttiğimde arkasını dönüp sırasına yerleşti. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Gözlerim Alp'i ararken sınıfa Alp'in girmesiyle gülümsedim. Sonuçta bu sınıftaki tek gerçek dostumdu.

İki Kalp Bir Hayat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin