Sahra ve ben, cumartesi olduğu için evdeydik. Bir şeyler yapmak istedik ve tek başımıza korku filmi açtım, tek sorunumuz; çok korkuyorduk ve her korktuğumuzda çığlık atıp birbirimize sarılıyoruk.
Tam en korkunç yerinde kapı sesi geldi. Ben ve Sahra avazımız çıktığı kadar çığlık attık ve battaniyenin altına girdik. Koltukta oturur pozisyonda battaniye üstümüzde ve biz birbirimize sıkı sıkı sarılmıştık.
İçeri biri girdi. Uzun boylu biriydi, gölgesinden belliydi. Erkek gölgesi gibiydi. Tam önümüzde durdu, biz o an ki korkuyla battaniyeyi üstüne attık. Ben battaniyeye takılıp üstüne düştüm, battaniye ise bizim üstümüze...
Ben gözlerim kapalı açamazken o adam kollarını benim belime koydu. Şaşkınlıkla gözlerimi açtığımda karşımda o vardı, Savaş... Bana gülüyordu, ona bakarken konuştu.
Savaş: Ne oldu, niye battaniyeyi üstüme attınız ? Ayrıca neden ben gelince çığlık attınız ?
Gece: Şey... Çünkü korku filmi izliyoduk, en korkunç sahnede kapı sesini duyunca korktuk. Ayrıca battaniyeyi üstüne attık çünkü senin olduğunu değil, bir başkasını olduğunu sandık.
Söylediklerim karşısında kahkahayı basmıştı. O sırada Sahra konuştu.
Sahra: Gece, niye gülüyosunuz; o kim ?
Gece: İkizin.
'İkizin' diyebildim sadece... Kalkmaya çalıştığımda Savaş beni kendine çekti, burun burunaydık... Nefeslerimiz birbirine çarparken benim dudaklarıma bakıyordu.
Savaş: Bir daha bensiz ne korku, ne de başka bi' film izleyemezsin.
Gece: Neden ?
Sesimiz adeta bir fısıltı misali çıkıyordu. Savaş, söylediklerime ekledi.
Savaş: Çünkü öyle istiyorum, bi' mahsuru mu var ?
Savaş benimle konuşurken biraz önce olduğundan daha da dudaklarıma yaklaşmıştı ki Sahra battaniyeyi kaldırdı ve ben, o korkuyla Savaş'ın gevşemiş kollarından kendimi kurtardım. Savaş hemen ayağa kalktı ve başını çevirip ağzının içinden bir şeyler mırıldandı, öfkeliydi... Sahra'nın yüzünde güller açıyordu resmen. Sonra Sahra konuştu birden.
Sahra: Gece, bi' gelsene.
Beni neden çağırmıştı ki ? Hemen ona dönüp cevap verdim.
Gece: Tamam.
'Tamam' dedim ve beni yukarı, kalıcağım odaya getirip sorgulamaya başladı.
Sahra: Neler oluyor bakalım, çabuk dökül!
Heyecan ve bir o kadar da mutlulukla söylemişti.
Gece: Yok bi' şey.
Sahra: Var bir şeyler yaaa, hadi söyle!
Bu ısrarla karşısında bende konuştuklarımızı anlattım, şok olmuştu. Affallamıştı ve konuştu.
Sahra: Ciddi mi ?
Gece: Sen aynı Bulut'a benzemişsin ve evet, ciddi.
Kurduğum cümle ile yere göğe sığamıyordu sanki. Otuziki diş birden sırıtıyordu.
Gece: Gülmeee!
'Gülmeee!' dedim, ikaz edici sesimle. Tam konuşacağı sırada telefon çaldı. Bulut arıyordu. Sahra telefonu açtı ve konuştular, bu sefer daha bi' mutluydu. Hemen konuştu sabırsızlıkla.
Sahra: Bulut buraya geliyormuş.
Gece: Peki Bora ?
Sahra: Yok, o gelmiyormuş; sevgilisiyle birlikteymiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Savaş'ı
Teen FictionAşka inanmayıp birbirlerinden ilk gün nefret edip ikinci gün aşık olup zorluklarla mücadele eden iki aşığın hikayesi... +++++++++++++++++++++++++++++++ ... Savaş kravatını yapmaya çalışıyordu. Pek becerememişti. Karşısına geçip kravatını açtım...