Uyarı! Taciz sahnesi içerir.
Travmalara dolu bir hayat.
Seokjin elbette böyle bir hayatın başrolünde olmak istemezdi. Zaten kim isterdi ki? Büyük ihtimalle ondan başkası da bu hayatı kaldıramazdı zaten.
O da kaldıramamıştı aslında.
İntihar etmişti bir keresinde. Fakat annesi her zaman ki gibi ona da el atmış, oğlunu hayata döndürmüştü. Belki tekrar denerdi ölmeyi, bu aciz hayatına son vermeyi. Fakat Narea, hepsine bir sünger çekmiş, appasına güneşli bir hayat sunmuştu.
Küçük kız, bulutların o güneşi kapattığını hesap edemeyecek kadar küçüktü. Bu yüzden appasının bazen neden eve boynunda ki kırmızı çizgilerle geldiğini, neden geceleri ağladığını anlamıyordu. Yaşının yettiği kadarıyla sadece birisinin ona zarar verdiğini düşünüyordu.
Genç adam ondan bir kaç adım önde yürüyordu. Onu Jack ve arkadaşından kurtardığından beri arkasını dönmemiş, tek bir kelime dahi etmemişti. Seokjin teşekkür etmesi gerektiğini biliyordu. Sakince kuruyan dudaklarını ıslattı.
"Teşekkür ederim."
Genç adam arkasına hafifçe döndü. Seokjin bu hareketle geriledi. Her ne kadar bir kaç kere onu bugünkü gibi kurtarmış olsa da ona güvenmiyordu. Güvenemezdi.
Alfaların hiçbiri güvenilir varlıklar değildi ve hepsinden ölesiye nefret ediyordu.
"Bana neden hala güvenmiyorsun?" Bakışları üzgündü. Seokjin kaç bakış görmüştü böyle hatırlamıyordu. Hepsi böyleydi. Bütün alfalar. Omegaları ağlarına düşürene kadar hepsi naifti, düşünceliydi. Sonrası ise tam bir kabus.
Namjoon nerdeyse bir senedir aynı olsa da, Seokjin ona güvenmiyordu.
Her ne kadar omegası güvenmek istese de.
"Çok deneyimim oldu." Dedi gözlerine bakarak. "Güvenmemek için."
"Bir senedir dibinde geziyorum, hiç mi tanımadın beni?" Seokjin onun güzel yüzüne baktı. Yakışıklıydı Namjoon. Çoğu alfadan güçlüydü. Peşinde ki omegaların sayısı dahi yoktu. O ise inatla Seokjin'in peşindeydi.
"Ruh eşim sensin Seokjin, seni kandırmıyorum." Kafasını iki yana salladı. "Alfam senin omeganı bırakmıyor."
"Her iyiliğin bir karşılığı mı vardır diyorsun yani?" Dedi Seokjin donuk bakışlarıyla.
"Hayır hayır, hayır öyle demek istemedim." Dedi telaşla. Adamın donuk bakışları cümleyi toparlamasına hiç yardımcı olmuyordu.
"Lütfen diğer omegalarla ilgilen." Dedi bakışlarını yerde gezdirerek. "Benim bir kızım olduğunu biliyorsundur."
Namjoon kırgınca baktı ona. "Size zarar vermem."
"Bunun garantisini verebilir misin?" Seokjin bakışlarını genç adama çıkardı. "Bunun garantisini kimse veremez. Sen bile veremezsin. Alfan? Hiç sanmıyorum." Kafasını iki yana salladı.
Namjoon ona asla zarar vermeyeceğini biliyordu. Bunun bilincindeydi. Hatta bilinci açık olmasa bile ona zarar vermeyeceğine de emindi. Seokjin ne kadar inkar etse de, onların kurtları eşti ve alfa, asla omegaya zarar vermezdi.
"Şans vermiy-"
"Şans diye bir şey yok, Namjoon-ah. Tekrar teşekkürler." Hızlı adımlarla onun yanından geçti. Namjoon sessizce onun geçip gitmesini bekledi. Kafasını önüne eğerek gözlerini kapattı. Bu kaçıncı kapıydı yüzüne kapanan? Artık sayamıyordu. Arkasına dönüp hızlı adımlarla sokaktan çıkan adama baktı. Aynı yöne gitmelerine rağmen beklemiyordu dahi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Paradise || Namjin
FanfictionÜniversitede zorbalık gören Omega Kim Seokjin, uğradığı tecavüz nedeniyle hamile kalır. Hem okulu bırakmak zorunda kalır, hem de annesinin ısrarıyla çocuğunu doğurmak. Hesaba katmadığı tek şey, üniversite öğrencisi Kim Namjoon'un ona aşık olacağıdı...