0.0

933 56 17
                                    

"Ah, hadi ama Taehyung! Sıkılmadın mı bu ben çok aşığım triplerinden?"

Lisa'nın alaycı bakışları Taehyung'un üzerinde oyalanıyordu. Taehyung, Lisa'nın dediklerini gram umursamıyordu. Ona neydi? O sevmek istiyordu. Belki de şu an hafif kurumuş olan kıpkırmızı dudaklarını öpmek de istiyor olabilirdi.

Gözlerini kırmızı dudaklardan hızlıca çekti.

Kendine fazlasıyla bol duran bir deri ceket giymiş ve yine de muhteşem gözükmeyi başarabilmiş bu kadına daha ne kadar hayranlıkla bakacaktı.

Acilen bakışlarını oyalayabileceği şeyler bulması gerekiyordu. Zira aklına türlü hayaller geliyordu. Kırmızı dudaklar ve öpücükler ile ilgili hayaller.

Bakışlarını gökyüzünde ışıldayan yıldızlara çevirip yüzüne küçük bir sırıtış yerleştirdi. Ellerini cebine sokup konuşmaya başladı. Şimdi gayet kendinden emin duruyordu.

"Hayır." dedi kafasını sallayarak. "İnanır mısın, seni sevmekten hiç sıkılmıyorum."

Lisa'nın dudaklarından histerik bir gülüş kaçtı.

"İnsanlar sahte şeylerden sıkılır, Taehyung. Ve senin sözde aşkın da gerçek değil. Sen de sıkılacaksın. Bunu kolay yoldan bitirmek varken uzatıp yorulmayalım." dedi.

Bu kadın kendini ne sanıyordu?

Tamam, son derece çekici, seksi, güzel, baştan çıkarıcı... Her ne altsa işte! Öyle biriydi. Ama onun ne yapması gerektiğine karışabileceğini nereden çıkartmıştı?

"Bırak da ona ben karar vereyim, Bayan Manoban." dedi Taehyung kollarını göğsünde birleştirerek. Şimdi tekrar Lisa'ya dönmüştü.

Lisa yalandan bir gülümseme takınıp özgüvenli bir şekilde sandalyesinde gerindi. Kolunu sandalyenin sırtına yaslayarak konuşmaya başladı.

"Bu gerçek değil, ikimiz de biliyoruz. Eğer benimle ilgili bir düşüncen varsa, örneğin benim sahibim filan olmak istiyorsan bu ancak hayallerinde kalır, Küçük Prens."

Küçük Prens?

Peki. Bir prens gibi yakışıklı olduğunu Taehyung da biliyordu.

"Sahibin değil ama belki sevgilin olabilirim, bebeğim."

Göz kırparak söylediği şey Lisa'nın kaşlarının çatılmasına neden olmuştu.

"Sahibin olmak istemiyorum, derken bile sahiplik eki kullandığının farkında olmalısın sanırım." dedi Lisa tek kaşını kaldırıp.

Taehyung omuz silkti. "Sen istersen kullanmam." dedi. "Bebek?"

Lisa gözlerini devirip ayağa kalktı.

"Benimle ilgili hayaller kurmayı bırakmanı öneririm, Taehyung. Bu senin için en iyisi olur." dedi ve masanın üzerinde duran çantasını eline aldı.

"Ben seninle ilgili hayaller kurmuyorum bir kere. Sadece fazla ileri görüşlüyüm o kadar." diyen Taehyung'a bir kez daha göz devirdi.

"İyi geceler, Taehyung. Kendine sevilecek ya da sevişecek her ne halt istiyorsan başka birisini bul." diyerek arkasına dönüp yürümeye başladı.

"Hey! Lalisa!" diyerek arkasından bağırdığında terastaki birkaç göz ona döndü. Bu gözlerden bir çifti bıkkınlıkla durup arkasına dönmüş olan Lisa'ya aitti.

Hızla yürüyerek onun yanına gitti ve tam önünde durarak konuşmaya başladı:

"Evet, belki hayaller kuruyorum ama hiçbirinde sahte bir yan yok. Belki dalga geçtiğimi, takıntılı olduğumu düşünüyorsun ama ben gayet ciddiyim." Şimdi bakışları çok daha derinleşmişti.

"Benimle sevişmeni istemiyorum Lisa, sadece beni sevmeni istiyorum."

....

"Yeni bir kurguyla merhaba,

Umarım beğenisiniz.

Hepinize mor kalpler.. 💜 "

 💜 "

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
i want to be your loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin