0.5

263 37 23
                                    

Sabah kalkıp çiçeklerini sulamaya indiğinde bakışları istemsizce Taehyung'un bahçesine kayıp duruyordu Lisa'nın.

Dün gece kapının önünde yaşanan o bir anlık küçük yakınlık farklı şeyler hissettirmişti, bunun farkındaydı. Ve sürekli bunu düşünmekten kendini alıkoyamıyordu.

"Biraz daha su dökersen çiçek yüzmeyi öğrenecek."

Bahçe kapısının önünden gelen ses ile kendine gelebildi, Lisa. Düşünceleri kafasını o kadar meşgul etmişti ki çiçeğe su döktüğünü bile unutmuştu.

"Dalmışım." diye mırıldandı sulama kabını kenara koyarken.

"Fark ettim."

Geniş gülümsemesiyle ellerini bahçe kapısının demirliklerine dayayarak konuşan Taehyung'a bakarken nedensizce onun da gülümseyesi gelmişti.

Gülümsedi de.

Taehyung'un yanına yaklaşıp kapının önünde durdu ve kollarını önüne bağlayarak beklemeye başladı.

Ne bekliyordu bilmiyordu. Belki de Taehyung konuşsun diye öylece duruyordu.

"Duyduğuma göre bir süre buralarda olmayacakmışsın, Lisa?"

Gülümsemesi genişlerken üzerinde hafif bir şaşkınlık da vardı. Taehyung'un bunu öğrenmesine değildi şaşkınlığı, bunu bu kadar geç öğrenmesineydi.

"Bayat haber sunuyorsun önüme, hiç hoş değil."

Taehyung küçük bir kıkırdama eşliğinde olduğu yerde keyifle gerindiğinde Lisa'nın gözleri istemsizce kasılan kol kaslarına kaymıştı.

Büyüktüler. Fazlaca büyüktüler.

Gözlerini hızlıca eski yerine çevirip Taehyung'un cevabını beklemeye başladı. Aynı zamanda da büyük kol kaslarını düşünmeyi reddetmeye çalışıyordu.

"Maalesef birkaç gün aksaklık yaşadık. Bu seferlik maaruz görün. Aslında dün gece bununla ilgili konuşacaktım ama..."

Bedenini bahçe kapısına biraz daha yaklaşıp sesini alçalttı ve düş görüyormuş gibi konuşmaya başladı.

"Gözlerin o kadar sarhoş ettiler ki beni, aklıma getirip de cümle kuramadım sözcüklerimle."

Lisa, kendinde birkaç küçük değişiklik hissediyordu. Örneğin şu anda gözlerini devirmiş ve Taehyung'u terslemiş olması gerekirken yüzündeki gülümsemesiyle hafiften utanmış şekilde öylece bekliyordu.

Bunların ne anlama geldiğini bilmiyordu, bilmek de istemiyordu. Sonucu onun istediği gibi olmayabilirdi ve o, bunu istemiyordu.

"İradeni sadece bakışlarımla bozabiliyorsam, belki de yanıma fazla yaklaşmamalısındır ha?"

Kendini toparlayıp kurduğu cümlesiyle şimdi daha iyi hissetmişti. O buydu. Onların ilişkileri bu şekilde ilerlerdi.

"Eğer mıknatıs gibi yanına çekilmemi engelleyecek bir çözümün var ise dinlemek isterim."

Lisa, kendini zorlayarak içindeki kıkırdama ihtiyacını bastırıp gözlerini devirdi.

"Fizikle aram iyi değildir, Taehyung. Üzgünüm."

Taehyung dudaklarını büzerek başını iki yanına salladı.

"Ne acı, ne acı.." dedi sesinden sahteliği her halinden belli olan üzüntüsüyle.

"Desene o zaman sonsuza dek yanından ayrılamayacağım."

<>

"Etkileniyorsun."

i want to be your loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin