Güzel kokusunu içine çekti. Elleri yumuşak saçlarında gezinirken bunu bunca zamandır nasıl yapmadığını sorguluyordu. Bu kadar güzel bir varlığa şimdiye kadar nasıl karşı koyabilmişti?
Göğsüne yatmış, kolunu beline dolayarak huzurlu bir uykuya dalan bu adamın ona ne yaptığını anlayamıyordu. Yıllardır kapalı tuttuğu kalbinin kapılarını kırıp ele geçirmişti resmen. Bundan şikayetçi miydi? Asla. Onunla kendini o kadar mutlu hissediyordu ki...
Taehyung, babasından sonra kalbine bu kadar yerleşmeyi başarabilen tek erkekti.
Lisa, yanağını Taehyung'un saçlarına yaslayarak onları okşarken daldığı düşüncelerden Taehyung'un uyanmaya başladığını ancak fark edebilmişti.
"Beynini sikeyim, Taehyung! O kadar içmemen gerektiğinin farkında olmalıydın."
Taehyung'un homurdanışı odayı doldururken Lisa kıkırdadı ve "Gerçekten çok içmişsin, şapşal şey." dedi başına hafifçe vurarak.
Taehyung aniden başını kaldırıp Lisa'ya baktı. Gözlerini birkaç kez kapatıp açtı, kendi kolunu cimcikleyip acıttı. -Lisa tepkisinin tatlılığından kalp krizi geçirecekti.-
"Sen..." diye mırıldandı, sesi buna inanamadığını kanıtlar nitelikteydi.
"Sen gerçeksin mi?"
Lisa, onun bu şapşal haline bakıp kıkırdayarak başını salladı.
"Gerçeğim."
Taehyung elleri ile gözlerini ufalayıp tekrardan baktı karşısında duran mükemmel varlığa. Gerçek olduğuna inanması imkansıza yakındı çünkü o hep rüyalar görürdü. Lisa'sının saçlarını okşadığı güzel ama bittiğinde can yakan rüyalar...
"Taehyung, gerçekliğime hala inanamıyor musun?"
Lisa'nın sağ avucu Taehyung'un sol yanağında iken Taehyung sağlıklı düşünemiyordu.
"Gerçekten gerçek misin?"
Ağlamak üzere hissediyordu kendini, zaten gözlerinin doluluğu da bunu belli ediyordu.
Lisa, onun ağlamak üzere olduğunun fark ettiğinde ne yapacağını bilemedi ve sıkıca sarıldı ona. Kollarını Taehyung yaşadıklarının gerçek olduğuna inansın diye çok sıkı sarıyordu.
"Gerçeğim." diye fısıldadı. "Bak, ne kadar sıkı sarılıyorum sana."
Taehyung kollarını yavaşça Lisa'nın ince beline sardı ve onu hissetmek istedi. Dün gece bu anın bir benzerini yaşadığından habersizdi. İlk kez Lisa'ya sarılmanın hissettirdiklerini tarif edemiyordu.
"Sen..." diye mırıldandı kolları arasında yok olan bedene.
"Sen çok küçükmüşsün ki."
Lisa bir tebessüm etti ve "Sen de çok büyükmüşsün." dedi.
"Big Boy'umu buldum sanırım."
Lisa'nın dedikleri Taehyung'u güldürdü. Asla ayrılmayı düşünmüyorlardı. Böyle güzeldi, birbirlerine sarılmak yani.
En sonunda bunu yapabildiklerinde birbirlerinden ayrıldılar ve yatağın üzerinde karşılıklı oturdular.
Taehyung ne diyeceğini bilmiyordu. Bunca yıldır Lisa'ya karşı sergilediği muzip tavırları bir anda uçuvermişti sanki şimdi. Kendini çok utangaç hissediyordu.
Lisa, Taehyung'un içinden geçirdiklerini tahmin edebiliyordu. O da Taehyung'un bu haline alışık değildi ama böyleyken o kadar tatlıydı ki. Tam olarak yanakları sıkılmalık bir tipi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i want to be your love
FanfictionLalisa'yı sevmek nefes almak demekti. Taehyung ömrünün uzun olacağına inanıyordu. taelice | ff #1taelisa|160623 #2lalisa|160623