Taehyung, sabah evden çıkarken Lalisa'ya bakındı. Ortalarda gözükmüyordu. Lalisa, dün mesajına cevap vermemiş ve ona görüldü atmıştı.
Taehyung arabasına binip evden ayrılırken arabayı Lisa'nın bahçe kapısının önünde durdurdu ve son bir umut içeriye baktı. Yok, gözükmüyordu işte.
Omuzlarını düşürüp arabayı tekrar çalıştırdı ve babasının evine doğru sürmeye başladı.
Kendini çok uykusuz ve halsiz hissediyordu. Dün gece hiç uyumamış, yalnızca Lalisa'yı düşünüp durmuştu. Lalisa onu gerçekten hiç önemsemiyor gibiydi. Mesajına bile karşılık vermeye tenezzül etmemişti ya.
Bazen düşünüyordu.
Yapamaz mıydı? Lalisa'dan vazgeçemez miydi? Onu sevmek zorunda mıydı? Belki de vazgeçse kalbini ona karşılık veren birine kaptıracaktı? Kim bilebilirdi ki..?
Kafasını şiddetle iki yana salladı.
"Saçmalama Taehyung! Lalisa'dan nasıl vazgeçebilirsin ki?"
Kendi kendini ikaz edip yoluna devam etti.
Biraz sonra babasının evine geldiğinde olmayan ceketinin önünü ilikleyip boğazını temizledi ve zili çaldı.
Babası kapıyı açtığında önünde saygıyla eğilip "İyi günler dilerim, babacığım." dediğinde babası mutlulukla kıkırdayıp elini oğlunun omzuna attı ve onu dik konuma getirdi.
Hasret gidermek adına doyasıya sarıldığı oğlunu içeri aldı.
"Sonunda evinizin yolunu bulabildiniz, beyefendi."
Babasının dalgayla karışık hafif sitemkâr sözlerine karşı mahçupça gülümseyip "Üzgünüm baba, gerçekten işlerim çok yoğundu." dedi.
Bay Kim kıkırdayıp imalı bir ses tonuyla "Bilirim ben o işleri.." dediğinde Taehyung ilk başta anlamasa da sonrasında sözün Lalisa'dan açılacağını anladığında yüzünde istemsiz bir gülümseme peyda oldu.
"Ne yaptın bakalım şu Lalisa kızımız ile ilişkini?"
Derin bir nefes alıp elini saçlarından geçirirken aklına Lisa'nın o güzel yüzü gelmiş ve ne diyeceğini bilememişti.
"Aynı be, baba." dedi sonunda. "Ben yaklaşmaya çalışıyorum, o uzaklaştırıyor."
Koltuğa yaslanıp ellerini kaldırarak bıkkınca kurduğu cümleler babasına kendi gençliğini hatırlatırken oğlunun bu haline gülümsedi.
"Pes etmemelisin oğlum fakat fazla da üzerine gitmemelisin. Sen çabala ve bırak. Sonunda zaten mükafatını alacaksındır." dedi oğlunun dizini sıvazlayarak.
"Ne zaman baba, ne zaman!? Mezara girince mi?"
Oğlunun isyankar tavrına karşılık kıkırdayıp yine maziye dönerken dikleşti.
"Sana daha önce annen ile nasıl birleştiğimizi anlatmıştım değil mi?"
Taehyung asık yüzü ile başını salladı.
Evet, babasının annesi ile nasıl birleştiğini biliyordu. Bu hikayeyi dinleyip ögrendiği gün çok heveslenmiş ve aynı büyülü hikayeyi kendisinin de yaşayacağını düşünmüştü.
Ancak karşısına Lalisa çıktığında her şey tepetaklak olmuş, büyük bir aşka düşmüştü. Lisa'dan bir karşılık alamadıkça mahvolduğunu hissediyor ve ebeveyinleri gibi bir aşk hikayesi yaşayamayacağını düşünüyordu.
"Anlatmıştın." dedi burukça gülümseyip. "Ama her şey sizin yaşadığınız şeylerle aynı değil. Ben, sen değilim; Lisa ise annem değil."
"Aşk her insanda aynı etkiyi yaratmaz oğlum. Herkesin hikayesi farklıdır. Bizim yaşadıklarımızı siz yaşamayacaksınız belki ama bizim yaşadığımız kadar güzel bir aşk hikayeniz olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i want to be your love
FanfictionLalisa'yı sevmek nefes almak demekti. Taehyung ömrünün uzun olacağına inanıyordu. taelice | ff #1taelisa|160623 #2lalisa|160623