Saat sabahın yedisi. Yarı çıplak vaziyette balkon demirliklerinden sarkarken bir yandan kahvemden içiyor bir yandan bitmeye yüz tutmuş sigaramdan son nefeslerimi çekiyordum içime.
Yeni boyattığım kuzgun renkte saçlarım, enseme kadar geliyor hafiften rahatsız ediyordu. Tüm odağımı saçlarıma vermiş başka hiç bir şey düşünmemeye çalışıyordum.
Çünkü eğer düşünsem kendimi şu balkon demirliklerinden atardım.
Telefonu elime alıp mesajlar kısmına girdim. En yukarıda Taehyung vardı. Yaklaşık bir saat öncesine ait bu kısa konuşma onunla 3 sene sonra ikinci iletişimimdi..
Orayı es geçip Felix'in isminin üzerine tıkladım ve bir sesli mesaj yolladım.
'Hey işlerinin yoğun olduğunu biliyorum. Şu an orada saat kaç? Ne yapıyorsun bilmiyorum ama seni özledim. Yoruldum da derslerden ve biraz daha gelmezsen kafayı yiyecek gibi hissediyorum.' __gönder✅
Bir sevgilim vardı. Ve belki de onun yokluğu beni bu kadar hassaslaştırmış iken bir gün içinde döneceğini düşünmediğim birinin dönmesi dengelerimi alt üst etmişti.
Belki de bu kadar düşünmemem gerekiyor bilemiyorum ama elimde değil. Yarın bir şekilde onunla karşılaşacak olma düşüncesi.
Üstelik benim bir sevgilim var ve tanrı aşkına onu seviyorum.
mini geçiş bölümü