Yanında uyuyan sevgilisinin saçlarını okşayıp pencereden onlara eşlik eden aya baktı. Muhtemelen diğerleri gitmemiş içeride sızıp kalmışları. Tae'nin de buna dahil olması biraz canını sıksa bile sebepsiz yere heyecanlı hissettirmişti bu. Onu görmek istemiyordu aslında. Yine de burası Jimin'in de eviydi ve Tae onun kümesinde yer alıyordu. Kendisinin aksine diğerleriyle arası hiç açılmamış hatta sürekli sürekli iletişim halinde kalmışlardı. Bu yüzden diğerleri için bir süre uzakta kalan arkadaşlarının aralarına yeniden katılmasıyken onun için aşık olduğu eski arkadaşının hayatının ortasına bomba gibi düşmesiydi.
Biraz düşünmekten biraz da alkolden ağrıyan başını ovuşturdu ve sonunda eski aşkından düşüncelerini çekip ayaklanabildi. Kapıyı açtığında sızmış e yamulmuş arkadaşlarını görmeyi beklerken koltukta sarılarak uyuyan Jiminle Jungkook'u ve paltosunu giymeye çalışan taeyi görmüştü.
Etraf karanlıktı. Ama karanlığa alışan gözleri yıllar sonra ilk defa gördüğü çocuğu ilk defa bu kadar dikkatle inceliyordu. Çünkü arkası dönüktü ve henüz kendisini fark etmemişti hem her ne kadar arkası dönük dahi olsa onda incelenmeye değer pek çok şey bulmuştu.
Bu çocuk çok değişmişti.
Cılız bedeni gitmiş yerine yapılı bir beden almıştı. Yoongiden daha kısa olan boyu şimdi neredeyse iki katıydı. Saçları kızılın en güzel tonuyken aklına 3 sene önce sürekli sarıya boyadığı saçları gelmişti. O büyümüştü. Derin bir iç çekti bu farkındalıkla büyük olan.
'Hyung' muhtemelen arkası dönünce onu görmeyi beklemeyen küçüğü şaşırmış ve korkmuştu.
Yoongi ise onun uykulu olduğu için boğuk ve kalın çıkan sesinin yıllar öncekinden ne kadar farklı olduğunu düşünüyordu şimdi.
'hm'
'Şey' dedi çekingence telefonunun kabıyla oynamaya başlarken.'jin ve namjoon hyungu jiminin odasına yatırdım. kook ve min ise koltukta. Etrafı baya dağıttıkları için temizlik malzemelerini de kullanmak zorunda kaldım. Bulaşıkları da makineye dizd-'
'gidiyor musun? üzerindeki paltosuna ve şapkasına dikkat etmemiş gibi sormuştu sorusunu zaten belli değil miydi gitmeye hazırlandığı?
'eve gitmek üzereydim.'
'her zamanki gibi habersiz gidiyorsun demek.' istese bile içinden susmuştu büyük olan.
'saat geç oldu bu saatte gitme.' donuk gözleriyle seyrettiği çocuğun buruk denilebilecek kadar hafif tebessümü içinde bir yerleri acıttı o an. oysa ondan etkilenmemesine rağmen hâlâ üzerinde etkisi olması çok çelişkiliydi ve anlamsız.
'yok arkadaşım gelecekti hatta gelmiş olmalı rahatsızlık verdiğim için özür dilerim yine.'
Canı acıyordu ikisinin de. Küçük olanın bir kaç saat önce şahit olduğu konuşmadan dolayı büyük olanınsa eskiden capcanlı ve mutlu olan küçüğünü şimdi böyle kırgın ve çekingen gördüğünden dolayı. Bir şeyler söylemek istedi onun kendini iyi hissetmesi adına ancak ağzından çıkanlar ve düşündükleri çok çelişkiliydi.
'taehyung benim kafam çok karışık sana nasıl yaklaşacağımı bilemiyorum ve benim sevgilim senin hayatımdaki yerini biliyor o yüzden eskisi gib-'
'önemi yok hyung açıklama yapma.'
Dayanamadım attim. Lütfen bol bol yorum yapın diğer bölüm text.