3.Bölüm

83 3 0
                                    

Bardan içeri ilk adımı attığımda yeniden özgürmüş gibi hissettim. Kanatlarım hiç kırılmamış gibi. Müziğin ritmi ister istemez vücudumu ateşlerken Işıl'ın koluna girdim. Tanıdık yüzlerle çevrelenen masaya ilerlerken özlediğim mekana göz gezdirdim. Çok şey değişmişti etrafta. Kızları daha da çılgınlaşmış, erkekleri daha yakışıklı olmuştu sanki. Ağzına kadar dolu barda itişe kakışa ilerlerken beni saran kollarda şaşkına uğradım.

"İnanamıyorum Melodi ! Gerçekten sensin."

Zeynep'in sıkı sarılmasına karşılık verip sırayla beni kucaklamayı bekleyen arkadaşlarımı selamladım. Zeynep, Çiğdem, Esin, Tuğbek, Hasan. Onlarla takılmanın en iyi yani çift olmamaları ve beraber dışarı çıktığımız gecelere randevu sokmamalarıydı. Bunu bozan tek insan Emreydi. Beni onlardan bile kıskanır, tek başıma kafe'ye gitmeme bile izin vermezdi. Arkadaşlarım bundan hoşlanmasalar da açık açık söylemezlerdi. Çok yakın olmasak ta hepsi iyi arkadaşlarımdı.

"Ee geri dönmüşsün melodi doğru mu ?"

Ben daha ağzımı açmadan arkadaşlarım birbirlerinin sorularını cevaplarken bunu hiç düşünmediğimi fark ettim. Ne diyecektim onlara ? Anlatacak mıydım ?

"Saçmalama, Emre onsuz yaşayabilir mi kızım ? Hayatta bırakmaz."

"Saçların çok güzel olmuş Melodi, tam Emre'nin sevdiği gibi."

" Ee deli aşıklar evlilik ne zaman ? Okulun bitmesine bi sene kaldı. Böyle güzel eğlenceli bir kutlama bekliyoruz sizden "

Art arda sorularını soran arkadaşlarımın sesleri kulaklarımda çınlarken, bayılmak üzerini hissettim. Nefesim kadar kesilmiş vücuduma bıçaklar saplanıyordu. Herkes bizden nikah beklerken ne diyecektim herkese ? Başta daha gençsiniz diyerek onaylamayan herkese nasıl "haklı mışsınız sevgilim beni fırsattan istifade aldatıyormuş" diyecektim ?

Melodi Alaz. Okulun popüler, asi kızı aşık olduğu adam tarafından aldatılmıştı. Hem de 1 senelik nişanlıyken.

''Benim lavaboya gitmem gerek...''

Hızlı adımlarla insanların arasından geçmeye çalışırken biraz daha dayanmaya çalıştım.Lavabonun olduğu koridora saptığımda gözyaşlarım yanaklarımda yolu bulmuştu bile.Ağır kapıyı zorla iterek açtım.Göz göze geldiğim 2-3 kızı görmezden gelerek ilk boş kabine kendimi kapattım.Kapıyı kitlerken sırtımı kapıya dayayıp sessizce ağlamaya başladım.Bir elim kapının kolunu kavramış bir elim ağzıma kapanmış hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.Dizlerimde derman kalmadığında dizlerimin üzerine çöktüm.Şuan bir bar tuvaletinde yere diz çökmüş ağlıyor olmam umurumda bile değildi.Tek istediğim günlerdir görmezden geldiğim o acının içimden gitmesiydi.Ne yapacağımı bilmiyordum.Kurduğum her şey tepeme yıkılmıştı. Ve ben o yıkıntıların arasında kalmış, çaresizce birinin beni çıkarmasını bekliyordum.Ama kimse beni çıkarmayacaktı. Şimdi içeri gidip herkese artık nişanlı olmadığımızı açıklayacaktım.Beni aldattığını söyleyemezdim. Henüz ben bunu kabullenememişken başkalarına itiraf edemezdim.

''Dedikoduyu bırakında çıkın şuradan ya !''

Dışarıdan gelen sesi duyduğumda kendimi zorlayarak ayağa kalktım.Titreyen dizlerime fazla yüklenmeden kilidi açıp kapıyı çektim.Karşımda o tanıdık gözleri görünce durmak bilmeyen gözyaşlarım daha da arttı.

''Melodi?''

Sonrasında arkadaşımın kollarında bir teselli aradım. Aşkı önemsemeyen, hep büyük laflar eden ben aşk acısını çekiyordum.Bir an aynada ki aksime bakıp kendimden nefret ettim. Makyajım akmış, yanaklarım simsiyah olmuştu.Gözlerim kızarmış, dudaklarım titriyordu.Ne ara bu kadar güçsüz, bu kadar acınası olmuştum ben ? Ama geçecekti. Her şey geçerdi zamanla, bu da geçecekti.Işıl'ın kendini geri çekmesini, ellerinin yüzümü kavrayışını donuk gözlerle izledim.

''Biz çok güçlüyüz.Bunu da atlatacağız Melodi. ''

İşte bu gece, hayatımın dönüm noktası olmuştu.Kendime bunu yapamazdım.

''Makyajımı tazeleyeyim de yanlarına dönelim.'' Çantamda malzemelerimi arayışımı çantayı elimden alarak sonlandırdı.

''Hadi eve gidelim.''

Işıl bir ayna gibiydi benim için.Eğer benim canım yanarsa, onunda yanardı.Bileğimi kavrayıp beni tuvaletten çıkardı.Topukluların üzerinde sendelerken karşıdan gelenlerin dikkatini çekmiştik.Dağınık saçlarım, akmış makyajım.Gözlerim bir çift iri gözle buluşunca rezilliğimden utandım.Meraklı gözleri beni çeken Işıl'ı ve beni tarttı.Dar koridorda yanlarından geçerken kafamı öne eğip daha fazla aşağılanmamak için dua ettim.Saçlarım adamın omuzlarına sakince sürterken gözlerini hala üzerimde hissediyordum.Kim bilir nasıl görünüyordum? Bitik, acınası, zayıf. Daha sonra içkilerini yudumlayıp, dans eden insanların arasına karıştık.Boğuk kahkahalar, romantik yakınlaşmalar.Ortam ağır çekimde etrafımda akarken ben kendimi ışıla bırakmış öylece duruyorum.Yanlarından onlara çarparak geçtiğim insanlar halime bakıp önlerine dönüyorlardı.Terk edilmiş, içip içip sarhoş olan kızlarla her zaman karşılaşıyorduk.Barın kapısından arkadaşlarımıza görünmeden çıktığımızda derin bir nefes aldım.Soğuk hava vücuduma çarpınca bileğimi Işıldan çekip kendime doladım.İncecik elbisem, dağılmış saçlarım, kırılmış kalbimle İzmir rüzgarında bar kapısının önünde öylece bekliyordum.Işıl bir taksi durdurmaya çalışırken ben gözlerimi kapatıp kulaklarımda ki uğultuyu görmezden geldim.Tam burada şimdi gözlerimi açıp her şeyin bir rüya olduğunu görmek istedim.Kollarının bana dolanmasını, yineden o tanıdık kokusunu duymayı istedim.Bana ihanet etmediğini, hala aynı o aşık olduğum liseli çocuk olmasını istedim.Fakat gözlerimi açtığımda her şey olduğu gibiydi.Hepte böyle kalacaktı.Önümüzde duran taksiye hızlı adımlarla bindik.Işılın uzattığı ceketimi giymeyi reddettim. Soğuk bilincimi yerine getiriyordu.Taksinin kapısına doğru yaslanıp kafamı soğuk cama yasladım.Hasta olacağım, kafamı kaldırıp ceketimi giymem gerek.Ama kolumu kaldırmak bile zor geliyor.Gözlerimi kapatıp bir süre dinlendim.

Yol boyunca konuşmadık.Işıl'ın evinin bulunduğu apartmanın önüne geldiğimizde ücreti ödemesine izin verdim.Aramızda para konusu hiç olmazdı nasılsa.Son gücümü taksiden inmeye harcadığımda bir an soğuk zemine kıvrılıp yatmak istedim.Işıl'ın kolu koluma dolanınca yavaşça apartmanın kapısına yürüdük.Kapıya dayanıp onun çantasında anahtarlarını arayışını izledim.Bir an yedek anahtarlarını ona bırakıp bırakmadığımı düşündüm.Anahtara aptal aptal bakıp duruyordum.Bir anahtar bile bu kadar acı verir miydi insana ? Açtığı kapıdan bana yıllar geçmiş gibi gelen bir sürede girip hemen karşıdaki asansöre yöneldim. Asansörden korkardım, ama her an yığılıp kalacakmış gibi hissediyordum.

Sessizce asansörün kapısını açıp içine girince Işıl'ın asansörün önünde donup kaldığını gördüm.Sanki konuşmamak için yemin etmiş gibi kafamı başka tarafa çevirdim.Oda sesiz adımlarla asansöre girip düğmeye bastı. Eskimiş olan asansörün çıkardığı seslerden normal de olsa çok korkardım. Asansörden çıkıp eski tahta yöneldik.Kapı gıcırdayarak açılınca ayaklarımı mahvetmiş topukluları çıkarıp kenara attım. Ceketimi koridora atıp çok iyi bildiğim evde Işıl'ın odasına girdim.Burada bıraktığım pijamalarımı çıkarıp ağır çekimle soyundum. Soğuk pijama tenimle buluşunca derin bir nefes alıp çekmecelerde toka aradım. Saçlarımı tepeden toplayıp ıslak mendil ile yavaşça yüzümü temizledim.Aynada kendime bakmayı reddedip yatağa yöneldim.Battaniyeyi kaldırıp altına girip boğazıma kadar çektim.Yatakta cenin pozisyonu alıp büzüştüm.Hayatın sana ne getireceği hiç belli olmuyordu işte.Aslında Işıl ile bu evde beraber oturmayı istemiştik ama Emre Antalya ya gidince bende onunla beraber gitmiştim. Şimdiyse yine bu evdeyim.Sırtımdan bıçaklanmış, ihanete uğramıştım.Hayat komikti gerçekten.Ne olacağını asla kestiremiyordun.Düşüncelerim dakikalar sonra kapanan ışık ve yavaşça çekilen kapıyla bölündü.Gözlerimi daha sıkı yumup uyumaya çalıştım.

Sadece uyumaya ihtiyacım var ve sonra her şey geçecek.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 15, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çapkın KızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin