"Hoseok bunu yaptığına inanmıyorum!" Taehyun arkadaşına delicesine bağırıyordu, bu yaptığı hata çok büyüktü.
Hoseok yine cevap vermedi. Bir haftadır böyleydi.
"Hoseok-ah cevap ver artık. Bunu senin iyiliğin için yapıyoruz." Hoseok yine cevap vermedi. Taehyun iç geçirdi. "Yoongi hyung neredeyse bir ay daha yaşayacak enerjisi olduğunu söyledi. Bir ay Hoseok! Bir aylık enerji için sadece yanında beş on dakika durman gerekiyor. Ki bu miktar en az miktar, hiç bir şey yapmazsa iki buçuk ay daha bu dünyada öylece dolaşacak." Hoseok umutla ellerine bakıyordu. Onu bir kez daha görebilir miydi acaba? "Hoseok şu son günlerdeki halinin farkinda mısın? Çok durgunsun, halsizsin, dans bile etmek istemiyorsun. İşte bunlar ilk etkileri. Yeni yeni vücudun kendine geliyor Hoseok. Hayatını onun için kaybedersen ne kadar uzulecegini biliyor musun?"
Hoseok sonunda cevap vermek için başını ellerinden kaldırdı ve Taehyung'a baktı. "Yine de onu ara ara görebilir miyim? Sadece beş dakika? Haftada bir kere?" Hoseok umutla Taehyung'a baktı.
"Olmaz Hoseok. Yoongi hyung kabul etmez."
"Ya sen aşık olsaydın?" Hoseok anında bu soruyu sormuştu Taehyung'a.
"Bu saçmalık." Dedi Tae geçiştiror gibi.
"Yoongi hyung olmasın o zaman. Jungkook'a ne dersin? O seni öldürecek bir lanete sahip olsa yine de onunla birlikte olur muydun?" Hoseok konuştuğunda Taehyung sadece hayretle ona bakıyordu. "Cevap verecek misin?"
"E-evet, yine de onunla birlikte olurdum ve birkaç ay içinde ölümümü kucaklardım." Taehyung hüzünlü bir sesle konuşuyordu. "Arkamda bıraktığım ailem, arkadaşlarım, hepsi ondan nefret ederdi. Tek başına kalırdı, ağlamaktan yüzü şişerdi. Ama biri de gelip sırtını sıvazlayıp 'her şey iyi olacak.' demezdi. Bu yüzden aşk için bu tür biri iki tarafa da zarar verir değil mi? Onunla birlikte olmak bir aptallıktan ibarettir değil mi?"
Hoseok'un gözünde Yoongi'nin ağlarkenki haki canlandı. Yatağında dizlerini kendine çekmiş, gözleri kıpkırmızı, kucağındaki yastığa sımsıkı sarılan bir Yoongi. Kalbi acıdı bir anda. "Bu dünyaya birlikte veda edemez miyiz?" Diye mırıldandı Hoseok. Kalbine her an bir hançer saplanıyordu adeta.
Taehyung bunu duymuş ve yüzünde bir hayret ifadesi ile Hoseok'a bakmıştı. "Hayır bu mümkün değil! Bunu düşünme bile! O her türlü geride bırakılan olacak senin acını çekecek. İster bir gün olsun ister bir ay. Her türlü onu ağlatacaksın Hoseok."
Hoseok'un gözleri doldu. "Ama," dedi ağlamak üzereyken. "Ama o olmadan yaşayamam."
"O senin yanındayken de yaşayamazsın Hoseok-ah."
Hoseok'un göz yaşları yanaklarından süzülürken Taehyung sadece onu izliyordu. Ne diyeceğini ne yapacağını bilmeden arkadaşını izliyordu, bir haftadır Yoongi yüzünden halsiz olan arkadaşını izliyordu ve daha uzun süredir kalbi Yoongi için atan arkadasini izliyordu. Yoongisiz yasayamayacak olan ama Yoongi'nin onu içten içe öldüreceğini bilen arkadaşını izliyordu genç adam. Ne yapacağını bilmeden.
~415 kelime~
Ağlamak istiyorum lan.
Benim bu kurguyu çok tatlı bir vidyodan esinlenerek yazdığımı biliyor muydunuz?
Canım angst yazmak istediğinde buraya geliyorum.
Neyse umarım bölümü beğenmişsinizdir,
Sonraki bölümde görüşmek üzere 👋💜🍭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Depend On You [Sope] ✓
FanfictionDikkat! Kalbi dayanmayacaklar okumasın. Mini hikaye (Bölümler kısa) Yoongi insanların enerjileini çekerek yaşayan bir canlıdır. Fakat herkesin değil sadece ruh eşinin enerjisini alabilir. Enerji olmadan yaşayamaz fakat böyle sevdiği insanları öldürm...