Bölüm 9

524 47 49
                                    

Merhaba!

Keyifli okumalar, bol yorumlar efenim ❤️.

------------
LUHAN
------------

Sehun'un bahçe kapısını sertçe kapatmasıyla bir nebze olsun kendime geldim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sehun'un bahçe kapısını sertçe kapatmasıyla bir nebze olsun kendime geldim.

Sehun ile dört yıldır süren evliliğimiz boyunca hem iyi hem kötü günlerim olmuştu. Bana kızdığı ve kavga ettiğimiz anlar elbet olmuştu. Sehun, kolay kolay tepki veren biri hiç olmamıştı ama siniri iyice bozulunca ses tonu yükselen biriydi ve bağırdığı zaman çok iyi bağırırdı. Bazen yeri göğü inletirdi. 

Kavgalarımız sırasında bana bağırdığı anlar bir elimin parmağını geçmezdi. Normalde sinirlenince oluşan bağırma düzeyini düşündüğümde bana sadece sesini yükseltiyor bile denilebilirdi. 

Yani Sehun bana karşı nazikliğini hiçbir zaman kaybetmemişti.

Kızmasından farklı olarak Sehun'un beni kıskandığını hiç görmemiştim. Çift olarak bulunduğumuz ortamlarda bazen sınırını aşmaya çalışan ya da aşan insanlara elbet tepki vermişti ama buna kıskanmak demezdim. Ben Oh Sehun'un eşiydim ve bu yüzden Sehun onlara yerlerini bilmelerini gerektiğini bazen davranışlarıyla gösteriyordu. Sonuç olarak insan zaten sevmediği birini kıskanmazdı. Bu yüzden böyle bir beklentim de hiç olmamıştı.

Sehun'un bana trip atma olayına hiç girmiyordum. Onun herhangi bir şeye, ikizi Jeongyeon dahil, bile trip attığını görmemiştim. 

Son günlerde yaşadığım olaylar ve Sehun'un kişiliğinin değişmesi yüzünden  onun beni kıskandığı için bana bağırıp trip atarak küsüp gitmesine ne tepki vermem gerektiğini gerçekten bilmiyordum. 

Gerçekten ama gerçekten bilmiyordum.

Şaşkınlığımı boş vermek dışında yapacağım bir şey olmadığı için şaşkınlığımı boş verdim. Sırtımı salıncağa yaslayıp açık gökyüzüne baktım. Gökyüzü gerçekten tertemizdi. Deja vu hissinin beni beklemediğim bir şekilde sarstı. Bu bahçede en son hava yine bu kadar açıkken ben yine altında kafam karmakarışık bir şekilde oturuyordum. 

Şu an yaşadığım onca şey yaşanmamış gibiydi. Paralel evrenden ziyade sanki geçmişe gitmiş gibiydim ama geçmişe giden Sehun'du. Ben gelecekteydim ve beni de geçmişe sürüklemek istiyor gibiydi.

İki parmağımın arasında minicik bir boşluk tutarak havaya kaldırdım.

"Çıldırmama şu kadar kaldı. Ciddiyim, aha tam şu kadar kaldı!"

Ne günah işleyip bunları neden yaşadığımı ciddi ciddi düşünerek salıncakta öylece sallanmaya başladım.

"Luheeeen!" 

Yaşadığım hezeyanın Aidou'nun sesiyle bozulması beni daha da üzdü. 

"Hey!" diyerek yanıma oturdu. Doğrulup ona baktım.

Kış Güneşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin