Bölüm 15

267 30 20
                                    

Merihaba merihaba!!!

Nasılsınız?

Umarım iyisinizdir.

Keyifli okumalar bol yorumlar efenim 💜💜.

------------ LUHAN------------ 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

------------ 
LUHAN
------------ 

Ağlama dolu geçen saatlerin ardından sonunda sakinleşebilmiştim. Aidou'nun evinde. salonun ortasında koltuğun önünde yerde oturuyordum. Aidou bana sıcak bir çay uzattı ama geri çevirdim. Almam için sessizce ısrar etti ama başımı salladım. Çok ağlayan biri değildim. Ağlarsam da biraz sesli ağlardım ama saatlerdir kelimenin tam anlamı ile böğüre böğüre ağladığım için midem bulanıyordu. 

Aidou pes edip çay bardağını kenara koydu ve yanıma oturdu. Elini saçlarıma atıp biraz okşadı.

"Sehun'dan nefret mi ediyorsun?" dedi. 

"Hayır." dedim oldukça titreyen bir ses ile. "Ondan nasıl nefret edebilirim ki? Evet, onu unuttuğum ve sevmediğim anlar oldu ama nefret? Asla."

"O zaman ne? Sehun'a karşı sadece minnet mi hissediyorsun? Seni bu kadar yıkan şey ona karşı hissettiğin sonsuz minnet duygusu mu?" Bu mudur yani?"

Bir şey diyemedim. Aidou saçlarımın arasındaki eli ile kafama sertçe vurdu.

"HEY!" diye ona çıkıştım. Kafama bir tane daha geçirdi. Sinirle üstüne atladım. Ben yere kusana kadar birbirimizin saçını başını yolup denk gelen yerlerimizi ısırdık. 

Batırdığım yerleri temizlerken Aidou koltuğa yüz üstü uzanmış poposunu okşuyordu.

"Lanet olsun hala acıyor. Ağzındakilerin diş olduğuna emin misin sen?"

"Hak ettin." dedim mırıldanarak.

"Ben mi hak ettim? Sehun'a sinirini benden çıkardın be! Ona gıkın çıkmıyor tabii. Burada benim götümü kopartıyorsun. Sıkıysa git onun götünü kopart!"

Bir şey demeden işimi bitirdim ve kovayı alarak banyoya ilerledim. Onları bırakıp temizledikten sonra küveti doldurup içine girdim ve uzunca bir süre küvetin içine oturur bir vaziyette öylece duvara bakarak kaldım.

Aidou birden banyoya daldı. "Evimde ölme." 

"Rahat bıraksana beni." diye çıkıştım.

"Çık hadi. Evimde ölemezsin." 

"Gitme diye ağladı." dedim. İçimde güçlükle tutmaya çalıştıklarımın kapısını hafifçe aralayarak. "Aidou'nun yanına her zamanki gibi birkaç günlüğüne gidiyorum dedim ama o gitme diye ağladı. Arabamın yanı başında yalvardı. Çaresiz bir şekilde sanki onu terk ediyormuşum gibi ağlayarak yalvardı."

"Terk etmedin mi yani?" Aidou'nun sesi alay doluydu.

Yavaşça arkadaşıma doğru döndüm.

"Hayır. Yalan söylemeyeceğim, istedim ama olmadı ve biliyor musun yol boyunca sadece bir şey düşündüm. Ona boşanacağımızı söyleyip evden çıkarken aynı şekilde kolumdan tutup 'Gitme.' deseydi ne olurdu diye. Ağlamasına gerek yoktu ya da sesinin titremesine de. Sadece tek bir kelime 'Gitme.' deseydi ne olurdu diye düşündüm."

Kış Güneşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin