Dokuz

796 68 0
                                    

Yazarın anlatımından

Kralın kaşları çatıldı yavaşça. Oğlunun ağzından çıkan her bir kelime onu her saniye daha da şaşırtıyordu.

Kuzeyli biri ile evlenemezdi. Kuzeyli biri ile bu ülkenin veliahtını dünyaya getiremezdi. Bir erkek ile bu ülkenin veliahtını dünyaya getiremezdi.

Bunların hepsini biliyor olmalıydı, neden karşısına geçmiş güzel bir haber veriyormuş gibi davranıyordu ki? Aklını mı kaçırmıştı?

Yutkundu ve hafifçe gülümseyerek döndü kızına. "Lisa, sen Baekhyun'a bahçede biraz eşlik eder misin? Temiz hava alın." Lisanın tereddüt ettiğini gördü ama bakışları ile emretti.

Chanyeol beklediği şey ile yutkundu sertçe. Yavaşça döndü Baekhyun'a. Gülümsemeye çalıştı. "Biraz temiz hava alın. Bizde babamla konuşalım tamam mı güzelim?" Baekhyun korkuyordu. Kabul edilmeyecek miydi?

Korku dolu bakışlarını Chanyeol'un bakışları ile buluşturdu. Chanyeol tekrar gülümsedi onu rahatlatmaya çalışarak. "Luhan'ı da al yanına. Dikkatli ol tamam mı?" Baekhyun başını olumluca salladı. Krala döndü sonrasında hafifçe eğildi "izninizle."

Baekhyun yanında prenses ile dışarı çıkarken baba oğul bir bakışmanın içerisine girmişti. Bir kaç saniye sonra duyuldu kralın gür sesi odada. "Sen ne dediğini sanıyorsun Chanyeol!?"

Chanyeol gözlerini kapattı ve derin bir nefes çekti içine. "Baekhyun hamile." Kral yerinde duramadı hızla bir kaç adım attı oğluna doğru. "Kimse, kabul etmez onu! Ne onu nede doğuracağı veliahtı!"

"Kabul etmek zorundalar! O benim bebeğim baba!" Kral başını olumsuzca salladı. "Kuralları iyi biliyorsun! Veliaht safkan ateş kızılı saçlara sahip olmalı! O bir kuzeyli iken bu mümkün değil!"

"Ne yapayım baba? Bende senin gibi sırf kaideler yüzünden sevemdiğim biri ile mi evleneyim? Doğan çocuklarıma bile sevgi vermeyeyim mi? Ne yapayım?!"

"Haddini aşma!" Diye bağırdı sinirle Kral. "Sen kim oluyorsun da bana böylesine hesap soruyorsun!" Chanyeol başını olumsuzca salladı tekrar "Ben senin yaptığını yapmayacağım. Sen krallık için sevdiğin adamdan vazgeçmiş, fedakarlık yapmış olabilirsin. Ama ben yapmayacağım baba. Ben mutlu bir hayat istiyorum. Onun kuzeyli olması da erkek olması da umurunda değil. Ben krallık kanı taşıyorum. Ve bebeğim de taşıyacak."

Hızla arkasını dönüp ilerlemeye başladı Chanyeol. Ardından seslenen babasının sesini duymamazlıktan geldi ilk kez. İlk kez babasına karşı böylesine saygısızca davrandı.

Baekhyun için, bebeği için yapmalıydı. Karşısına çıkan tüm engelleri aşmalıydı. Bu engel babası olsa bile aşmalıydı.

Bahçeye çıktığında bakışlarını etrafta gezdirdi. Çiçeklerin içinde yan yana duran kardeşi ve güzeller güzeli sevgilisini gördüğünde duraksadı Chanyeol.

Beyaz çiçekler içerisinde öylesine güzel görünüyordu ki Baekhyun, büyülenmişti adeta. Ondan başka bir şeye bakmak istemiyor, görmüyordu.

Ağır adımlarla ilerledi Baekhyun'a doğru. Baekhyun onu gördüğünde hafifçe gülümsedi. Onu korkutmak istemiyordu.

Yanlarına vardığında yaklaştı ve saçlarına küçük bir öpücük verdi Chanyeol Baekhyun'un. "İyisiniz değil mi?" Baekhyun başını olumluca salladı.

Lisa hafifçe gülümsedi ağabeyine. "Çok sevindim ağabey. İkinizi de kutlarım." Chanyeol mutluluk ile gülümsedi. "Teşekkür ederiz kardeşim."

Uzandı ve tuttu Baekhyun'un elini. "Saraya dönüyoruz." Baekhyun şaşırdı ama bir şey söylemedi. Onun yerine Lisa konuştu. "En sevdiğin yemeklerden hazırlatmıştım ama" Chanyeol hafifçe gülümsedi "başka bir zamana artık."

Sessiz bir şekilde bindiler at arabasına. Baekhyun'un geldiklerinde duyduğu heyecan büyük bir korkuya dönüşüyordu her bir saniye. Kral onu kabul etmemiş olmalıydı, onu kabul etmemişti peki ya bebeği. Onu da mı istememişti?

Uzandı elimi tuttu Chanyeol'un. Bakışları buluştu. İçindeki büyük korkuya rağmen gülümsemeye çabaladı. "İstemedi değil mi?" Chanyeol derin bir nefes çekti içine.

"Sen onu düşünme. Halledeceğim." Tuttuğu eli dudaklarına çıkardı yumuşak bir öpücük verdi Baekhyun. "Bu yükü tamamen senin sırtına bırakamam Chanyeol."

Chanyeol burukça gülümsedi. Uzandı ve Baekhyun karnını okşadı yavaşça. "Sen zaten bir şey taşıyorsun sevgilim. Bırak da ben yolumuza çıkan her bir engeli kaldırayım senin için. Sen sadece bebeğimizi güvenle, sevgiyle taşı. Bu yeter tamam mı?"

Baekhyun dolan gözleri ile gülümsedi hafifçe. "Seni çok seviyorum. Her zaman yanındayım Chanyeol. Yanındayız."

Chanyeol yaklaştı ve yumuşak bir öpücük verdi sevdiği adama. "Siz yanımda olduğunuz için böylesine güçlüyüm. Kalbimde seni taşıdığım için güçlüyüm."

****

Saraya girdiklerinde Baekhyun dinlenmeye odaya giderken Chanyeol sakin kafa ile düşünmek için sarayın kütüphanesine ilerledi.

Baekhyun Chanyeol ile birlikte kaldıkları odaya girdiğinde henüz daha üzerini değiştiremeden kapı çalındı. Verdiği gir emri ile odaya Kyungsoo girdi.

"Kyungsoo?" Dedi şaşkınlıkla Baekhyun. Bir kaç gündür onu neredeyse hiç görmemişti. Kyungsoo başını yerden kaldırdı ve hafifçe gülümsedi. "Ben, gidiyorum. Sizinle vedalaşmak istedim."

Baekhyun hafifçe gülümsedi. "Siz mi oldum ben şimdi?" Kollarını araladı sonrasında. "Gel buraya" ikili yavaşça sarıldı birbirine. "tebrik edemedim şimdiye kadar. Çok tebrik ederim Baekhyun. Umarım, sağlıklı doğar ve büyür. Umarım tüm hayatı güzel geçer."

Baekhyun büyükçe gülümsedi. "Teşekkür ederim Kyungsoo. Bu saraya geldiğim günden bu yana benim yanındaydın. Gidiyorsun diye bir yandan üzgün olsam da, senin için mutluyum. Jongin çok iyi biri. Saraydaki mühürlülere çok iyi bakılır. Güzel bir hayatın olacak."

Kyungsoo derin bir iç çekti. "Umarım, güzel olur Baekhyun." Baekhyun dolan gözlerini kuruladı hızla "bu aralar fazla duygusal oldum ben." İkisi de güldü bu haline. "Seni sorar ise, anlatmalı mıyım?" Baekhyun yutkundu. "Anlatmalısın, soracağını düşünmüyorum ama sorar ise anlat. Burada mutlu olduğumu, bir bebeğim olacağını söyle ona."

Kyungsoo başını hafifçe salladı. "Pekala, benim artık gitmem gerek." Tekrar sarıldılar. Kyungsoo evi gibi gördüğü saraydan ayrılmak istemiyordu. "Umarım bir gün görüşürüz." Diye mırıldandı Baekhyun.

Kyungsoo hafifçe gülümsedi "umarım."

Kyungsoo saraydan çıkarken Baekhyun büyük balkondan izliyordu onu. At arabasına binişini de gidişini de izledi an ve an.

Umarım dedi içinden. Umarım birbirinize çok iyi gelirsiniz. Umarım mutlu olursunuz. Çünkü ben mutluyum. Chanyeol ile, çok mutluyum.

Elini karnında gezdirdi yüzündeki küçük tebessüm ile.

Bebeğim ile çok mutluyum.

Signet/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin