On sekiz

541 44 5
                                    

Geçen haftalar sonrasında karnım çokça büyümüştü ve artık, yürümekte bile zorlanır olmuştum. Güneyin sıcak güneşi yüzüme vururken yanımda bulunan çayımdan bir yudum aldım. 

Arada çıkıyor ve tatlı havanın keyfini çıkarıyordum geniş balkonumda. Jongdae'nin sesini duyduğumda gülümsemem büyüdü. Odama girmiş sesleniyordu bana. ''Balkondayım!'' diye seslendim bende.

Bir kaç saniyenin ardından balkona çıktığında parlayan güneşe gözlerini kısarak baktı. ''Ne yapıyorsun güneşin altında?'' Güldüm hafifçe ve yanımdaki koltuğu gösterdim. ''Gel otur sende, güneşin vücudumuza yararı varmış.''

Koltuğa otururken bana döndü ''Bak sen şu işe, bu güneylilerin uydurduğu bir şey olmasın?'' Güldüm bu dediğine ve omuz silktim ''Bilemeyiz.'' 

Uzandı ve büyük karnımı okşadı. ''Nasılsınız bakalım?'' derin bir nefes çektim içime ''Dün gece uyutmadı, küçük küçük sancı girip durdu. Hekim hala hangi gün doğacaklarını kesinleştiremedi. Korkuyorum.'' 

Uzandı ve tuttu elimi ''Korkma, biz buradayız. Hem o bebeklerin babası bu ülkenin Kralı, elbet halledecektir.'' derin bir nefes çektim içime. ''Umarım bir sıkıntı çıkmaz Dae.''

****

Yatağımda uzanıyor ve karnımı okşuyordum. Gözlerim saate kaydığında tam üç dakikadır sancılarımın hafiflemediğini fark ettim. Korkuyla derin bir nefes çektim içime ''Sakin ol, iyisiniz. Doğurmuyorum şuan değil, iyiyim.'' 

Ben ne kadar kendimi yatıştırmaya çalışsam da artan sancılar ile hızla sırt üstü döndüm. O anda açılan kapı ile ''Chanyeol!'' diye seslendim. Tahminim şükürler olsun ki doğru çıkmıştı. Chanyeol'un hızlı ve sert adımlarını duydum.

''Baekhyun ne oldu? İyi misin?'' Yaşaran gözlerim ile baktım gözlerine. O an giren sancı ile iki büklüm oldum hızla. ''Çok sancım var!'' 

Chanyeol'un korku ile büyüyen gözlerini gördüm. ''Hekim! Hekim çağırın hemen!'' Ellerini saçlarımda hissettim. ''Sakinleş Baekhyun, ne olur korkutma beni'' 

Sessiz olmaya çalışsam da dudaklarımdan çıkan seslere engel olamıyordum. İçeri giren adam halimi gördüğünde şaşkınlıkla büyüdü gözleri. ''Daha, erken ama, neden bu kadar erkenden geldi sancısı?'' 

Chanyeol sinirle bağırdı ''Bunu bize mi soruyorsun! Hekim olan sensin! Hani acı bile çekmeden alacaktınız bebekleri?!'' Karşımızdaki adam korkuyla eğildi. ''Hesaplamada bir yanlışlık olmalı, özür dilerim efendim.'' 

Bana döndü sonrasında ''Sizi, çabucak doğuma almalıyız efendim.'' Gözlerini etrafta gezdirdi ''Burada olmaz ama, benim odama getirilmesi gerek.'' Chanyeol ağırca aldı beni kucağına. Terleyen anlıma dudaklarını bastırırken çoktan odamızdan çıkmış koridorda ilerlemeye başlamıştık.

Derin nefesler almaya çalışıyor, kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Bebekleri karnımı keserek alacaklardı ve bu uzun süren bir işlemdi. Chanyeol beni sedyeye yatırdığında tekrar öptü anlımı. ''İyi olacaksınız. Korkma, korkma sevgilim.'' 

Chanyeol dışarı çıktığında iğneyle bir şeyler hazırlayan hekime döndüm. Hafifçe gülümsedi beni rahatlatmak adına. ''Hissetmeyeceksiniz bile. Uyandığınızda bebekleriniz Kralımızın kollarında güvende olacaklar.'' 

Gözlerim mutlulukla doldu. ''Önemli olanlar onlar. Eğer onlar ve benim aramda bir seçim yapmak zorunda kalırsanız seçiminiz onlar olacak. Söz verin bana.'' Girsen sancılar ile zorlukla da olsa tamamladım cümlemi.

Hekim hafifçe gülümsedi. ''Böyle bir şeye gerek kalmayacak efendim. Ama yinede söz veriyorum.'' ardından ise uykuya dalmam için hazırladığı iğneyi koluma yaptı.

Geçen bir kaç saniyenin ardından bilincimi kaybettim.

Chanyeol'un anlatımından

Korku içinde bekliyordum kapının önünde. Bir saate yaklaşmıştı Baekhyun o odaya gireli, ben oradan çıkalı.

Yanımda duran Yixing'e döndüm. Fark etti ve eli omuzumu buldu. Dostça sıktı. ''İyi olacaklar kralım. Ülkemizin en başarılı hekim ve yardımcılarını getirdiniz. Lütfen sakin olun.'' 

Derin bir nefes verdim. O anda açılan kapı ile hızla ayağa kalktım. İçeriden çıkan hizmetlinin elbisesindeki kanı gördüğümde hızla büyüdü gözlerim. Hızla geçtim karşısına. ''Baekhyun iyi mi?''

''Zamanım yok Kralım, kan getirmem gerek.'' koşar adım ayrıldı koridordan. Korku içinde oturdum tekrar. Gözlerimi sıkıca kapadım. ''İyi olacak, bir şey olmayacak. İyi olacak endişelenme.'' 

Kendi kendime fısıldarken kapının tekrar açıldığını ve hizmetlinin elindeki kan torbaları ile içeri girdiğini gördüm. 

Ölüm gibi geçen dakikaların ardından kapı açıldı ve bu kez dışarı hekim çıktı. Kucağında, iki bebek ile çıktı.

Bacaklarımın titrediğini hissederken bir adım attım bebeklerime. ''Kralım, tebrik ederim.'' diye mırıldandı. Yaklaştım ve baktım. ''C-cinsiyetleri ne?'' ''Biri kız, biri erkek.'' 

Bakışlarım adamın yüzünü buldu. ''Baekhyun nasıl?'' Hafifçe gülümsedi ve kızımı kucağıma verdi. Korku içinde tutarken, bu kadar küçük olmasına şaşırıyordum.

''Biraz fazla kan kaybettiler ama takviye yapılıyor. En geç yarına uyanırlar.'' Titrek bir nefes çektim içime. ''Teşekkür ederim Tanrım.'' diye mırıldandım. 

Dolan gözlerim kızımın üzerinde dolaştı. Parlak beyaz saçları gözlerime çarpan ilk şeydi. Diğer bir koluma oğlumu yatırdığında ise ateş kızılı saçları gördüm.

Biri bana, diğeri Baekhyun'a benziyordu. 

İkisinin de anlına dudaklarımı bastırırken gözlerini bile doğru düzgün açamayacak kadar küçüklerdi. 

''Hoş geldiniz meleklerim.'' diye fısıldadım kokuları burnuma dolarken. bebekleri en güvendiğim hizmetliye uzatırken yavaşça Yixing'e döndüm. ''Anlaştığımız süt anne evinden alındı mı?'' Başını olumluca salladı. ''Odasına yerleşti bile.'' 

Hafifçe gülümsedim. ''Prens ve Prensese Baekhyun uyanana kadar siz bakacaksınız. O uyandığında ise sürekli etrafında olup ona yardımcı olacaksınız. Kendini asla yetersiz hissetmeyecek.'' Hizmetliler başlarını olumluca sallarken ağır adımlarla girdim içeri. 

Yatakta uzanan sevgilimi gördüğümde ağır adımlarla ilerledim yanına. Yanına oturduğumda uzandım ağırca aldım elini ellerimin arasına.

''İyi ki'' diye fısıldadım uyuyan yüzünde gezdirirken bakışlarımı. ''İyi ki girdin hayatıma, iyi ki sevdin beni. İyi ki mühürlerimiz bizi birbirimize bağladı.'' Eline yumuşak bir öpücük kondururken yanağımdan aşağı süzülen yaşa engel olamadım.

''Teşekkür ederim, bana bir aile verdiğin için teşekkür ederim Baekhyun.'' Uzandım ve öptüm saçlarını.

''Ailem olduğun için teşekkür ederim.''

Duygulandımmm yazarken hep nimet geldi aklıma...adını bilseydik kızımızın ismini onun ismi yapardım :(

İsimleri Aeri ve Minho olacak. Erkek olana diğer yazarımız karar verdi 😌

Signet/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin