Gözlerimi hissettiğim sarsıntı ile aralarken yanı başımda oturan Chanyeol ile göz göze geldim. "sevgilim" dediğimde hızla uzandı ve öptü anlımı.
"İyi misin güzelim?" Başımı olumluca sallarken "ne zaman çıktık saraydan?" Diye mırıldandım. Gülümsedi hafifçe "verdikleri takviye çok uyku yaparmış. Doktor da toparladığını söyleyince hızla çıktık yola. Bir an önce evimize gidelim istiyorum."
İç çektim ve doğrulamaya çalıştım. Hızla ayağa kalktı ve ellerimden tutarak doğrulamama yardım etti.
"Kuzeye gelmişken Jongdae'yi görseydim keşke" dedim üzüntüyle. "İlk başta güneye gelirken de veda edememiştim ona."
Hafifçe gülümsedi Chanyeol. Pencereye uzandı ve arabacıya durmasını söyledi. Kapıdan indiğinde araba tamamen durmuştu.
Bir kaç dakikanın ardından geri geldiğinde "Yixing'i yolladım. Jongdae'yi bir süre sarayımızda misafir etmek istediğimizi söyleyecek." Hızla büyüdü gözlerim "gerçekten mi?" Başını olumluca salladı.
Yavaşça yatırdı beni doğrulduğum yere geri. "Ve sen de sürekli yatacaksın tamam mı?" Güldüm bu söylediğine "tamam, tamam. Teşekkür ederim Chanyeol. bu benim için çok önemliydi."
Yaklaştı öptü dudaklarımı. "Senin için önemli olan her şey benim için de önemlidir sevgilim. O yüzden teşekkür etme. Bir kaç saatimiz kaldı. Sen kapat gözlerini dinlen tamam mı?"
Başımı olumluca sallarken kapanan gözlerime karşı koymadım. Verdikleri ilaç cidden çok uyku yapmıştı.
Chanyeol tarafından öpülerek uyandırmış ve ağırca ayağa kalkmıştım. Chanyeol hala beni odama kadar taşımayı teklif etse de o bir kraldı. Bu iyi görünmezdi.
Sıkıca elimi tuttu ve birlikte çıktık büyük at arabasından. Bizi bekleyen saray halkını gördüğümde hafifçe gülümsedim.
Eski sarayı özleyecektim.
Kırklarına daha yeni basmış gibi görünen bir saray hanımı bir adım öne çıktı. "Hoşgeldiniz Kralım." Bana döndü sonrasında saygı ile başını eğdi "sizde hoş geldiniz efendim. Odanız hekime en yakın oda olarak hazırlandı."
Chanyeol başını olumsuzca salladı. "Ayrı odada değil benimle birlikte kalacak." Saray hanımlarına döndü sonrasında. "Onu bir an bile yalnız bırakmayacaksınız. Her zaman yanında iki saray hanımı bulunacak." Hekimbaşı olarak tahmin ettiğim yaşlı adama döndü.
"Sen ise yanına bir kaç daha yardımcı alacaksın. Baekhyun da bebeğimiz de güvende olacak." Herkes başını olumluca sallarken bana döndü. "Hadi gidelim."
Birlikte geniş odaya girdiğimizde gülümseyerek süzdüm etrafı. "Burası, fazla büyük." Yaklaştı yavaşça öptü yanağımı. "Biz ve bebeğimiz için uygun."
"Zor bir hamilelik geçireceğini söyledi kuzeyin hekimi. Yarın bu saray hekimi de kontrol etsin. Eğer yataktan kalkmaman gerekiyorsa bebeğimiz doğduktan sonra düzenleriz töreni."
Hafifçe doldu gözlerim. "Çok korktum Chanyeol. Seni bir daha göremyeceğim diye. Bebeğimize bir şey olacak, koruyamayacağım diye çok korktum." Yavaşça sarıldı bana. "Senin böylesine korkmana sebep olan herkes cezasını çekecek Baekhyun. Herkes."
"Ne kadar zaman geçerse geçsin bırakmayacağım peşlerini. Seni, bebeğimizi tehlikeye atmanın bedelini canları ile ödeyecekler." Yavaşça okşadım yanağını. "Kardeşim dediğim insanın bana bunu yapmış olması." Derin bir nefes verdi. "Çok korkunçtu Baekhyun. Seni bulamayacağım sandım. Odanı boş görünce hissettiklerim, anlatacak kelime dahi bulamıyorum."
Hızla kuruladım yanaklarıma akan göz yaşlarını. "Geçti, şimdi hepimiz iyiyiz. Sen ben ve bebeğimiz." Kapının çalındığını duyduğumda Chanyeol "gel!" Diye seslendi.
İçeri giren prenses ile hızla eğdim başımı. "Hoşgeldiniz." Diye mırıldandım. Hafifçe gülümsedi "sizde hoşgeldiniz." Chanyeol'a döndü. "Ağabey, biraz konuşabilir miyiz?" Chanyeol bana döndüğünde başımı olumluca salladım.
"Tamam, geliyorum." Demesinin ardından prenses dışarı çıktı. "Sen uzan, ben birazdan geliyorum sevgilim." Başımı olumluca salladım ve uzandım geniş yatağa.
Chanyeol'un anlatımdan
Kapıda beni bekleyen lisanın yana geldiğimde hızla bakışları bakışlarımı buldu. "Onu bulmuşsun." Başımı olumluca salladım. "Evet, buldum."
"O zaman babamızı bırakırsın değil mi?" Derin bir nefes çektim içime. "Üzgünüm Lisa. Baban zindanda kalmaya devam edecek." Tam arkamı dönmüş girecekken kolumu tuttu.
"O senin de baban! Biliyorum o senin bebeğine hamile olduğu için bu denli öfkelendin babamıza ama bunu yapamazsın. O hala yaşıyor ve kraliyet ailesinden." Bakışlarım bakışları ile buluştuğunda bir adım geriledi.
"Ben onun yüzünden Baekhyun'u kaybedecektim. Doğmamış bebeğimin katili olacaktı o adam. Bana bu kadar şey yapan birine nasıl hala baba diyebilirim ben!? Üstelik onu oradan çıkarırsam rahat duracağını mı düşünüyorsun! Arkasına destekçilerini alıp beni devirmek adına her şeyi yapar!"
"Babam böyle bir şey yapmaz!" "Benim babam sevdiğim adamı öldürmeye de çalışmazdı Lisa! O artık eskisi gibi değil! Görmüyor musun?" Bağırışlarımız ile koridor inlerken sakinleşmeye çalışıyordum ama olmuyordu.
"Zindanlar çok kötü. Orada çok fazla yaşayamaz. Nolur ağabey, en azından daha iyi bir yere al onu." Sakinleşmek adına derin bir nefes verdim. "Onu daha iyi bir odaya alırım ama tek bir şart ile."
"Kabul, ne olursa olsun kabul." "Onu görmeyeceksin. Kilitli kalacak." "Kilitli mi kalacak? Ağabey sen ne ara bu kadar vicdansız oldun böyle!"
Sinirle güldüm. "Unuttun sanırım, senin koruduğun o adam da aynısını babasına yapmıştı. Dedemiz uzun yıllar boyunca yaşadı. Şanslıysa o da yaşar."
Bir şey demesine izin vermeden arkamı döndüm ve odaya girdim hızla.
Ben kararımı vermiştim. Kendime Baekhyun ile yeni bir hayat kuracaktım. Bana anlamlı gözler ile bakan Baekhyun ile göz göze geldiğimizde yutkundum yavaşça.
Duymuştu ama bir şey sormayacaktı. Yaklaştım ve yavaşça öptüm anlını. Ardından dolaba ilerledim ve üzerimi değiştirdim.
Baekhyun yanına girdiğimde bir kolumla hızla onu kendime çektim. Elim şişmiş karnının üzerinde dolanırken "siz bana iyi gelen tek şeysiniz." Diye mırıldandım.
Yaklaştı ve öptü dudaklarımı. "Biz her zaman yanındayız."
Başımı olumluca salladım. "Biliyorum, biliyorum Baekhyun. Sizin varlığınız olmasaydı bu kadar güçlü duramazdım. Siz olmasaydınız babama karşı duramazdım."
Güzel gözleri sevgiyle baktı gözlerimin içine "iyi ki varsın Baekhyun." Diye fısıldadım kokusunu içime çekerken.
"İyi ki varsın Chanyeol." Diye fısıldadı o da. Güzel kokusunu solurken kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Günler sonra, yanı başımda ki varlığı ile rahatlıkla yumdum gözlerimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Signet/Chanbaek
Hayran KurguByun Baekhyun. Kuzeyde yaşayan beyaz saçlara, eflatun gözlere sahip genç bir adamdı. Tüm hayatı boyunca kuzeyde olacağını sanarken mührü onu güneye sürüklemişti. Baekhyun güneyin kızıl saçlı, sarı gözlü prensinin kaderi olacağını hiç düşünmemişti.