Lanetlendik! O büyücü yüzünden lanetlendik! Olan bize olacak! O cadı ve çocukları yüzünden karanlık yeniden ortaya çıktı! Uyanın ey ahali! Canımızdan olacağız! O cadının canını almazsak canımızdan olacağız!''
Chanyeol duyduğu şeyler ile hızla sesin geldiği yöne döndü. Tedbiri kıyafet ile çıkmış esnafı denetlerken duyduğu cümleler kanının çekilmesine neden olmuştu.
Yıllar geçmesine rağmen hala Baekhyun'u kabul etmiyorlardı.
Hızlı adımlarla ilerledi tam önünde durdu bağıran adamın. ''Sen kimsin?'' diye sordu şaşkınlıkla adam. Chanyeol'un başındaki başlıktan neredeyse yüzü bile seçilmiyordu.
Arkasında olan Yixing'e döndü hafifçe. ''Koruyun beni.'' diye fısıldadı. Pazarın etrafındaki askerler hızla kılıçlarını çıkardı ve Chanyeol'un etrafını sardı. Chanyeol ise ağırca çıkardı başlığını.
Kızıl saçlarını gören adam hızla kapandı yere. ''K-kralım ben'' Saçından tuttuğu gibi geriye doğru çekti adamın başını Chanyeol. Parlayan sarı gözleri ile göz göze gelen adam korku ile yutkundu.
''B-bağışlayın Kralım.'' Sinirle güldü Chanyeol. ''Sen kimsin de benim eşim için böyle konuşursun?! Kimsin de bu ülkenin veliahtlarına öyle şeyler söylersin?!''
Pazarda oluşan sessizlik ile onu izleyen kalabalığa döndü Chanyeol. ''Evet karanlık geri döndü. Ama bu benim eşim yüzünden değil! Benim eşim sayesinde kurtulacağız anladınız mı? Kuzey ile çoktan anlaşma sağlandı! Baekhyun sayesinde sağlandı!''
Yixing'e döndü. ''Bu kendini bilmezin kafasını takın mızrağa gezdirin başkentin sokaklarında. Baekhyun'a, Çocuklarıma tek laf dahi edenin sonu bu olur bilesiniz!''
Hızlı adımlarla ayrıldı pazardan arabasına binerken adamın yalvarışlarını duyuyordu. Umurunda değildi. Yıllar geçmişti, hala kabullenmeyen insanları onlara karşı dolduran herkesin sonu bu olacaktı.
Saraya girdiğinde derin bir nefes verdi. Odalarına ilerlemeye başladı. İşleri vardı ama öncesinde Baekhyun ve çocuklarını görmek istiyordu Chanyeol.
Kapıyı araladı yavaşça. Öğlen olmasına rağmen büyük yatakta uzanan üç beden ile hafifçe gülümsedi. Baekhyun, Aeri ve Minho'yu kollarının arasına almış, uyuyordu.
Huzurla derin bir nefes çekti içine. Yaklaştı ve Aeri'nin yumuşak saçlarını okşadı ağırca. ''Size bir zarar gelmesine asla izin vermeyeceğim.''
******
Chanyeol'un anlatımından
Karşımda oturan Sehun ile göz göze geldiğimde geldiği hale şaşırmıştım. Simsiyah gözleri, bembeyaz teni ile korkutucu görünüyordu.
Rüyadaydım, rüyama musallat olmuştu.
"Neden yapıyorsun bunu?" Diye sordum sakinleşmeye çalışarak. Rüyada, hiç bir şey yapamazdı.
"Bir neden, düşünmedim. Yapmak istiyorum ve yapıyorum." Sinirle güldüm ve yaslandım oturduğum koltuğa.
"Kuklasın sen." Taktığı simsiyah kolyede gezdirdim gözlerimi. Parmağım ile gösterdim kolyesini. "Sen, onun kuklası kölesisin. İstediğin hiç bir şeyi sen istemiyorsun."
Yüzünün öfke ile gerildiğini fark ettim. "Sen benim eşimi kaçırdın Sehun. Ben hayatını bağışlamışken hala zorluyorsun."
Bu kez gülen oydu. "Sen benim canımı falan bağışlamadın! Biz senin yüzünden ölüyorduk! Luhan'ı senin yüzünden kaybediyordum!"
"Benim yüzümden değil!" Ayağa kalktım öfkeyle. Sertçe ittirdim. "Suçlu sensin, suçlu Luhan! Evet bağışlamadım evet eğer benim ülkemde olsaydınız bir saniye bile düşünmeden alırdım canını! Hak ettin çünkü!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Signet/Chanbaek
Hayran KurguByun Baekhyun. Kuzeyde yaşayan beyaz saçlara, eflatun gözlere sahip genç bir adamdı. Tüm hayatı boyunca kuzeyde olacağını sanarken mührü onu güneye sürüklemişti. Baekhyun güneyin kızıl saçlı, sarı gözlü prensinin kaderi olacağını hiç düşünmemişti.