On iki

668 53 7
                                    

Yazarın anlatımından

Düğüne sadece iki gün kalmışken Baekhyun çok heyecanlıydı. Giyeceği kıyafetin son denemeleri alınırken yerinde dahi duramıyordu.

Her gün biraz daha şişen karnı sürekli kıyafetlerin bollaştırılmasına neden olsa da ikisi de çok mutluydu.

Chanyeol ise gelen tepkileri umursamıyor, evlenecekleri günün hayali ile bile mutlu oluyordu.

O sırada sarayın bir diğer kanadında yaşananlardan habersiz, düğün hazırlıkları yapıyorlardı.

Sehun gözleri doluyken yavlarıyordu Luhan'a. "Tek yol bu değil. Ben bunu prense yapamam." Herkesin soğuk kanlılığına özendiği Sehun Luhan'ın ayaklarına kapanmak üzereydi.

Luhan'ın başka bir seçeneği yoktu. Kral ona başka bir seçenek bırakmamıştı. "Kardeşim ölürse, ben yaşayamam Sehun. Başka bir seçenek yok. Yardım et bana yalvarırım. Sensiz yapamam. Sensiz onu bu saraydan çıkarma şansım yok."

"Hanedanın veliahtını kaçırmamızı istiyor bizden. Bunu yaptık diyelim nasıl hayatta kalacağız Luhan? Prens gözümüzün yaşına bakmaz." "Kuzey buranın düşmanı. Bizi koruyacaklardır. Onu ülkesine geri götüreceğiz sadece."

Sehun'un pürüzsüz yanaklarını okşadı Luhan. "Benimle misin sevgilim?" Sehun gözlerini kapattı sıkıca. "Senin hayatın için her şeyimi feda ederim Luhan." Luhan dudaklarını sıkıca bastırdı Sehun'un dudaklarına.

"Hayatta kalacağız sevgilim. Kardeşimi de kurtaracağız. Hayatta kalacağız."

****

Baekhyun'un anlatımından

Yatakta yalnız başıma uzanıyordum. Yarın düğünümüz vardı. Chanyeol tüm işlerini bitirmek için uğraşıyordu. Sabaha karşı geleceğini biliyordum.

Yüzümdeki küçük gülümseme ile okşadım karnımı. "Yarın senden herkesin haberi olacak bebeğim. Sen, bu ülkenin geleceğisin. Bir zamanlar esir olarak geleceğimi düşündüğüm bu ülkenin yarın düklerinden biri olacağım."

Kapı çalındığında bakışlarım kapıya döndü. Luhan başını hafifçe uzattı. "Efendim, sütünüzü getirdim." Gülümseyerek doğruldum "gel Luhan."

Getirdiği sütü komidine bıraktığında bakışlarım bir kaç saniye sütte dolandı. "Rengi biraz sarı gibi mi sanki?" Diye mırıldandım bir kez daha bakarken. "Ben kontrol ettim efendim, ballı o yüzden öyle görünüyor olmalı."

Kaşlarım havalandı "ballı mı? Uzun zamandır ballı süt getirmiyordun Luhan." Gülümsedim ve büyük bir yudum aldım sıcak sütümden.

Luhan'ın yüzündeki gergin gülümsemeyi gördüğümde kaşlarım çatıldı "bir şey mi oldu? Gergin gibisin?" "Yarınki düğün." Dedi ve gülümsedi hafifçe "sadece düğün için endişeliyim efendim."

Uzandım ve elini tuttum gülümseyerek. "Sen yanımda olacaksın. Sen benim buradaki en yakınımsın." Yutkundu ve başını salladı. "Yanınızda olacağım."

Sütün daha yarısına gelmişken ağırlaşmaya başlayan gözlerim ile başımı yavaşça yastığa bıraktım. "Chanyeol'u beklemek istiyordum ama çok uykum geldi." Diye mırıldandım kendi kendime.

Luhan'ın sesini duydum sonrasında gözlerim kapanırken. "Üzgünüm efendim." Diyordu. Gözlerimi istesem de aralayamıyordum. Ne oluyordu? Bayılma ile uyuma arasında bir yerdeydim sanki.

Kapının aralanması duyduğum en son duyduğum ses olmuştu. Bilincimi kaybetmiştim.

Yazarın anlatımından

Sehun koşar adım ilerliyordu sarayın dar koridorlarında. Baekhyun'un odasının önüne geldiğinde etrafı kolaçan etti ve hızla kapıyı açıp içeri girdi.

Endişeli bir Luhan ve yatakta baygın yatan Baekhyun ile karşılaştığında titrek bir nefes çekti içine. "Prens sabaha kadar uyanmaz, arka kapıdakiler de tamam. Bir kaç dakikamız var Luhan. Gecikirsek biteriz."

Luhan başını olumluca salladı ve dolaptan Baekhyun'un bol kapşonlu şalını çıkardı. Sehun Baekhyun'u kucağına alırken o da hızla örttü üzerine şalı.

Önden giden Luhan kapıyı açtı ve etrafı kolaçan etti. Gece geç saat olmuştu ve neredeyse herkes uyumuştu.

Prensin koruması ve prens dışındaki herkes normalde uyur olurdu bu saatte zaten. Onları da uyutan kişi Sehun olmuştu.

Luhan önde etrafı kontrol ederek giderken Sehun da kucağında Baekhyun ile onu takip ediyordu. Sehun kaç kez savaşlara katılmış, onca insanı öldürmüştü ama hiç bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu.

Abisi gibi gördüğü insana sevdiği insan için ihanet ediyordu. Buna mecburdu.

Arka kapıya ulaştıklarında atların seslerini duydular. Kral onlar için büyük bir at arabası göndermişti. Luhan at arabasının kapısını açtığında içeride oturan kardeşini gördü.

Gözleri mutluluk ile dolarken Sehun için kapıyı açık bıraktı ve hızla kardeşine sarıldı.

Kardeşinin saçlarına öpücükler kondururken "teşekkür ederim tanrım." Diye mırıldanıyordu. Sehun karşılarına kucağındaki Baekhyun ile oturduğu anda hareket etmeye başladı atlı araba.

Luhan uzandı ve öptü sevdiği adamı. "Başardık sevgilim." Diye mırıldandı anlını anlına yaslarken. Sehun başını olumluca salladı sadece.

Hayatında hiç hissetmediği kadar suçlu hissediyordu. Yarın sarayda yaşanacakları tahmin dahi etmek istemiyordu.

Kral Baekhyun topraklardan çıktığı anda geri girmesini yasaklayacaktı. Bunun oğlunu durdurmasını umut ediyordu.

Aynı umut Sehun'da da vardı. Eğer durmaz, kim hanedanlığına gelirse sonları hiç iyi olmazdı.

Luhan'a baktı Sehun. Kardeşine sıkıca sarılışına baktı. Onu korumak içindi yaptığı tüm şeyler.

Onu korumak için canını bile feda ederdi.

Signet/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin