İlk defa bölümleri uzun yapmama kararı aldım, tadında bırakıcam yani. İyi okumalar !
Arya Mina Dikbaş~
İlk gecemizin güzel geçmesiyle ertesi günü Mutlu'yla beraber takılmakla harcamıştık. Ama özel konulara ve geçmişimize girmiyorduk. Günün akşamında ise oyun oynamış ve birilerini arayarak dalga geçmiştik. Eğlenceliydi ve iyi biriydi. Sakladığı şeyler olsa da bizde birşeyler saklıyorduk ve onun aksine biz çokta iyi değildik. Yine de hala tetikte davranıyordum ve tam anlamında güvendiğim söylenemezdi. Bugün ise burdaki 'geldiğimiz günü de sayarsak' üçüncü günümüzdü ve sabah kahvaltı ederken Mutlu "Akşam eğlence var kızlar, hazırlanın ! Abiniz düşündü bişeyler." demişti... Evet ona büyük olmasına rağmen Mutlu diyordum çünkü şuanda pekte saygı duyduğum biri değildi, zaten 1 yaş fark vardı.
Biz onun odasında son dokunuşlarımızı yaparken kapı tıklandı ve Mutlu "Girebilirmiyim ?" diye seslendi. Ablam olumlu cevap verdiğinde ise Mutlu zafer kazanmış gibi elinde iki tane zarf ile içeri girdi ve bize uzattı.
Eonni meraklandı, tek kaşını havaya kaldırdı ve bir adım ileri gitti. "Bunlar ne ? Bi sorun mu var ?" Mutlu ise karşılık olarak gülümsedi ve konuşurken göz kırptı. "Bunlar kimlikleriniz ve son model telefonlarımız için sim kartlarınız hanımlar, artık kimlikte de olsa kardeş gözüküyoruz. Soy isimlerimizle..." Kaşlarımı çattım. Kardeş mi ? Buna dayanamam, daha tanımadığım birine abi yada kardeş diyecek değilim. "Bunu yaparken bize sordun mu ki ?!"
Eonni birkaç adımda yanıma ulaştı ve beni anladığını belli eden bakışlarla yatıştırmaya çalışıp eliyle omzumu sıktı. "Sakin ol Arya, böylesi daha iyi oldu," Mutlu'ya döndü ve tek kaşını tekrar havaya kaldırdı. "Peki bunları nerden çıkardın ve neden yapıyorsun ?" Mutlu'nun bir an yüzü düşmüştü ama sonrasında umursamamaya karar verdiği yüzünden belliydi. Çocuksu bir yüze büründü, "Üzgünüm sormam gerekirdi ama nerden bulduğum bana kalsın. Sebebi ise... Sizi sevdim o kadar. "
Biraz fazla sert çıkıştığımın farkındayım ve bu yüzden ona karşı içim acımadan edemedim. Önce bize kendini tamamen kanıtlamalıydı. Yaparkende birşey söylememişti. "Neyse ne işte... Benim tek ailem var ve başkasına ihtiyacım yok o kadar..." dedim. Eonni şaşırmış gibiydi, sorgulayan bakışlar ile araya girdi. "Bizi sevdin mi, bu mu sebebi ?" Mutlu gözlerini devirdi ve öfledi, kollarını göğsünde buluşturdu. "Size de iyilik yapanda kabahat be !"
Tavrını komik bulsam da kendimi tuttum ve gülmedim. "Trip yapma şimdi, hem sen kaç yaşındasın ki nasıl kardeş oluyor muşuz kimlikte ?" bunu gerçekten merak etmiştim, kaç yaşındaydı ? Nasıl yapmıştı ? Ciddileşti ve parmaklarıyla oynayarak cevap verdi, "Aslında bende 19 yaşındayım, bu yüzden Asila ve kendimi şey yapmak zorunda kaldım..." Gözlerim büyüdü. Anlamıştım ve bu hiç iyi değildi.. İkisinin arasında gidip gelen gözlerim en son ablamda durduğunda onun endişe içinde ve korkarak baktığını gördüm. "Ney yapmak zorunda kaldın," Cevaptan korkar gibi görünüyordu.
Mutlu kollarını tekrar iki yana sarkıttı, ciddi misin ? bakışları atmaya başladı ve yanaklarını şişirdi. "İkiz kızım n'olucak başka ! Ayıptır, günah bana. Aynı yaştayız aynı ay doğmuşuz işte ne güzel. Gerçi ben senden 15 gün büyüğüm ama neyse tabi.." Ablamın söylediğine göre uzun zaman önce kardeşi varmış, yani bu hoşuna gitmemişti. İçten içe canı yanmıştı biliyordum. En sonunda da Mutlu'ya "Aynı gün değil ama !" diye bahane bulmuştu. Mutlu sanki birşeyler olduğunu anlamış gibi görünüyordu çünkü az önce beni sakinleştiren zaten ablamdı, gözlerini kıstı ve olmayan saçlarını omzundan atıyormuş gibi yaptı. "Saatte söyleseydin ya cicim" Pislikçe sırıtıyordu, bilmiş edasıyla...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kovalamaca (Başlangıç&Bitiş)
Ficção Adolescenteİki küçük kız geçmişte yaşadığı olaylardan dolayı, *geçmişini* arkada bırakarak kurtuluşa erer. Peki bu kurtuluş zihinleri için de geçerli mi ? Tartışılır... Asıl sorun peşlerinin bırakılmamasıdır. İkisi de farklı planlar kurup gerçekleştirirken hes...