Yeni bölümle karşınızdayım, aslında bugün proje ödevime başlayacaktım ve başlayacağımda... Ama kısa sürede yazabilirsem hemen atacağım bölümü, iyi okumalar !
Arya Mina Dikbaş~
Seçilen film korku filmiydi ve bu film seri gibiydi. Üç farklı birbiriyle bağlantılı filmi vardı. Birinci filmde Mutlu çığlıklar atarak bize sarılıp durdu, ortamıza oturmuştu. Koltukların üzeri kıpraşması yüzünden şekerli jelibon ve cips kaynıyordu ama umurunda değildi... Temizleyen kim ki zaten ?! Sanki o temizliyor.
İkinci filmin yarısındaydık ve Mutlu kucağındaki tiviti oyuncağıyla yüzünü kapatıp duruyordu. Gece yarısı olmasına 2 saatten az kalmıştı. Duvarlar o kadar kalındı ki ses geçirmiyordu, çocuklar da uyanmıyordu. Bu iyi bir özellikti....
Gerçi iyi olmayan bir diğer özellik ise birisi ya da birileri eve girmeye çalışsa, hatta girse duyamayız. Bu bizi dezavantajlı bir duruma sokuyordu, tehlikeliydi.
Mutlu tekrar oyuncağı ile gözlerini kapattığında ablam oflayarak elinden aldı ve "Bakmazsan anlamı kalmaz, izle işte Mutlu !" dedi. Mutlu çırpınıyor, mıkırdanıyor ve kolunu uzatıp almaya çalışıyordu.Birden ışıklar açıldığında hepimiz durduk ve donakaldık. Kafamda hissettiğim soğuk silah namlusu ile gözlerim büyüdüğünde sessizce bir lanet okudum. Daha az önce bunun olabileceğini söylemiştim, iç güdülerimin ne kadar ileri seviye olduğunu gördünüz mü ? Bazen çok sinir bozucu oluyor.
Tam harekete geçecekken birsürü adım sesi gelmesi ile duraksadım, demekki kalabalıklardı. Daha bugün alkollü bir aptal sürüsü ile kapışmış ve antrenmandan çıkmıştık, neden bu kadar kalabalık ve yorucu bir gündü ? İç çektim ve ne istediklerini söylemelerini bekledim ama çıt bile çıkmadı.
Yavaşça birşey yapmayacağımı belli ederek arkamı döndüm ve gördüğüm şey kaşlarımı çatmama sebep oldu... Bu normal bir ev istilası değil, hatta sebebi olan ciddi bir meseleydi... Yaklaşık 20 kişi vardı ve neredeyse 10 tanesinde silah vardı. Tedbirli bir şekilde konuşmaya başladım. "Oyalanmadan sorumu soracağım, ne istiyorsunuz, kimsiniz ?"
Adam bir güldü ve bana vurmaya kalktı ama kendimi geri çekip derin bir nefes aldım ve tekrar konuştum. "Bakın, belli ki birşey istiyorsunuz. Ne olduğunu söyleyin kimse yaralanmadan iletişim kurmaya çalışalım." Ben önümdeki sözcüleri gibi gözüken adam ile konuşurken birkaç adam diğer odalara bakıp inceliyor ve karıştırıyorlardı. Belli ki birşey arıyorlardı.
Ablam ve Mutlu sessizdi, adamlardan birşeyler çıkartmaya çalışıyor hepsinin yüzlerini inceliyorlardı.
Adam bir adım daha attı ve namluyu alnımın ortasına dayadı, "Ne istediğimi biliyor olmalısın." dedi. Gerçekten bilmiyordum, anlayamamıştım konuşmalıydı. Anlamaz gözlerle baktığımda adam bir süre sessiz kaldı ve gözlerini kısıp beni inceledi. En sonunda dayanamadım ve tekrar ağzımı açtım.
"Burdan sadece bize zarar vererek çıkabileceğinizi mi sanıyorsunuz ? Aptal olma, birimize saldırdığın an diğer iki kişi boş durmaz ve en az dört, beş adamını kaybedersin. Ayrıca peşinize düşülür. Buraya gelmek en büyük hatanızdı zaten, düzgünce konuş, adam gibi. "Adam söylediğim komik birşeymiş gibi sırıttı ve adamlarına bizi işaret etti. Her birimizi iki adam tutuyordu, bir tanesi arada camdan dışarıyı izliyordu. Diğerleri emir bekler vaziyette dikkatlice gözlerini ayırmıyordu. Uzak mesafeden iki adam tedbirli şekilde ateşlenmeye hazır silah doğrultuyordu.
Bırakmaları için kıpırdanırken adamın biri çocukların kolundan tutmuş salona sürüklemişti. Donakaldığımda aklımdan film şeridi gibi geçmişti herşey. Abbie yerde sürükleniyordu ve Marcus bağırıyordu. Abbie sinirle adamın bacağına bir tekme geçirdiğinde adam onu ön tarafa doğru ittirdi ve oda yere sertçe düştü. Dizi kızardıktan birkaç saniye sonra kanamaya baldığında ise Marcus adamın elini ısırdı ve yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kovalamaca (Başlangıç&Bitiş)
Roman pour Adolescentsİki küçük kız geçmişte yaşadığı olaylardan dolayı, *geçmişini* arkada bırakarak kurtuluşa erer. Peki bu kurtuluş zihinleri için de geçerli mi ? Tartışılır... Asıl sorun peşlerinin bırakılmamasıdır. İkisi de farklı planlar kurup gerçekleştirirken hes...