Barbarlar Gelecekmiș

2.1K 247 332
                                    

Bu bölümü hiç beğenmedim. Umarım siz seversiniz. Çok bir şey söylemeyeceğim. Pek modum yok bugün. Yorum yapmayı unutmayın...

Remedy keyifli okumalar diler.

(´◔‿ゝ◔')━☞👑

×
×
×

Huzuru kendi içimizde bulamazsak, başka yerde aramak boşunadır

×
×
×

"B-ben ne yapabilirdim ki?" dedi Eun Joon güçsüzce.

Hoseok histerik bir gülüş sunduğunda fayton aniden durdu. Eun Joon'un içini amansız bir panik sarmalarken Hoseok belindeki silahı çıkarıp beklemeden Eun Joon'u tam alnının ortasından vurdu.

"O kadar insan acı çekmişken senin rahatça yaşamana izin vermezdim."

...

Teğmen, Eun Joon'un gittiğinden emin olduğunda yerdeki künyeyi almış ve karargaha gelmişti. Önünde durduğu kapıdan çıkan askere baktı.

"Kumandan sizi bekliyor Teğmenim" dedi bir adım atıp yana kaydı Teğmen'in geçmesi için.

Teğmen aldığı onayla açık kapıdan içeri girdi. O girer girmez kapı arkasından kapanmıştı. Teğmen bir kaç adım atıp babasının yanında durdu. "Neymiş söyleyeceğin mühim şey?" diye sordu Kumandan. Elindeki mührü kağıda basıp kağıdı kenara itekledi. Ardından kafasını kaldırıp oğlunun siyah ceylan gözlerine baktı.

Teğmen cebindeki künyeyi çıkarıp Kumandanın önüne masaya  koydu "Kaçamadı Kumandanım. Sizin emrettiğiniz gibi verildi cezası" dedi. Kumandan Teğmenin masaya koyduğu künyeyi eline aldı. "Bu sefer vicdanına yenik düşmedin yani öyle mi?" dedi kinaye ile.

Teğmen dili ile yanağını dürttü. Sinirlenmemeye çalışıyordu. "Siz haklıydınız." dedi sıktığı dişleri arasından "Bir asker emirlere karşı gelmemeli. Eun Joon'da ihanetinin bedelini ödedi." kelimeler öylesine soğuk ve ruhsuz çıkmıştı ağzından. Kendine yabancı hissetmişti.

Kumandan elindeki künyeyi masaya fırlatırcasına tıpkı bir çöp parçası gibi atıp ayağa kalktı. "İyi. Aferin." dedi oğlunun omzuna dokundu "Aklın başına geldi demek. Peki cesedi ne yaptın? Ölü bulunması müttefiklerimizin daha da tepkisini çekebilir." diye ekledi merakla çatılan kaşları ile.

Teğmen'in buna verecek cevabı yoktu. Yüz hatları gerilirken sertçe yutkundu. Boğazı tıpkı bir çöl gibi kurumuştu. Kumandan oğluna soran gözlerle bakmaya devam ederken kapı çalınıp içeri askerlerden biri girdi.

"Albay Kim geldi Kumandan" dedi. Kumandan'ın dikkati Teğmen'in üzerinden çekilip başka bir yere odaklandığında Teğmen burnundan içeri derin bir nefes çekti. Ucuz kurtulmuştu.

Askerin geriye çekilmesi ile elinde büyük bir kağıtla içeri girdi Albay "Kumandan" dedi bir kaç adımda Kumandan ve Teğmen'in önüne gelip durdu.

"Buyrun Albay" dedi Kumandan.

Albay elindeki kağıdı Kumandana uzattı. "Burada top ve tüfeklerin geldiği yazıyor. Lakin bunların geleceğinden haberim yoktu" dedi soran gözlerle Kumandan'ın iki dudağı arasından çıkacak olan sözlere odaklanmıştı.

"Benim haberimin olması kafi" dedi "Bunları düşünme. Güneyliler batı cephesini oluşturmada Yeosu'yu  geçmeliyiz.  Seni devireyeden önce Busan'a alacağız Albay. Yolumuz uzun lakin vaktimiz dar."

Lakin Albay önemli olanın top ve tüfekler olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden Kumandanın söylediklerini şimdilik kulak arkası etti. "Kumandanım" dedi tedirgin bakışları on metre öteden bile kendini belli ediyordu. "Bu kadar büyük silah ve cephanenin şehre sokulması tehlike arz ediyor. Eğer malumatım olsaydı korunmaları için tedbir alırdım"

Sinless ¦ Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin