Sinless ¦ Taekook

Urgan

Bölüm içinde küçük bir, iki belki üç spoi var. Bakalım kim yaklayabilecek. Eğer kimse göremezse birdahaki bölüm söyleyeceğim. Ama muhtemelen kimse fark etmeyecek. Bu arada bu yazdığım en uzun bölümdü yahu. 3700 kelime yazdım... Bu yüzden daha bol yorum isterim bilesiniz.

Birdaha ki bölüm tahmin edin hikayeye kim dahil olacak??? Sürpriz bir isim... Yazım yanlışları varsa kusura bakmayınnnn

... Bu noktalarda sahne değişiyor belki biliyorsunuzudur ama söylemek istedim. Birde olaylar çok mu hızlı gelişiyor bölüm içinde? Söylersiniz sevinirim.

Remedy keyifli okumalar diler.

(´◔‿ゝ◔')━☞👑

×
×
×

Even though you're miles away, remember, our eyes are staring at the same sky.....

×
×
×

"Hoseok gitmiyorum dedim!" diye bağırdı Taehyung. Hoseok telkin olmak adına derin bir nefes verdi. Konuşmak için dudakları aralanmıștı ki odada yankı bulan başka bir sesle hava yutmakla yetindi.

"Taehyung?" dedi Teğmen Jungkook elindeki silahı onlara doğrulturken. Onun burada ne işi vardı?!

"T-teğmen?" dedi Taehyung sesi titremişti çünkü tıpkı Teğmen gibi șașkındı bunu beklemiyordu.

Teğmen, Taehyung'a doğru bir adım atıp yaklaştı. Yanındaki adamı görmüyordu gözleri. Odağıydı kehribarların sahibi. "Ne işin var burada?" dedi gözleri anlamak ister gibi bakıyordu. Buraya ihbar üzerine hangar patlatanı yakalamak için gelmişti. Hangarı o mu patlatmıștı. Bu nasıl olabilirdi?

Taehyung tek kelime edemezken Hoseok Taehyung'un kolundan tutup arkasına aldı. Gizlemek, saklamak ister gibiydi. "İzin verin Taehyung gitsin" dedi sonra, Teğmen'in gözlerinin içine baktı. Eğer arkasında askerler olmasaydı belki, belki müsaade edebilirdi lakin bunları düşünmek yarar sağlamayacaktı. Taehyung'u kurtaramazdı. Bu yüzden Teğmen başını olmusuz manada iki yana salladı "Yapmam" dedi gözlerini mahçup bir ifade sarmalarken "Suçlusunuz"

....

Teğmen, Hoseok ve Taehyung'u nezarethaneye teslim ettikten sonra eve gelmiş ve babasına malumat vermişti. Kumandan Jeon duydukları karşısında şaşkınlığını gizleyemezken vücudunu esir alan öfkeyle Albayın kaldığı odaya gitti. Ne olur ne olmaz diye kapıyı çalmayı ihmal etmezken kapı hiç bekletilmeden açıldı.

"Albay!" diye gürledi Kumandan Albayın yüzüne her zaman yerini koruyan sahte tebessümü kayboldu. "Oğlunuz ve Hoseok adında bir isyancı mehtup bir yerde bunlar ile yakalanmıșlar." dedi elinde tuttuğu kağıdı albaya uzattı. Albay kağıdı alıp incelerken kaşları şaşkınlıkla çatıldı. Oğlu nelere bulaşmıştı?! "Cephanelerin olduğu hangarın krokisi, bir diyeceğiniz var mı!" diyerek kağıtdakilari açıkladı.

Albayın duydukları başına bir bir düşerken idrak etmekte zorlanıyordu. Bayan Kim ise korku dolu gözlerle kocasının arkasına geçmiş oğlu hakkında daha fazla şey duymayı bekliyordu. Taehyung diye geçirdi içinden kadın Taehyung yine neye bulaştın. Oysaki uyarmıştı oğlunu bizzat uyarmıştı.

Albay elindeki kağıdı Kumandan'a geri verdiğinde gözlerindeki korku ve endişeyle kelimelerini seçmeye çalışıyordu. En sonunda burnundan derin ve sert bir nefes verdiğinde aklına gelenleri dile getirdi. "Kumandanım benim oğlumun böyle bir hadiseye karışmış olma ihtimali dahi yok." dedi aradından Teğmen'e döndü. Gözleri yalvarırcasına bakıyordu bu defa. "Teğmen" dedi "Oğlumu o gün eve siz bırakmıştınız. Dolayısıyla patlama esnasında orada olmadığını gayet iyi biliyorsunuz"