Sinless ¦ Taekook

Tereddüt Etmeden Vururdum

Çok sevineceğiniz yağlarınızın eriyeceği bir sahne varrrrr. Heycanlanın çabuk. Soojin ve Jungkook öpüşüyor desem ne dersiniz sjsjsjsssj. Aşağıda çok güzel bir şiir var sakın okumadan geçmeyin.

Destek verenler, oy verip, yorum yapanlar birde takip edip kitabı arkadaşlarına önerenler candır. Birde cancıklar vardır onlar gelirler okurlar giderler birde sessizce yeni bölüm beklerler ama canlar öylemi yorumlara oylara abanırlar. Cancık olmayın.  *sevdim ben bunu kullanacağım*

Remedy keyifli okumalar diler.

(´◔‿ゝ◔')━☞👑

×
×
×

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi baglayamaz mı?
Hasret ; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yanındayken hicran duyulmaz mı?
Hırsızlık ;para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mi koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olamaz mı?

Victor Hugo

×
×
×

Jungkook'un çatılan kaşları ciddiyetle düz bir hal aldı."Tamam" dedi ilk defa bu kadar ciddiydi. Soojin ile sürekli onu yanlış anlamaları canını sıkıyordu. Özellikle Taehyung'un böyle düşünmesi daha çok canını sıkıyordu. "Düşündüklerinizi söylediniz. Şimdi beni dinleyeceksiniz. Ben hiç bir vakti kız kardeşinize ümit vermedin benim ona hiçbir vaadim olmadı hele bundan sonra hiç olmaz" diyerek sustuğunda Taehyung'un gergin ifadesi birden gevşemiş, anlamamıştı. Kalbi birden bire hızlanırken buna anlam verememiş yüzü yavaş yavaş ısınmaya başlamıştı. Bugün bu iki etmişti. Teğmen'in yanında vücudu farklı tepkiler veriyordu. "N-ne demek bundan sonra?" birde artık sık sık kekeliyordu...

Jungkook sanki yakın değillermiş gibi bir adım daha atıp yüzleri arasında bir karış boşluk bıraktığında Taehyung nefesini tuttu. Yüzü imkanı varmış gibi daha fazla yanmaya başlamıştı. Hiç yapmayacağı şeyleri yapıyor ilk defa gözlerini boncuk gözlerden kaçırıyor çekiniyordu. Jungkook konuşmak için dudaklarını araladığında yanlarına koşar adımlarla gelen Soojin daha konuşmadan sözlerini kesmiş ve Taehyung'un hızla aralarına mesafe açmasına neden olmuştu.

"Abi" dedi Soojin çatık kaşları az önce yakın duran iki kişinin arasında mekik dokuyor kıskançlığını dizginlemeye çalışıyordu. Abisi ile Teğmen'i her yakın gördüğünde sürekli aynı his içinde yer ediniyordu. Lakin bu yanlıştı. Teğmen'i abisinden kıskanması yanlıştı. Ama engel  olamıyordu.

Jungkook'un boncuk gözleri hala karşısındaki adamdaydı. Taehyung'un kehribar gözleri ise saniye saniye öfkeyle dolarken kız kardeşine baktı. "Neden Jimin'in adını verdin?!" dedi sertçe. Soojin umursamaz bir tavırla omzunu silkti "Teğmen'in canını tehlikeye attı. Teğmen ölebilirdi" dediğinde Taehyung konuşmak için dudaklarını aralamıștı ki Jungkook önden önce davranmıştı. "Ben" dedi Jungkook gözlerini Soojin'e çevirdi. "Ben senden böyle bir şey istemedim."

"Ama Jung-"

"Eğer isteseydim en başından Jimin'in peşine düşerdim. Üstünüze vazife olmayan konularla alakadar olmayın Bayan Kim Soojin" dedi resmiyetle. Taehyung duydukları karşında şaşırırken Teğmen'in boncuk gözleri kehribar gözler ile tekrar buluştuğunda Taehyung kafasını eğmek kaçıp gitmek istedi. Yanakları alev alev yanıyor kalbi çarpıyordu.