Bir Gönül Davası

Acı özgürlüktür

Biraz aceleye gelen bir bölüm oldu. Hatam varsa affola.

Oy vermeyi unutmayın
İyi okumalar 💖💖

Hızlı adımlarla dar sokaklarda ilerliyordu genç adam. Yemeğini yedikten sonra Yağız onu aramış ve Berk'in evde olmadığını, buluşmak istediğini söylemişti. Bunun üzerine Rohat vakit kaybetmeden evden ayrıldı

Yağız ise tüm evi toparladıktan sonra sona Berk'i aramış, iyi olduğunu duyduktan sonra da tüm olanı biteni anlatmıştı. Evde detaylı konuşmak için anlaştıktan sonra telefonu kapatmış ve Rohat'ı beklemeye başlamıştı .

Rohat Bir süre ilerledikten sonra Yağız'ın kaldığı apartmana yetişmişti. Binaya girip merdivenlere yöneldi. Sonunda kapıya yetiştiğinde fazlasıyla heyecanlıydı. Kalbi ağzında atarken zili çaldı ve beklemeye başladı. Kısa bekleyişin sonunda kapı Yağız tarafından açılınca istemsizce gülümsedi.
Yağız kapıyı ardına kadar açtıktan sonra hızla karşısında gördüğü adamın göğsüne sarıldı.

" kısacık sürede bile özledim" sesi fazla kısık gelirken Rohat saçlarının üzerine öpücük bıraktı.

" içeri geçelim şimdi kapıya çıkan falan olur mazallah." Yağız istemeye istemeye geri çekildi. Rohat içeri girip ayakkabılarını çıkarınca elinden tutarak salona yönlendirdi. Rohat ise yaygan bir şekilde kendini koltuğa attı.

" ne içelim?" Yağız tepesinde dikilmiş doğruca ona bakarken Rohat omuzlarını silkti.
" fark etmez. En kolay ne varsa" Yağız, Rohat'ın yanağına öpücük kondurmak için eğilirken, bunu fark eden Rohat hızla kolundan tutup kucağına çekmeye çalıştı. Yağız hafif sendelerken kahkahasına mani olamadı.

" ya bir dur Allah aşkına. Öpücem sadece" Rohat Bacaklarını daha çok yayarak oturup yanıt verdi.

"kucağıma gel işte" yüzündeki sinsi ifadeyi yakalayan Yağız göz devirdi.

" azgın" Rohat, karşısındaki gencin mırıldandığı halde duyduğu şeyle kahkaha attı. Başını sallayarak kahkahasını durdurun a Yağız konuşmaya devam etti.

" ben atıştırmalık bir şeyler hazırlayıp geliyorum" cümlesi biter bitmez mutfağa ilerledi. Dolaptaki Tüm çerezleri tepsiye dizdikten sonra meyveli soda çıkarıp bardaklar doldurdu. Tüm işi bitince tepsiyi alıp çıktı mutfaktan. Rohat onu görünce kenarda duran sehpayı alıp ortaya bıraktı. Film izlemek için ortam tamamen hazır olunca Yağız rastgele bir film açmıştı.

Rohat tek kolunu Yağız'ın omzuna dolayıp göğsüne çekti. Bir süre ufak öpücükler verirken kafasına takılan soruyu sordu.

" gülüm, sen ne zaman döneceksin İzmir'e?" Yağız başını göğsünden kaldırıp yüzüne baktı.

"Normal şartlarda haftaya dönüyorum "
Rohat kaşlarını çatarken yanıt verdi.

" peki normal olmayan şartlarda?" Yağız yaslandığı göğse öpücük bırakarak gülümsedi.

" sen ne zaman git dersen" Rohat aldığı cevapla daha fazla dayanamayıp genç çocuğun dudaklarına yapıştı. Yavaş hareketlerle alt dudağını emerken tek eliyle boynunu tutuyordu. Yağız ağzının içine giren dille inlemesini tutamazken, Rohat aldığı ufak inlemelerle daha sert öpmeye başladı.
Yağız oturduğu yerden hafifçe yükselip iki elini de Rohat'ın saçlarına attı. Anın verdiği şehvetle sert sayılmayacak şekilde çekiştiriyordu. Rohat, dudaklarıyla Yağız'ı hapsederken sırtını koltuğun yan tarafına yaslayıp karşısındaki genci üzerine doğru çekti.

Yağız aldığı sinyalle dudaklarını ayırmadan Rohat'ın kasıklarına doğru oturdu. Altında hissettiği sertlik o kadar iyiydi ki bir an nefesinin kesildiğini hissetti. Rohat ise elini tam kasıklarına oturan dolgun kalçalara attı. Bir erkeğe göre fazlasıyla şekilli bir kalçası vardı ve Rohat bundan oldukça etkileniyordu.