ÇARESİZLİK KIRINTILARI

580 34 17
                                    

Oy vermeyi unutmayın
İyi okumalar 🌸🤍







Yağız ve Berk'in gitmesi üzerine Yasin hala arkalarından bakıyordu. İçindeki sıkıntı git gide büyürken arkasını dönüp kaldırım kenarına çöken arkadaşının yanına ilerledi.

Sinirli genç titreyen elleriyle sigara yakmış, gözleri yere odaklanmış bir şekilde sigarasından derin nefesler çekerken, Yasin İçinden "Allahım sen bana yardım et " diyerek  Rohat'ın yanına oturdu.

" keke anlatacak mısın artık?" Rohat daldığı düşüncelerden yanındaki arkadaşı sayesinde sıyrılırken sigarasını kendinden uzağa fırlattı.

" burda olmaz kardeşim. Başka bir yere gitmemiz lazım " Yasin duyduklarını başıyla onaylarken ayağa kalkıp üstünü sirkeledi.

" tamam o zman iki dakika bekle dükkandan arabanın anahtarını alayım bizim tepeye gidelim" Yasin hızla konuştuktan sonra alacağı cevabı beklemeden  yürümeye başladı.

Yasin'in gidişiyle bir süre arkasından bakan Rohat, oturduğu kaldırım kenarına iyice sinerken bir sigara daha yaktı.
Yağız'a karşı kullandığı kelimeleri düşündü önce. Aslında bunlar gerçek düşünceleri değildi çünkü Rohat'ın daha önce  üniversiteden biseksüel arkadaşları vardı. Homofobik biri olmadığı halde öyleymiş gibi davranmak zorunda kaldı. Aksi Halde Yağız ondan umut alabilirdi.

Rohat hala düşünmeye devam ederken yanına doğru yanaşan arabayla daha fazla düşünmeyi bırakıp ayaklandı. Arabanın kapısını açıp kendini hızla içeri attı. Arka koltuğa göz attığında poşetin içerisindeki bira şişeleri bir tık rahatlamasına neden olmuştu. En azından arkadaşı ne hissettiğini alıyordu. Yasin'in yüzüne  baktığını fark edince arkadaşına döndü.

"hayırdır oğlum sürsene arabayı" sert çıkan sesine hakim olmayınca Yasin önüne bakıp arabayı çalıştırdı. Rohat camı indirip bir sigara yakarken elini radyoya uzattı. yol boyu konuşmak istemiyordu . Sadece düşünmesi gerekiyordu..

:
:
:
:
:
:
:
:
:
:

Berk'in arkasına bile bakmadan gitmesiyle derin bir nefes çekti içine. Ellerini siyah kotunun ceplerine sıkıştırırken adımlarını dükkana çevirdi.  kendi emekleriyle aldığı bir emlak dükkanı vardı. Bazen kazandığı aylık masraflara, mahalledekilerin giderlerine yetmeyecek gibi olursa ek olarak kamyonla mal sefkiyat işleri de yapıyordu.

Dükkanın önüne gelince cebindeki araba anahtarını çıkardı. Çocukluk dostu Mikail'in yanına uğrasa iyi olacaktı. Arabaya biner binmez camları indirip sigarasını yaktı. Son gücüyle gaza basınca yüzünü yalayıp geçen rüzgar hoşuna gitmişti. En kısa sürede kendine bir motor alsa iyi olacaktı.

Kısa süre sonra karşısına çıkan spor salonunun önünde durdu. Arabaya müsait bir yere park edince kapı önündeki masada  oturan gençlerin bakışı ona döndü. Mikail ayağa kalkıp Azat'a doğru ilerledi.

" hoş geldin kardeşim benim. Ayran içtik ayrı düştük sanki" arkadaşının sarılışına karşılık verirken gülmeden edemedi.  Geri çekilip samimi bir ses tonuyla yanıt verdi.

" manyak olma be oğlum. İş güç derken zaman bulamıyoruz ki" Mikail arkadaşının sırtını sıvarlarken karşılık verdi.

" şaka yapıyorum aslanım. Geç otur masaya."  Azat masaya doğru ilerleyince masadaki gençler ayağa kalkıp tek bir ağızdan selam vermişti.

" hoş geldin abi. Buyur otur." Azat hepsinin yüzüne tek tek bakarken başını sallayarak cevap verdi.

" eyvallah canlarım. Oturun ayakta beklemeyin " Azat'ın bu dediklerini duyan gençler fazla beklemeden kalktığı yere geri oturdular. Herkes yerini alınca Mikail içerideki çalışanlardan birini  yanına çağırdı.

Bir Gönül DavasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin