Asır Ateş
O kadar acı vericiydi ki,sevdiğin insanlara sarılamamak.Onlara güvenmemekte değildi ama işte.Yapamazdım,olmuyordu.
Keşke çocuk olmasaydım.
Hiç bir zaman olmak istemedim.
Şu anki kişiliğimden de nefret ediyordum,iyi rolü bile yapamıyordum.
Çocuklar eğer kendilerini koruyan kişiler olmazsa acı çekmeye mahkum hale gelirlerdi.
Yaşamasan öğrenememiştim.
Öğrenmek de istemezdim.Hera kocaman sırt çantası ile kapıdan girdiğinde bana gülümseyip salona geçmişti.Gülümsemesine karşılık verip önüme dönmüştüm.
Hera çoğumuza göre küçük kaldığından genelde koruduğumuz kişi o olurdu.En büyüğümüz Alev ile ben,ortancalar ise Ezel ile Deniz oluyordu.
Hera ise en küçüğümüzdü,en son bize dahil olanda o olmuştu.
Deniz bize katıldığında gözü tek bir kişiyi görmüştü.
Ezel'i.Gözlerinin parladığını görmüştüm.Ezel de şaşkındı Deniz daha da şaşkındı.Deniz'in kızardık gözlerini gören Alev şaşırıp ne oldu dercesine bana hareket yaptığında boşver işareti yapmıştım.
Alev ve ben şu an resmen küçük çocuklar gibi olmuştuk.
Şu an ortam uygun olmadığından gevezeliğini konuşturamıyordu.
Alev duygusallıktan nefret ederdi.Duygular ona göre onu geriye itmekten başka bişey yapmazdı."Sen ağladın mı?"Ezel'in şaşkınlık ve endişe içeren sesiyle Deniz sağ gözünden düşen yaşla hemen Ezel'in boynuna atlayıp sarılmıştı.Hıçkırmasından ağladığı belli olmuştu.
Alev'in yüzüne bakmamıştı.
Araları hala limoniydi.
Veyahut benim bilmediğim bişey varsa da berbattı.
"Ezel gitme bir daha nolur"
"Olmuyor yapamıyorum ben hiçbiriniz olmadan yapamıyorum"
"Çok alıştım size"
"Deniz ağlama,geldik bak buradayız"
"Gidecek misiniz geri"Deniz'in sesi küçük şımarık çocuklar gibi çıkıyordu.
"Söz gitmeyeceğiz gitmeyeceğim tamam mı?Ağlama içim kıyılıyor canımın içi ağlama"
"Çok özledim seni Deniz biliyor musun,senle uyumayı konuşmanı dinlemeyi çok özledim"
Ezel Deniz'e öyle hoş bakıyordu Kİ anlayamazdım,benim gibi basit biri için fazla güçlü hislerdi.
Hayattaki tek isteğim temiz olmak olmuştu.
Tertemiz olmak.Ezel'in gözü Deniz'in sağ eldivenine kaymıştı.
"Hani ben geldiğimde çıkaracaktın?"
Ezel Deniz'in göz yaşlarını sildiğinde birbirleriyle olan iletişim kesilmişti sanki.
Gözleri konuşuyor gibiydi.
"Hani gitmeyecektin?"
Aralarındaki bağı asla anlayamadım.
Ama bildiğim tek şey çok güçlü bir bağ olmasıydı.
Bunu bile anlayamıyordum.
Benim gördüğüm tek şey ise Işık'ın afallamış yüzüydü.Afallamış ve şirin yüzIşık Güneş
Sadece yüzümü yıkamaya gitmiştim bu kalabalık ne ara oluşmuştu anlamamıştım.
Herkesin gözü bi anda bana çevrildiğinde hemen kısa bir gözlem yapmıştım.Uzaktan da olsa tanımam gerekiyordu.Sarı mini elbiseli esmer,uzun boylu,bak rengi gözleriyle şok güzel bi kadın vardı karşımda.Benden çok büyük olamazdı ama daha olgun duruyordu.Fiziği yüz hatları her şeyiyle kusursuz görünüyordu.Sadece boynunun sağına doğru saçından çok da belli olmayan bir yanık vardı,yeni olamazdı.
Ben gelince Deniz'in sarılmayı bıraktığı yemyeşil gözleri olan,beyaz tenli büyük ihtimalle Asır'la yaşıt olduğunu düşündüğüm bi çocuk karşımdaydı.
Kusursuz bir çene hattı ve yüzü vardı,bana göre Asır'ın ki daha hoştu ama konu bu değil tabi.
Banane Asır'ın yüzünün güzel olup olmamasından.Fark ettiğim tek şey
Hepsinin 5 parmağında da yüzüklerin olmasıydı,hepsinde semboller vardı ama inceleme fırsatı bulamamıştım.
"Lan İstanbul birincisi kızın sende ne işi var amına koyayım"
Geriliyordum umarım konuşurken bi hata yapmam.
Ya bir hata yaparsam.
Ya konuşurken kelimeleri düzgün söyleyemezsem.
Ya beni beğenmedilerse.
Ya şu an kötü gözüküyorsam.
Ya bendem nefret etmişlerse.
İlaç parası bulsan iyi olurmuş.