[kim jennie Ω min yoongi]
❝Ben hastaydım. Muhtemelen bipolar bozukluğum vardı ve bir psikiyatriye gitsem anında bana bu teşhisi koyardı, bundan emindim. ❞
⚠️
küfür, cinsellik, şiddet
bipolar bozukluğu, dominantlık
yaş farkı, narsistlik
Tüm bunlar se...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
• • •
Güne gözlerimi açtığımda odadaki sıcaklık ayrı, bedenimi saran kollar ayrı terlememi sağlıyordu. Tüm vücudum sanki elektriğe maruz kalmış gibi hareketsizce, fakat titreyerek yatakta uzanırken, bilincimin yerine geldiği an hissettiğim sızılar ve ağrılar dayanılmazdı. Tutulmuş boynum, sızlayan kasıklarım, titreyen bacaklarım ve kollarım öyle ağrıyordu ki.. hayır, savaştan da çıkmamıştım, bedenimdeki ağrılar da neydi böyle?
Oflayarak yerimde dikleşeceğim vakit, belimdeki sıkı kollar buna engel oldu. Yoongi'nin boyun girintisinde duran burnuma ilişen temiz kokular, an be an beni mayıştırırken tekrar uykumu getiriyordu. Bıraksalar daha on sekiz saat uyurdum.
Ağrıyan ellerimi yavaşça çıplak gövdesine yerleştirdiğimde teninin sıcaklığı içimi kaynatırken, kuruyan dudaklarımı ıslattım. Dün gece aklıma dolduğunda ise hissettiğim o zevk, o hisler yine vücudumu baştan aşağı yaktı. Pişman değildim, do dokunuşlar, o öpücükler.. çok iyi hissettirmişti fakat erkendi işte. Erken olmuştu tüm olanlar.
Alnımı çıplak gövdesine yaslayarak ona daha çok sokulduğumda anında gözlerim kapanmıştı. Burnumda tüten kokusu, içimi bir bahar gibi ferahlatıyordu. Özlemiştim onunla uyumayı, ona sarılmayı. Ama kahretsin ki, doğru değildi. Hareketleri bir seri katilin hareketleri gibiydi. Nasıl emin olacaktım ilerleyen zamanlarda aynı şeyleri yaşamayacağıma?
Bana olanları unutturması gerekiyordu.
"Jennie!"
Tüm bu düşüncelerim arasında kapı birkaç kez tıklatıldığında gözlerim aralandı. Kahretsin, Jisoo'yu unutmuştum!
Hızla toparlanarak Yoongi'nin kolunu üstümden atmaya çalıştığım sırada huysuzca kaşlarının çatılması dikkatimi çektiğinde kalbim hızlanmaya başlamıştı. Evet, çok sevimliydi ve göğsünden çıkmak istemiyordum ama Jisoo bizi böyle görmemeliydi.
"Dışarıda bir adam var, boş boş saçmalıyor. Bak giriyorum şimdi!"
Yoongi'nin ağır kolunu üstümden zar zor atıp yatağa geri bıraktığımda anında doğruldum ve yataktan ayaklandım. Üstümde dün duştan sonra giyindiğim şortlu pijamalarım vardı.
"Geldim."
Sessizce mırıldanarak kapıyı yarıya kadar açtım ve odadan çıkıp kapının önünde bekleyen Jisoo'nun tam karşısında dikildim. Düne nazaran daha iyi görünüyordu. Muhtemelen kokusundan rahatsız olup odadaki banyoda duş almıştı.
"Neler oluyor?"
Şaşkınca konuşmama karşı göz devirerek omuz silkti ve hararetli bir şekilde konuşmaya başladı; "Dışarıda bir adam var. Bahçede resmen içeriyi gözetliyordu. Ben de çıktım dedim sen kimsin diye, Yoongi'nin çalışanı olduğunu söyledi. E madem Yoongi'nin bir çalışanı, burada ne arıyor?!"
